Türkeş''in 12 yıl boyunca en yakınındaki isimlerden biri olan Rıza Müftüoğlu''nun anlattıkları, ''Özel Yıldızlar'' adıyla bir siyasi romana konu oldu. Rıza Müftüoğlu''nun yeğeni Mehmet Müftüoğlu''nun yazdığı romanda gerçek isimler kodlanarak kullanıldı. Türkeş ''Aslantürk'', Rıza Müftüoğlu ise ''Alphan'' adıyla geçiyor
Türkeş öldürüldü
Özel Yıldızlar''da birbirinden ilginç iddialar yer alıyor. Bunlardan biri de Türkeş''in öldürüldüğü iddiası. Dizindeki sağlık sorunu nedeniyle Almanya''ya giden Türkeş''e potasyum yüklemesi yapıldığı öne sürülüyor. Dizinden iğne vurulan ve cehck-up''tan geçen Alparslan Türkeş, Türkiye''ye geldikten bir gün sonra, 4 Nisan 1997''de kalp krizinden öldü. İşte bu olaya dikkati çeken yazar, öldürülme iddiasını şöyle anlatıyor:
''Alphan hem çok üzgün hem de çok düşünceli. Çünkü o biliyordu ki Aslantürk öldürülmüştü. Almanya''dan Mehmet''i aradı. Aslantürk''ün tedavi olduğu yeri sordu. Aslantürk''ü misafir edenin Ermeni kökenli bir Türk vatandaşı olduğunu öğrendi. Endişeleri giderek artıyordu. Sonra bir gün CIA''da çalışan bir Türk''ün bir siyasi partinin genel başkanına gönderdiği rapor eline geçti. Raporda Aslantürk''ün suikasta kurban gittiği yazıyordu. Bir yıl sonra da Aslantürk''ün Almanya''da tedavi olduğu kliniğin doktorunun öldüğü haberini aldı. Bu doktor, Aslantürk''ün kalbini kontrol eden ve ''Taş gibisin'' diyen doktordu. Bu doktorun ölüm nedeni de kalbinin aniden durmasıydı. Sonraki günlerde de kulağına bir şey fısıldadılar: Potasyum yüklemesiyle ani kalp durmasını temin edebiliyorlar.''
Uyarı gelmişti
Türkeş''in öldürülmeden önceki siyasi karizmasından ve ülke politikalarındaki etkisinden rahatsız olan bazı çevrelerden Alphan''a uyarı geldiği de dile getiriliyor. Türkeş''in herkesi etkileyecek bir pozisyon kazanması ve tekliflerinin hemen her kesimde kabul görmesinden rahatsız olan çevrelerden Alphan''a dolaylı olarak gelen uyarılar şu sözlerle yer alıyor:
''Aslantürk çok açılıyor ve çok yönlü hareket ediyor, bir devlet gibi... Sen de bunda en çok etkili olan kişisin. Dikkat edin ve biraz parti işlerinizle uğraşın....'' Ancak bu uyarılar dikkate alınmadı, yıllar sonra olaylar zincir halkaları gibi birbirine eklenince ortaya çıktı.
--------------------------------------------------------------------------------
ÖCALAN''IN İADESİNİ MÜŞAVİR ENGELLEDİ
Alphan''ın büyük kızı Amerika''da eğitim görüyordu. Alphan ve ailesi, zaman zaman kızını ziyaret için bu ülkeye gidiyordu. Ziyaretlerin birinde ilginç bir gelişme yaşandı. Ailesiyle birlikte San Francisco''da bir otele yerleşen Alphan''ı, büyük kızı Suriyeli bir gençle tanıştırdı. Amcasının Suriye istihbaratının başında olduğunu öne süren bu genç, Alphan''a, Türkiye''nin istemesi halinde Abdullah Öcalan''ı iade edebileceklerini söyledi. Suriyeli genç, Alphan''la 10 milyon dolar karşılığında Öcalan''ın teslimatı için ön anlaşmayı yaptı. Alphan, teklifi Aslantürk''e iletti. Aslantürk de Başbakan''a açıkladı.
Tansu Çiller döneminde yaşandığı sanılan bu gelişme, romanda şöyle anlatılıyor:
''Başbakan da görüşmede bu bilgileri alınca çok heyecanlanmış ama görüşmeden sonra hiçbir cevap gelmemişti. Başbakan Aslantürk''ü ne aramış ne de yaptıkları hiçbir görüşmede bundan bahsetmişti. Alphan çok sonra konunun istihbarat teşkilatına intikal ettirilmediğini öğrenir. Eski bir istihbaratçı müşavir tarafından bozulmuştur. İstihbaratçı müşavir, böyle bir takas yapılırsa ilk zamanlar başbakanın kendisinin çok büyük puan alacağını belirtir. Ancak bir müddet sonra Aslantürk ve Alphan''ın bu konudaki rolünün ortaya çıkacağını, bunun da Aslantürk''ün partisine çok büyük avantajlar sağlayacağını belirten müşavir, bu sebeple bu takasa sıcak bakmamasını başbakana tavsiye eder. Müşavir ayrıca yakında bölücübaşının kellesinin de getirileceğin söyler, olayı kapattırarak, istihbarat teşkilatına intikalini de önler.''
