Eğitim
  • 8.9.2009 00:40

KÜRTÇE EĞİTİME YABANCI DİL FORMÜLÜ...

Resepsiyona TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Devlet Bakanı Cemil Çiçek, Anayasa Mahkemesi başkanvekili Osman Paksüt, eşi Ferda Paksüt, üst düzey yargı mensupları, bürokratlar ve milletvekilleri katılıyor.

Resepsiyonun ilk dakikalarında Adalet Bakanı Sadullah Ergin Cumhurbaşkanı Gül’ün yargılanması ile ilgili olarak basın mensuplarına önemli açıklamalar yaptı.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin Gül hakkındaki sincan 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin takipsizliği kaldırma kararının kanun yararına bozma istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildiğini açıkladı. Ergin istemin 1 hafta önce Başsavcılığa iletildiği belirtti.

Adalet Bakanı’na Yargıtay Başkanının “Egemenliğin sadece yasamada olmasına yönelik eleştirileri” anımsatıldı.

Bakan Ergin her zaman eleştiriler ve değerlendirmeler olabileceğini belirterek, yargı reformu yapılırken tüm bu değerlendirmeleri ele alarak bir metin hazırlayacaklarını. Ve bu metni parlamentoda muhalefetin önüne getireceklerini söyledi.

Çiçek'ten Gerçeker ve DTP'ye salvo

Eski Adalet bakanı, Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'e yanıt verdi. Çiçek 29 Eylül'de yargılanması beklenen DTP'liler için de konuştu.

Yeni Adli Yılın açılış resepsiyonunda Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in sözlerine "Yargının yandaşı olmaz" şeklinde yanıt verdi.

DTP'LİLERİN YARGILANMASI

Çiçek DTP'li vekillerin ifade vermeleriye ilgili olarak da "Kimseye ayrıcalık olmaz." yanıtını verdi. Çiçek DTP'lilerin polis zoruyla götürülmesi senaryosu üzerine de: "İhtimaller üzerine konuşmam" dedi. Çiçek "Yasaları yok sayamazsınız. Yargıdan kimse ayrıcaklık hakkı talep etmemelidir. O zaman Parlementoya güven kalmaz. Parlementonun birinci görevi millet adına yasa yapmaktır."

AÇILIM AYRI YARGILANMA AYRI

Çiçek Kürt açılımının yaşandığı bu günlerde böyle bir olayığn hükümeti sıkıntıya sokup sokmayacağı konusunda ise "Kimsenin ayrıcalığı yoktur" dedi ve ekledi: "Falanca olay var filanca olay var diye yasaların uygulanmaması olmaz. Yargı erkanı yasaları nasıl uygulayacağına karar verecektir. Açılım ayrı bir şeydir yürürlükteki mevzuatın uygulanması ayrı bir şeydir."

DTP'LİLERİN DURUMU

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi üç DTP’linin yargılandığı davayı 29 Eylül’e ertemişti. TBMM Başkanlığı’nın üç DTP milletvekili hakkında Mahkeme’ye 29 Eylül’e kadar bilgi vermesi bekleniyor. DTP Genel başkanı Ahmet Türk ise,"Başından beri tavrımızı koyduk. Dokunulmazlıklarımız var, bu nedenle mahkemelere gitmeyeceğimizi ifade etmiştik. İlave edecek şu aşamada başka bir şey de yok" demişti.29 Eylül’deki duruşmada DTP milletvekilleri Ahmet Türk, Selahattin Demirtaş ve Emine Ayna'nın ifade vermesi bekleniyor.

ŞAHİN DTP'LİLERİN DOKUNULMAZLIĞINI DEĞERLENDİRDİ

TBMM başkanı Mehmet Ali Şahin de gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı. Şahin Demokratik Açılım konusunda Meclis’te kapalı oturum yapılmasına ilişkin kendilerine bir başvuru olmadığını söyledi. Ancak Şahin, böyle bir teklif gelirse değerlendireceklerini ve bunun nasıl yapılacağının iç tüzükte belli olduğunu anımsattı.

Eski Meclis Başkanı Köksal Toptan döneminde bazı DTP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin fezlekenin ilgili vekillerin sekretaryasına ulaştığını açıkladı.

Ancak Şahin, bazı vekillerin bu tebligatı aldıklarını ancak bazılarının ise almadıklarını belirterek, “ Artık top 11. Ağır Ceza’da” dedi.

