MEDENİ KANUN YENİLENİYOR... İŞTE ÇOCUKLA İLGİLİ DÜZENLEMELER...
Adalet Bakanlığı, Türk Medeni Kanunu'nun velayet, vesayet ve miras hükümlerine ilişkin tüzük taslağı hazırladı.
Alınan bilgiye göre, yeni Türk Medeni Kanunu'nun getirdiği hükümlerin uygulamasına ışık tutmak ve doğabilecek tereddütleri gidermek amacıyla hazırlanan taslak, görüşlerinin alınması için taraflara gönderildi.
Taslağa göre, ergin olmayan çocuk, anne ve babanın velayeti altında olacak. Ancak velayet, boşanma, ayrılık, anne ve babanın başkasıyla evlenmesi, başka yere gitmesi, ölmesi, çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesinin tehlikede bulunması ile anne ve babanın velayet görevine yerine getirememesi, çocuğa gerekli ilgiyi göstermemesi veya çocuğa karşı yükümlülüklerini savsaklaması gibi yasal sebepler bulunmadıkça ana ve babadan alınamayacak. Anne ve baba evli değilse, velayet anaya ait olacak.
Çocuk, anne ve babasının sözünü dinlemekle yükümlü olacak. Anne -baba olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanıyacak, önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutacak.
Çocuk, anne ve babasının rızası dışında evi terk edemeyecek ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamayacak. Çocuğun adını, anne ve baba birlikte koyacak. Çocukların dini eğitimini belirleme hakkı anne ve babaya ait olurken, erginliğe eriştiğinde dinini seçmekte özgür bırakılacak.
Ayırt etme gücüne sahip velayet altındaki çocuk, anne ve babanın rızası ile aile adına hukuki işlemler yapabilirken, bu işlemlerinden dolayı anne ve baba borç altına girecek.
ÇOCUĞUN MENFAATİ TEHLİKEYE DÜŞERSE...
Çocuğun menfaati, bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikeye düştüğü takdirde, anne ve baba duruma çare bulamaz veya buna güçleri yetmezse, hakim, çocuğun korunması için onun bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirilmesine karar verebilecek; bu önlemden sonuç alınmaz ya da yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa velayeti kaldırabilecek.
Velayete sahip anne ve babanın yeniden evlenmesi velayetin kaldırılmasını gerektirmezken, velayet hakkı kendisinde olan anne veya baba evlendikten sonra velayet görevlerini gereği gibi yerine getirmiyor veya çocuğun menfaatini gerektiriyorsa hakim, durum ve koşullara göre velayet sahibini değiştirebileceği gibi, velayeti kaldırarak çocuğa vasi atanmasını isteyebilecek.
Velayetin kaldırılması halinde ana ve babanın çocuklarının bakım ve eğitim giderlerini karşılama yükümlülükleri devam edecek. Anne, baba ve çocuğun ödeme gücü yoksa bu giderleri devlet karşılayacak.
Velayetin kaldırılmasını gerektiren sebep ortadan kalkmışsa, hakim resen ya da ana veya babanın istemi üzerine velayeti geri verecek.
Anne ve baba, kusurları nedeniyle velayetleri kaldırılmadıkça, çocuğun mallarını kullanabilecekler.
Anne ve baba, çocuk mallarının gelirlerini öncelikle çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için, hakkaniyete uyduğu ölçüde de aile ihtiyaçlarını karşılamak üzere sarf edecekler.
Eşler, ergin olmayan üvey çocuklarına da aynı özen ve ilgiyi gösterecekler.
VESAYET
Tüzüğe göre, velayet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınacak.
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı, savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olanlar kısıtlanacak; yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı nedeniyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilecek. Bu durumdaki kişiler de vesayet altına alınacak.
Boşanma kararının verilmesinden sonra anne veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması halinde ise hakim, resen veya anne ve babanın birinin istemi üzerine çocuğa vasi atanmasına karar verebilecek.
Savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim ve isteğe bağlı kısıtlamalarda vesayet altına alınacak kişi dinlenilmeden kısıtlama kararı verilemeyecek.
