
RUMLAR'IN PKK İLE İLİŞKİSİ VAR
Mehmet Ali Talat, Ankara Temsilcimiz Murat Çelik’e, Ada’daki son durumdan Papadopulos ile ilişkisine, Rum Yönetimi’nin PKK’ya desteğinin sürdüğünden “Ben de değiştim” dedirten gerçeklere kadar çarpıcı açıklamalarda bulunduKKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Lefkoşa’da, makamında görüştük. Yaklaşık bir saat 15 dakikalık sohbetimizde, KKTC ve Kıbrıs sorununun “Denktaş sonrası dönemi’ne dair fikir verecek birçok unsur çıktı ortaya.
İşte Talat ile özel röportajımızın ilk bölümü:
Sayın Cumhurbaşkanı, güncel bir konuyla başlayalım... Lübnan'daki savaştan kaçanlar Türkiye'nin Mersin Limanı'na geliyorlar. Bir de Güney Kıbrıs'tan tahliye edilenler var. Buraya, yani KKTC'ye uğrayıp devam edenler de var bildiğim kadarıyla ama Rum Yönetimi'nin bu duruma bile tepkisi oldu...
Bir kısım geliyor. Özellikle hasta olanlar... Kimi Ercan Havaalanı'ndan uçup gidiyor. Kimi Mersin'e dönüyor. Rumlar, bu konuyu bile nasıl ele alıyorlar işte görülüyor. Bu kurtarma operasyonları için KKTC topraklarını kullananların Güney Kıbrıs'ta rahat edemeyeceklerini söylüyor. Üstü örtülü tehdit... Bunun ötesinde başka bir şey olabilir mi bilmiyorum. Papadopulos için, Rum Yönetimi için insanlık önemli değil. Çok üzücü bir durum.
Dünyadan da herhangi bir yadırgama belirtisi yok. Böyle insani bir konuda bile...
Dünya da çok ilginç. Utanılacak bir durum bu dünya açısından.
ADA'DA SON DURUM
KKTC ile Rum kesimi arasında teknik çalışmalar başlıyor. İki kesimli iki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı çözüm istiyorsunuz, olabilirse...
Olabilirse değil, siyasi eşitlik bizim için bir numaradır, iki numara değildir. Bu bizim için son derece önemli. Hem toplumların, hem de kurucu devletlerin siyasi eşitliği... Önceliklerimizde bir numara siyasi eşitliktir diğerleri daha aşağıdadır.
Ama bir tarafta bir AB üyesi ülke var. Nasıl olacak?
Yeni bir ortaklık olacak ve bu ortaklık da yeni bir AB ülkesi olacak. İki parçalı tek bir devlet olacak. Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti adında AB üyesi olunacak.
Bunun teknik detayları nasıl olacak? Yani bir dönem Türk, diğer dönem Rum tarafı mı yönetimde olacak vb?..
Siyasi eşitlik düzeyinde olacak. Tabii ki rotasyon da onun unsurları olacak.
Ortada böyle bir hedef var belki ama henüz limanlar işi bile çözülebilmiş değil. Ne olacak bu limanlar konusu? AB'nin tavrı ortada...
Bizim söylediğimiz sadece doğru değil, aynı zamanda mantıklı da. Diğeri değil. Biz Türk limanlarına Rum gemi ve uçaklarının açılmasını destekliyoruz ve Kıbrıslı Türklerin de liman ve havaalanlarının eş zamanlı olarak açılmasını istiyoruz. Bu kadar açık ve net. Açılacaksa bizimki de açılacak. "O açılacak, bu açılmayacak" denirse o olmaz.
Çözüm konusunda umutlu musunuz?
Vallahi buna cevap vermek için henüz erken. Eğer iyi niyetle yaklaşırsa Rum tarafı mutlaka... Eğer bunu mecbur olup da bunu yapmışsa, baskı altında kalmamak için görüşüyorsa o zaman bu iş olmaz. Bilemeyiz. Ama AB'de veto hakkı var mesela Rum tarafının...