Şahin konunun kendi önüne gelmesi durumunda nasıl bir tavır izleyeceğine ilişkin bir soruya ise, “biz de aynı şekilde değerlendiririz” yanıtını verdi.

Anayasa Mahkemesi Başkanı'ndan "Yandaş" yorumu

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç TBMM'nin bahçesinde düzenlenen adli yılın açılış resepsiyonunda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.. Kılıç Anayasa Mahkemesi'nin yapısal değişikliğinin nasıl yapılacağı konusunda herhangi bir soruyla karşılaşmadıklarını belirterek, “İlerleyen günlerde bu konuda belki böyle bir ihtiyaç duyarsa sayın Bakan, bakanlık, bize gelirse o zaman arkadaşlarımızla oturur düşünürüz” dedi.

GERÇEKER DÜZEYLİ ELEŞTİRDİ

Kılıç, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in “Yargı bağımsız olacaksa, yandaş yargı olmaması gerekir” şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Kılıç, spesifik olarak bir şey söylemek istemediğini belirterek, “Sayın Başkanın düşüncelerine büyük bir saygıyla bakıyorum. Sayın Başkan, gerçekten çok düzeyli, germeden, herhangi bir ithamda bulunmadan, vatana ihanetle ya da bölünmekle, parçalanmakla bir takım ağır şeylerle ifadeler kullanmadan, son derece düzeyli ifadelerle katılmadığı yerleri belirtti” dedi.

GERÇEKER'E KATILMADIĞIM YERLER VAR

Gerçeker'in konuşmasına katılmadığı yerler olduğunu ifade eden Kılıç, “Ama düşüncelerini, eleştiriye açık olarak değerlendiriyorum. Bir tarafta Adalet Bakanı'nın bir projesi var. O projeye karşılık kendi düşüncelerini ifade ediyor. Bu ifadeleri de tartışmaya açık ifadelerdir. O ifadeleri de karşılıklı görüşülebilir, konuşulabilir. Üslup açısından son derece güzeldi” diye konuştu.

YARGITAY - Anayasa Mahkemesi YETKİ TARTIŞMASI

Yargıtay Başkanı Gerçeker'in “Anayasa Mahkemesi yetkisinde bulunan Yüce Divan yetkisinin Yargıtay'a verilmesi” yönündeki görüşlerinin hatırlatılmasına karşılık Kılıç, yıllardır Yargıtay Başkanlarının Yüce Divan yetkisinin Yargıtay'a verilmesini ifade ettiklerini hatırlattı. Kılıç, “Bunun karşısında da niye oraya verilmediğine dair argümanlar var. Bunu Anayasa'nın ilk yapılış sürecine bakacak olursanız, bu yetkinin Anayasa Mahkemesi'ne neden verildiği açık şekilde görülüyor” dedi. Anayasa Mahkemesi üyeleri aynı zamanda Yüce Divan üyesi.

YARGI REFORMU STRATEJİ TASLAĞI

Yargı Reformu Strateji Taslağı'nın ardından Adalet Bakanlığınca hazırlanan Strateji Eylem Planı'nda, Anayasa Mahkemesi'nin yapısının değiştirilmesine yönelik çalışma yapılacağının belirtildiğinin hatırlatılması ve “Anayasa Mahkemesi'nden görüş istendi mi?” sorusuna karşılık Kılıç, “Adalet Bakanlığı reform taslağını bize yolladı. Onunla ilgili herhangi bir düşünce belirtmedik, eletmedik. Sadece raportörümüzü görevlendirdik. Kızılcahamam'daki toplantıya katıldı. Bununla ilgili Anayasa Mahkemesinin yapısal olarak nasıl olacağına ilişkin de herhangi bir somut öneri yok. Bu somut öneri bir çıksın, ondan sonra biz de yanlış olan yerleri söyleriz” yanıtını verdi.

“Konuyla ilgili Bakanlığa siz öneri mi götüreceksiniz, yoksa kendileri mi hazırlayacak?” sorusuna karşılık Kılıç, “Bizden herhangi bir şey sorulmadı. Anayasa Mahkemesi'nin yapısal değişikliğiyle ilgili 'nasıl olmalıdır' şeklinde herhangi bir soruyla karşılaşmadık. İlerleyen günlerde bu konuda belki böyle bir ihtiyaç duyarsa sayın Bakan, bakanlık, bize gelirse o zaman arkadaşlarımızla oturur düşünürüz. Cevap verip vermeyeceğimizi, bizim önerimizin olup olmayacağını, kuruldaki arkadaşlarımızla beraber bir sonuca bağlarız” dedi.

