Gündem
  • 27.6.2002 08:21

MEHMET ALİ BİRAND, “DSP, DERNEK Mİ, KURUM MU?” DİYE SORDU...

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA- DSP'li dokuz milletvekilinin çıkışını değerlendiren Mehmet Ali Birand, Posta Gazetesindeki yazısında şunları yazdı: DSP, DERNEK Mİ, KURUM MU? DSP tarihi dönemece geldi. Artık bir karar vermek zorunda. Ya Ecevitlerin kurduğu bir dernek olacak ve ilk seçimde tarihe karışacak veya gerçekten bir siyasi parti veya kurum olduğunu ispat edecek. Birbirimizi aldatmayalım. Artık en Ecevitçiler dahi, gelinilen noktada, Ecevit ailesi ile bu partinin yoluna devam edebilmesinin imkansız olduğunu açıkça görüyorlar. Kapalı kapılar ardında neler konuşulduğunu da hepimiz biliyoruz. Bu saatten sonra, yaşlı gözlerle Ecevitçilik yapmanın hiçbir anlamı da kalmamıştır. Ancak kimse cesaret edip, bunu açıkça söyliyememekteydi. İlk defa 9 milletvekili cesur bir adım attı. Nezaket çerçevesi içinde, doğru bir saptama yaptılar. DSP'nin "dernek değil, parti olması için" neler yapılması gerektiğini gösterdiler. Batılı ülkelerdeki örneklerle karşılaştırıldığında, gereğinden de abartılı bir tevazu ile hareket ettiler. Şimdi çok merak ediyorum, acaba Ecevit fanatiklerinin tepkisi ne olacak ? Bu arkadaşlarını asmaya mı kalkacaklar, yoksa ihraç mekanizmasını mı işletecekler. En hafif ceza olarak, sırtlarını dönüp bu insanları yalnızlığa mı itecekler ? DSP için en önemli test bu olacak. Eğer bu 9 milletvekili itilip kakılır ve "ulu öndere dil uzatmakla" suçlanırlarsa, DSP'nin parti içi demokrasisinden daha da uzaklaştığı, ne yazık ki bir dernek olmanın ötesine geçemediği anlaşılacaktır. Bu sonuç, DSP'nin gelecek seçimlerdeki şansını daha da azaltacaktır. Parti, Ecevitlerle birlikte ufalıp yok olma sürecine girecektir. Ne yazık ki, parti genel merkezinden yapılan ilk açıklama, "liderlik katında kaşların çatıldığı" mesajını verdi. Hele açıklamada, 9 milletvekilinin bu çıkışla ülke ekonomisine zarar verdiklerinin belirtilmesi, kelimenin tam anlamıyla komikti. DSP'yi sevenler, Rahşan Ecevit'ten korkmayanlar, bu partinin yaşamını uzatmak isteyenler için artık karar zamanıdır. Ya 9 milletvekilinin çarmıha gerilmesine seyirci kalıp tarihi bir hata yapacaklar veya DSP'ye sahip çıkacaklardır. Türkiye'nin DSP'ye ihtiyacı vardır. Üstelik bu partinin kadroları son derece deneyimli ve etkili insanlardan oluşmaktadır. Kendilerini yok etmeye hakları yoktur. Her geçen gün, bize çok pahalıya maloluyor Bülent Ecevit'e saygı duyarım. Gözümü açtığımdan beri siyasi lider olarak kendimi yakın hissettim. Namuslu, hepsini paylaşmasam dahi farklı görüşleri olan ve en önemlisi Türk halkının sevdiği bir liderdir. Ancak, artık kendi geleceği ile ilgili bir karar verme zamanı gelmiştir. Partisini düşünmese dahi, siyasi belirsizlikten dolayı, bu ülkenin, artan faizler nedeniyle her gün milyonlarca dolar kaybetmeye başladığını ve durumun 6-8 ay daha beklemeye tahammülü kalmadığını görmelidir. Manzara içler acısı durumda Ben, Ecevit'in sırf Başbakan kalmak için çırpındığını söyleyenlerden değilim. Tam aksine, Ecevit'in ülkeyi erken seçime götürmenin büyük sorunlar çıkaracağına inandığı için ağırdan aldığını biliyorum. Ecevitlerin ve onlara akıl veren bazı çevrelerin "Erken seçime gitmenin, ülkeyi Tayyip Erdoğan'a teslim etmek olduğuna" inandıkları söyleniyor. Bundan dolayı da Başbakana mümkün olduğu kadar direnmesi tavsiyesinde bulundukları belirtiliyor. Ancak, bu arada karşı karşıya kaldığımız manzaraya bir bakalım. Acı çektiği her halinden belli olan yaşlı bir insanı, zorla yataktan kaldırıp toplantılara sürüklüyoruz. Bu şekilde, ülkenin yönetildiği ve Başbakansız kalmadığı izlenimi vermeye çalışıyoruz. Yazıktır. Ayıptır. Hem Bülent Bey'e yazıktır, zira adeta sürünerek birşeyler yapmaya çalışmakta; hem de Türkiye'ye yazıktır, her gün ekonominin kanaması biraz daha artmaktadır. Türk toplumunun algılama yeteneği bozuk değildir. Durumun aciliyetini ve bu şekilde sürdürülemeyeceğini çok açıkça görmektedir. Bunu bir de Ecevit ailesi ve DSP'liler görse, herkes rahatlayacak. (Milliyet) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:18

İLGİLİ HABERLER