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle kısıtlamaya da ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilebilecek.
Vesayet makamının izni olmadıkça, vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremeyecek.
Vesayet makamı, bu görevi yapabilecek yetenekte bir ergini vasi olarak atayacak, daha önce erkeğe tanınan vesayet hakkı, kadına da tanınacak. Vesayet süresi 2 yıl olacak.
KORUMA AMAÇLI ÖZGÜRLÜĞÜN KISITLANMASI
Akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol ve uyuşturucu madde bağımlığı, ağır tehlike arzeden bulaşıcı hastalık veya serserilik sebeplerinden biriyle toplum için tehlike oluşturan her ergin kişi, kişisel korunmasının başka şekilde sağlanmaması halinde; tedavi, eğitimi veya ıslahı için elverişli bir kuruma yerleştirilip alıkonulabilecek. İlgili kişi, durumu elverir elvermez kurumdan çıkarılacak. Yerleştirme veya alıkoymaya karar verme yetkisi, ilgilinin yerleşim yeri veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde bulunduğu yer vesayet makamına ait olacak.
Vesayet altındaki kişi adına kefil olmak, vakıf kurmak ve önemli bağışlarda bulunmak da yasak.
Haklı sebepler engel olmadıkça, vesayet makamı, vesayet altına alınacak kişinin öncelikle eşini veya yakın hısımlardan birini, vasilik koşullarına sahip olmaları kaydıyla bu göreve atayacak. Bu atamada yerleşim yerlerinin yakınlığı ve kişisel ilişkiler göz önünde tutulacak.
Bedensel özürleri veya sürekli hastalıkları olanlar, 60 yaşını doldurmuş olanlar, dörtten çok çocuğun velisi olanlar, üzerinde vasilik görevi olanlar ile Cumhurbaşkanı, TBMM ve Bakanlar Kurulu üyeleri ile hakimlik ve savcılık mesleği mensupları vasiliği kabul etmeyebilecekler.
Kısıtlılar, kamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz hayat sürenler, menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlar vasilik yapamayacaklar.
MİRAS
Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak kanun gereği kazanacaklar.
Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar mirasbırakanın aynı haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanacaklar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olacaklar.
Atanmış mirasçılar, mirası, mirasbırakanın ölümü ile kazanacaklar, yasal mirasçılar atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlü olacaklar.
Mirasbırakanın alacaklarının hakları vasiyet alacaklılarının haklarından, vasiyet alacaklılarının hakları da mirasçıların alacaklarının haklarından önce gelecek. Mirası kayıtsız şartsız kabul eden mirasçıların alacaklıları ile mirasbırakanın alacaklıları aynı haklara sahip olacaklar.
Yasal ve atanmış mirasçılar, mirası reddetme hakkına sahip olacak.
MİRASIN SAĞ OLAN EŞE GEÇMESİ
Miras bırakanın birinci derece mirasçılarının tamamının mirası reddetmesi halinde, bunların payı sağ olan eşe geçecek.
Mirasçıların alacaklarının da korunduğu tüzükte, ödemeden aciz bir mirasbırakanın mirasını reddeden mirasçılar, onun alacaklılarına karşı ölümünden önceki 5 yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında, geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olacaklar. Olağan eğitim ve öğrenim giderleriyle çeyiz, bu sorumluluğun dışında tutulacak.
Miras 3 ay içinde reddolunabilecek, yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olacak.
Mirasın açıldığı tarihte mirasçı olabilecek bir cenin varsa, paylaşma doğumuna kadar ertelenecek.
Mirasçılardan her biri sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilecek.
HAYIRSIZ EVLATLARA ÖNLEM
Eşlerden birinin ölümünde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa, sağ kalan eşin korunması için bunlar üzerinde miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkının tanınmasını isteyebilecek. Böylece eşler, bu haklarını ölünceye kadar kullanabilecek.
Miras bırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek ve sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde, sağ kalan eş bu hakları kullanamayacak.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:03