
ÖZKÖK'TEN 'CENAZE TÖRENLERİ MEDENİLEŞTİRİLSİN' ÖNERİSİ
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök " Ceset torbasındaki yunus" yazısıyla Avrupa Birliği'ne uzanan tespitler yaptı ve tartışılacak bir öneri sundu:
"Yunus balığını ceset torbasında taşır hale geldiysek, önümüzde ölmüş insanlara karşı yerine getirmemiz gereken bir görev var demektir.
Cenaze törenlerimizi medeni bir hale getirmek."
ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:
Ceset torbasındaki yunus
ÖNCEKİ pazar günü TGRT Televizyonu’nda haberleri izliyorum.
Bodrum’da bir yunus balığı ölüsü karaya vurmuş.
Anlaşıldığı kadarıyla genç bir yunus.
Başında bir yara varmış.
Ayrıca sırt tarafında da yara izleri görülmüş.
* * *
Yunusun başında iki genç kadın duruyor.
Her hallerinden hayvansever oldukları belli.
Yunusun neden öldüğü konusunu tartışıyorlar.
Bir iddiaya göre, yunuslar avlanmak için balık çiftliklerine yanaştığında, oradaki görevliler tarafından öldürülüyormuş.
Yunus ölüleri ezelden beri medyanın ilgisini çeker.
İnsanların bu hayvana karşı acayip bir yakınlıkları vardır.
Onlar da sanki bu yakınlığın bilincindeymiş gibi hareket ederler.
Sevimli bir hayvandır yunus.
O nedenle gazetecilerin de dikkatini çeker.
Ama TGRT’de izlediğim olay burada kalmıyor.
Yani yunusun ölüsü kaldırılıp bir kenara atılmıyor.
Bakıyorum bir araç geliyor.
İçinden iki-üç görevli iniyor.
Önce yunusu inceliyorlar.
Sonra içlerinden biri, araca gidip elinde bir nesneyle dönüyor ve o nesneyi itinayla açmaya başlıyor.
Dikkat ediyorum, açtığı şey bir ceset torbası.
Ceset torbası açılıyor ve yunus içine yerleştirilip götürülüyor.
Yunusun ölüm nedenini saptamak üzere otopsi yapılacağı anlatılıyor.
* * *
Birden gözümün önüne çocukluğum, gençliğim, hatta orta yaş dönemimin başka fotoğrafları geldi.
Yolda bir kaza olmuş.
Yerde bir ceset yatıyor.
Üzeri gazete káğıdıyla örtülmüş.
Yanında bir jandarma eri bekliyor.
Gazete káğıdının altında ise öldükten sonra bile ihtimamı hak edememiş bir insan bedeni var.
İşte o görüntüler gözümün önüne geldi ve düşünmeye başladım.
Ceset torbası, basit bir plastik torba değildir.
* * *
İnsan düşünce ve duygusunun belli bir gelişmişlik seviyesidir.
Türkiye nereden nereye geliyor.
Kullanılmış gazete káğıdından, plastik ceset torbasına geçiş o kadar kolay olmadı.
Yıllar, on yıllar sürdü.
Nedir ölmüş bir yunus balığının üzerine geçirilen ceset torbası?
Biraz da Avrupa Birliği değil mi?
Diyeceksiniz ki, başka ülkelerde bu yok mu?
Onu bilmem.
Bizde son 10 yıla kadar yoktu.
* * *
Yunus balığını ceset torbasında taşır hale geldiysek, önümüzde ölmüş insanlara karşı yerine getirmemiz gereken bir görev var demektir.
Cenaze törenlerimizi medeni bir hale getirmek.
Biliyorum, bazıları çıkıp yine aynı teraneleri tekrarlayacak.
"Bizim cenaze ádetlerimiz böyle" diyecek.
Ben İslam dininin, insanlara son görevle ilgili böylesine çirkin görüntüleri, saygısız davranışları örf haline getirdiğini düşünmek dahi istemiyorum.
Kaptıkaçtıdan bozma cenaze arabaları, meyve kasasından kötü tabutlar, cenaze namazlarındaki düzensizlik, kılık kıyafette saygısızlık ve mezar başındaki o hengame, ne ölüye, ne diriye, ne de İslam’a yakışıyor.
Bir yunus ölüsünü ceset torbasında taşıyacak kadar medenileşen insanlar, ölmüş insanı da basit bir beden olarak görmekten vazgeçmelidir.
Haksız mıyım?..