DTP'NİN KAPATILMA DAVASI

Kılıç, Anayasa Mahkemesi'nin gündemindeki DTP hakkındaki kapatma davası, askere sivil yargı yolu açan düzenlemenin iptali gibi konuların ne zaman ele alınacağının sorulması üzerine, şu anda adli yargı süresince inceleyemedikleri dava dosyalarının ilk incelemelerini yapacaklarını söyledi. Haşim Kılıç, biriken 20'ye yakın raporun taslaklarının okumasını yapacaklarını, ondan sonraki hafta da gündemdeki konuları sırayla, süratle ele alacaklarını bildirdi. DTP hakkındaki kapatma davasının ne zaman sonuçlanacağının sorulması üzerine Kılıç, “DTP ile ilgili bazı eksik bilgi ve belge konusu hala devam ediyor ama 3 raportör arkadaşımız bu konudaki raporunu hazırlamayı sürdürüyor” dedi.

'Kürtçe eğitim'e yabancı dil formülü

Yazıcı, TBMM bahçesinde adli yılın açılışı dolayısıyla düzenlenen resepsiyonda, gazetecilerin ''Okullarda seçmeli Kürtçe derslerinin olmasına'' yönelik tartışmalarla ilgili sorularını yanıtladı.

Bunun bir ''arz-talep meselesi'' olduğunu söyleyen Yazıcı, ''İnsanlar illa Kürtçe, Farsça, İngilizce öğrenecek diye bir şey yok. Kim neyi istiyorsa, hangisi geçerliyse onu öğrenecek. Kimin işine hangi dil yarıyorsa onu öğrenecek'' diye konuştu.

Yazıcı, ''Talep olursa devlet olarak eğitim verilir mi?'' sorusunu yanıtlarken, konuyla ilgili bilgisi olmadığını, yalnızca düşüncelerini ve kişisel görüşlerini paylaştığını vurgulayarak, ''O boyutta bir şey söylemem doğru değil'' dedi.

Bir gazetecinin ''DTP'nin istediği Kürt kimliğinin Anayasa'ya girmesi'' sözlerine karşılık Yazıcı, ''DTP'nin, MTP'nin ne isteyip istemediği beni hiç ilgilendirmiyor'' dedi.

Yazıcı, şu anda yürütülen çalışmanın çok zengin olduğunu, çok değişik görüş ve önerilerin toparlandığını anlattı.

DTP'lilerin ''Ayrılmayı da tartışabiliriz'' sözlerinin hatırlatılması üzerine Yazıcı, ''Bırakın şimdi onları. Ajite edenleri bırakın. Onların söyledikleriyle, talepleriyle hareket edecek değiliz ki. Oradan birisi ileri gidiyor, birisi geri geliyor. Belki birisi diyor ki 'Önemli olan benim'. Onlarla uğraşacak halimiz yok'' dedi.

Devlet Bakanı Yazıcı, ''Bir mitingde açıkça 'Ayrılmayı tartışabiliriz' denmesi de ilginç değil mi?'' sorusuna, ''Böyle konu üzerine hiç görüş söylenmez. Bunlar saçma, kim söylüyorsa saçmalıyor. Olur mu öyle şey?'' diye yanıt verdi.

Bir gazetecinin ''Kürtçe seçmeli ders olacak mı?'' sorusunu ise Yazıcı, şöyle yanıtladı:

''Eğitim dili Türkçe'dir. Eğitimin ne anlama geldiğini hepimiz biliyoruz. Eğitim dilinin, resmi dilin Türkçe olması koşuluyla isteyen vatandaş nasıl İngilizce, Fransızca, Arapça öğrenmek istiyorsa Kürtçe de öğrenmek istiyorsa onu da öğrensin.''

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ''Devlet okullarında Kürtçe eğitim olursa, eğitimin başındaki milli ifadesinin kaldırılması gerekir'' yönündeki görüşlerinin hatırlatılması üzerine de Yazıcı, devletin hak ve özgürlüklerin zeminini hazırladığını, bunu icra etmenin de bireylere düştüğünü kaydetti.

