İki eski bakana hayal kırıklığı yaşatan, Yüce Divan Heyeti''nin 10 sayfalık mütalaası oldu. Yüce Divan Heyeti, Özkan ve Önal''ın ''''davanın düşürülmesi'''' yönündeki taleplerini oybirliği ile reddetti. Heyet, her iki sanık hakkında iddia makamının mütalaası ile aynı paralelde karar verdi. Yeni Şafak''ın ele geçirdiği 10 sayfalık mütalaada, TBMM''nin Yüce Divan''a sevk kararının ''''kesin hüküm'''' niteliğinde olmadığı, bu nedenle ceza yargılamasındaki bu davanın düşürülmesine karar verilemeyeceği belirtildi. Mütalaada, ''''Meclis kararları, niteliği ve doğurduğu sonuçlar açısından bir iç tüzük düzenlemesi veya değişiklik niteliği taşımamakta, bu nedenle anayasaya uygunluk denetemine tabi bulunmamaktadır'''' denildi.
Kesin hüküm kavramı
Mütalaada, ''''kesin hüküm'''' kavramına açıklık getirilirken, ''''hukuki bünyesi ile meclis soruşturmasında TBMM''nin işlevsel konumu, kararın hukuki niteliği ve bağlayıcılığı'''' değerlendirildi. Kesin hüküm kavramının, öğreti ve yargı kararlarında ''''aynı fiilden dolayı aynı kişinin birden fazla cezalandırılamayacağı'''' anlamına geldiği hatırlatılan mütalaada, şu görüşe yer verildi: ''''Kuşkusuz soruşturma organlarının, örneğin hatalı karar verilmiş olması, ya da yeni kanıt elde edilmesi veya soruşturma sonucunu etkileyebilecek esaslı bir kusurun varlığı durumunda, işlem yapılmasına veya soruşturma açılmasına yer olmadığına karar verilmesi gibi hangi adla olursa olsun, aynı sonucu doğuracak kararlarını kaldırmaları gerekecektir.''''
Davada, TBMM ve soruşturma komisyonunun yaptığı işlemlerin Anayasa''nın 100. maddesine göre ''''hazırlık soruşturması'''' netiliğinde olduğu ifade edilen mütalaada, ''''Yüce Divan''a sevk kararının geçersiz olduğu, açılan davanın reddine veya düşürülmesine karar verilmesi gerektiği yolundaki itiraz ve talepler yerinde değildir''''denildi.
(YENİ ŞAFAK)
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:06