Suriye''yi uyardı
Aynı müşavir, Öcalan''ın ele geçirilmesi için Suriye''de düzenlenmek istenen iki ayrı operasyonu da engellemiş. Kitapta bu olay şöyle anlatılıyor:
''Aslantürk, Şam''da oturan bölücübaşının kellesini almak için üç kişilik bir ekip görevlendirmişti. Şam''a giden ekip önce yer tespiti yapmış, planını hazırlamıştı. Son gidişte eylem yapılacaktı. Ancak son gittiklerinde bölücübaşının kaldığı evin her tarafının Suriye güvenlik kuvvetlerince sarıldığını gören Aslantürk ekibi, Şam''ı terk edip Ankara''ya dönmüştü. Sonra Şam''daki bu tedbirlerde Başbakan''ın, Hürriyet Gazetesi''ndeki (10 Aralık 1993) ''Şam''a bölücübaşı için ekipler gönderdim.'' şeklindeki demecinin etkili olduğu anlaşıldı. Başbakan bu demeci sadece Hürriyet Gazetesi''ne vermezdi. Ancak haber sadece bu gazetede manşette yayınlandı.
Alphan araştırdı, tespit etti ki, başbakanın böyle bir demeci yoktu. Sadece istihbaratçı müşaviri böyle bir demeci başbakanın ağzından Hürriyet Gazetesi''ne aktarmıştı. Maksadı Suriyeliler''e bu şekilde haber uçurtmak ve gerekli tedbirleri aldırtmaktı. Öyle de oldu ve Aslantürk bir kere daha bölücübaşına karış uygulamak istediği bir planda başarısız kılındı.''
--------------------------------------------------------------------------------
TARİKATÇILAR MUMCU SUİKASTINI BİLİYORDU
ABD, Sovyetler Birliği''ne karşı uygulamaya koyduğu ''Yeşil Kuşak'' projesinde MHP''yi de kullanmak ister. Bu amaçla Alphan''ı, Türkiye''nin en güçlü tarikatlarından birinin iki temsilcisi ziyaret eder. Tarikat yöneticileri, Alpahan''a şu teklifi yapar:
''Arslantürk ve siz tarikatımıza girin. Partinizin kurultayını toplayın ve programınızı değiştirin. İslamiyet''i esas alan bir program olsun.Önümüzdeki günlerde Türkiye''de çok önemli olaylar olacak. Bizim teklifimizi çok iyi değerlendirin. Bu işi yapacak kişi de sizsiniz, biz araştırdık. Sizi iktidara taşıyacağız.''
Tarikatçılar teklifi reddeden Alphan''dan, kendilerini Arslantürk ile görüştürmelerini isterler. Alpah, tarikatçılarla Arslantürk''ü buluşturur. Bu buluşma kitapta şöyle anlatılıyor:
''İki tarikatçıdan birini Aslantürk tanımıştı. İkinci MC döneminden tanışıyorlardı. Bu hükümetin kurulmasında bu zatın da çalışmaları olmuştu. Aslantürk hemen o döneme geçti. Karşılıklı epey konuştular. Sonra Aslantürk noktayı koydu: ''Uzun zamandır seni hiç görmemiştim. İyi oldu geldiğin. Şimdi biraz toparlanmak zorundayız. Şöyle bir yıl sonra seninle muhakkak görüşelim.'' Tarikatçılar hiçbir teklifte bulunmadılar. Ayrıldılar. Ondan sonra Alphan''a da Arslantürk''e de bir daha uğramadılar. Bu olaydan üç ay sonra bir bayan profesör (Bahriye Üçok) suikasta kurban gitti. Daha sonra meşhur bir gazeteci (Uğur Mumcu)... İkisi de laik çevredendi. İkisinin de faili bulunamadı. Alphan bir ara düşündü, acaba ''Önümüzdeki günlerde önemli olaylar olacak'' diyen bu iki tarikatçının kastettikleri olaylar bu suikastlar mı, diye?''
--------------------------------------------------------------------------------
NAZIM HİKMET''İN ŞİİRİNİ NEDEN OKUDU?
Alphan''la, Arslantürk gençlikle ilgili fikir alışverişi yaparak yeni politikalar üretmeye çalıştıkları 1993 yılında, günümüz Türkiyesi''nde yaşanacak gelişmeleri öngörmüşlerdi. Alphan, ülkücü gençlerin 12 Eylül öncesi yapılan mücadelenin gölgesinde ilerlemeye çalıştıklarını, komünizme karşı olmanın ve ve Turancılık''ın artık dikkati çekmediğini, gençliği heyecanlandırmadığını söylüyordu. Görüşmelerin birinde Alphan, Arslantürk''e, ''Solla düşmanlık eskisi gibi değil, ama tamamen bitmeli ve hatta dostluk ilişkisi kurulmalıdır. Milli solla işbirliği de yapılmalıdır'' önerisini götürdü. Alphan''ın bu yaklaşımını Aslantürk de olumlu buldu ve şu cevabı verdi: ''Ben Nazım''ın şiirini kongrede niçin okudum? Bölücülere karşı milli bir çizgide solla buluşabilmek için. Artık bundan sonraki kamplaşma ''milli'' ve ''gayrı milli'' şeklinde olacaktır. Sen ne yazdın kitabında: ''Ben Türkiye için komünist olan biriyle el sıkışabilirim. Yeter ki komünist olan, Türkiye için komünist olsun.'' Yani Türkiye için hareket edenler, milli çizgide olanlar bir tarafta; başka ülkelere bağımlı olanlar, bölücü olanlar, gayri milli çizgide bulunanlar başka bir tarafta olacaklar. Ancak solla böyle bir çizgide buluşmak çok kolay değildir. Ayrıca böyle bir çizgide buluşulduğunda, maneviyatçılığı başka bir kulvara terk edebelirsiniz. Sol düşünceyi de maneviyatçılıkla yan yana tutmak o kadar kolay değildir. Ancak milli çizgideki solcular, sosyal demokratlar, milliyetçiler, milli çizgideki muhafazakarlar muhakkak birlikte hareket etmenin yolunu bulmalıdır. '' (AKŞAM)
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:14