Yazıcı, konuyla ilgili Anayasa değişikliği gerekip gerekmediği yönündeki soruyu yanıtlarken de konunun bu yönünü detaylı incelemediğini, ancak bir Anayasa değişikliğine gerek olduğu kanısı taşımadığını ifade etti.

-MEMUR SENDİKASI TEMSİLCİLERİYLE BİR ARAYA GELECEK-

Öte yandan, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın 10 Eylül Perşembe günü memur sendikalarının temsilcileriyle bir araya geleceği öğrenildi.

Toplantıda, yetkili memur sendikalarıyla kamu çalışanlarının gelecek yılki ekonomik ve sosyal haklarını belirlemek üzere yapılan toplu görüşmelerin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Uzlaştırma Kurulu'nun verdiği karar değerlendirilecek.

KAÇMAZ GÜL'ÜN YARGILANMASI KARARINI DEĞERLENDİRDİ
Resepsiyona katılan Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz Cumhurbaşkanı Gül'ün yargılanmasına ilişkin 'Kamu yararına bozma kararına sevindim' dedi.

Yalçınkaya, HSYK hakkında konuştu

Yalçınkaya, adli yılın başlaması dolayısıyla TBMM Havuzlu Bahçe'de verilen resepsiyonda gazetecilerin çeşitli konulara ilişkin sorularını yanıtladı.

Almanya'daki Deniz Feneri e.V. davası ile bağlantılı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma hatırlatılarak, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığınca Ak Parti hakkında Siyasi Partiler Yasası kapsamında sürdürülen soruşturmanın ne aşamada olduğunun sorulması üzerine Yalçınkaya, soruşturmanın halen devam ettiğini söyledi.

Yalçınkaya, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmasıyla kendi soruşturmalarının paralel yürüdüğünü kaydetti.

“KAYIP TRİLYON DAVASI”

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkındaki “Kayıp Trilyon Davası”nda Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin takipsizlik kararının kaldırılması kararının Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiğinin ifade edildiğini belirten Yalçınkaya, yeni adli yılın bugün başladığını gerekli çalışmayı yaptıktan sonra herhangi bir tebliğname düzenlemeden kanun yararına bozma istemine atıfta bulunularak dosyanın ilgili ceza dairesine gönderileceğini söyledi.

Yalçınkaya, dairenin vereceği kararı inceledikten sonra gerek görürlerse itiraz edebileceklerini anlattı.

YARGI REFORMU STRATEJİ TASLAĞI

Yargı Reformu Strateji Taslağı'na yönelik, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in eleştirilerine katılıp katılmadığının sorulması üzerine Yalçınkaya, eleştirilere aynen katıldığını söyledi.

Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın HSYK'da olmaması gerektiğini ifade eden Yalçınkaya AB'nin de aynı yönde istemleri bulunduğunu belirtti.
“Yasama organının Kurul'a üye seçmemesi gerektiği, bunun yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına aykırı olacağı” görüşünü vurgulayan Yalçınkaya, “Yargı da bu halk için var. Yargı bağımsızlığı, hakim ve savcılar için değil halk içindir. Bugün kişilerin bulunduğu makam önemli değil, biri gider biri gelir önemli olan yargının bağımsızlığının korunmasıdır” diye konuştu.

Abdurrahman Yalçınkaya, “siyasi partilerde parti içi demokrasi sağlandıktan sonra HSYK'ya yasama organınca üye seçilebileceği” görüşünü belirterek, “Bunun için Siyasi Partiler Yasası'nda değişiklik yapılması gerekir. Önce siyasi partilerin kendi içlerinde parti içi demokrasiyi sağlaması gerekir. Yani milletvekilleri bağımsız va hür iradeleriyle karar verebilmelidir. Bunun için parti içi demokrasi çok önemli. Bu sağlandıktan sonra yasama organı Kurul'a üye seçebilir” görüşünü dile getirdi.

Yalçınkaya bir soru üzerine de halen Anayasa Mahkemesince yürütülen “Yüce Divan” görevinin Yargıtaya verilmesi gerektiğini söyledi.

Yalçınkaya, “Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı”nın kurulması yönündeki görüşlerinde herhangi bir değişiklik olmadığını da sözlerine ekledi.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 15:18

İLGİLİ HABERLER