Anladım ama ABD direkt uçuşları başlatsa; Kıbrıs Rum tarafı istedi diye AB, ABD'ye savaş ilan etmez. Dolayısıyla AB'nin kendisi söz verdi 'izolasyonu kaldıracağım' diye... Peki biz mi anlatamıyoruz? İyi niyet mi yok?
Anlatma meselesi değil. Herkes anlıyor. İyi niyet de değil. Sabırlarının tepesine henüz ulaşmadılar.
Sabır derken, 'Rum kesimi AB'nin henüz sabrını taşırmadı' mı demek istiyorsunuz?
Sadece AB'nin değil, dünyanın da sabrını taşırmadı. Taşırdığı zaman hiç kimse tutamaz dünyayı.
Rum kesimi için kullanılan 'Şımarık Çocuk' tanımlamasına katılıyor musunuz?
Çok doğru. 'Şımarık çocuk' demeyelim ama 'şımarık'. Yani çocuk niye diyeyim. Çünkü çocuk demek için epey yaşlı. (Tasos Papadopulos'u kastediyor.)
PAPADOPULOS'LA İLİŞKİLER
Tasos Papadopulos ile bireysel ilişkiniz nasıl? Ortak bir frekans var mı aranızda?
Bireysel ilişkim hiç yok
Papadopulos ile. Henüz aramızda bir frekansı yakalayacak kadar bir araya hiç gelmedik. Önyargılarınız var mı?
Önyargılarım tabii ki vardır. Ama ben önyargılı yaklaşmamaya çalışıyorum. İyi niyetle bu işe başladık, iyi niyetle de yürütmek istiyorum.
Geçmişi de çok malum olan bir kişi. Onda size karşı bir ön yargı hissediyor musunuz? Kıbrıslı Türk olarak zaten malum da.
Olabilir ama bu konuda somut bir bilgim yok.
Son görüşme nasıl geçti? Birbirinize nasıl hitap ediyorsunuz mesela?
Sayın Papadopulos, Sayın Talat bu kadar...
Birbirinize 'Sayın Cumhurbaşkanı' demiyorsunuz yani?
O der mi Cumhurbaşkanı! Dolayısıyla ben de demiyorum. O demediği için ben de demiyorum.
Ön adlarınızla da hitap etmiyorsunuz o zaman...
Gerçi sizden yaşça büyük Papadopulos ama... Öyle bir samimiyetimiz yok. Eski cumhurbaşkanları çağdaştı. Denktaş ve Klerides... Onlar birbirlerine 'Rauf" ve 'Glafkos' diye hitap ederlerdi. Bizde öyle bir şey yok.
Papadopulos'un yaşı ve geçmişi itibariyle roller değişti mi? Karşıtları Denktaş'a 'inatçı ihtiyar' diyorlardı. Şimdi oranın Denktaş'ı mı oldu Papadopulos?
Ona benziyor. Öyle nitelendiriliyor, doğru.
Rum kesiminde de böyle bir hava doğuyor mudur?
Belki taraftarları hala fazladır ama özellikle eleştirenler, 'roller değişti' diyorlar.
Gambari ile birlikte üçlü görüşmede, böyle 'inatçı ihtiyarlık' diyebileceğiniz şeyler yaptı mı Papadopulos?
Üç saat sürdü. Beş madde ve bir de karar. Altı başlık üç saat sürdü. İki defa da Genel Sekreter telefonla müdahale etti. Bu yetmez mi?
RUMLAR HÂLÂ PKK'YI DESTEKLİYOR
Güney Kıbrıslı Rumlar’ın bir dönem olduğu gibi PKK ile ilişkisi, bağlantıları sürüyor mu?
Maalesef halen sürüyor. 'Düşmanımın düşmanı dostumdur' mantığıyla hareket ediliyor. Bilgilerimiz o yönde.
Bu yöndeki istihbarat bilgilerini iletiyor musunuz karşı tarafa?
O kadar yakınlığımız olmadı ama Birleşmiş Milletler kanalıyla şikayetlerimizi söylüyoruz.
Bazı Avrupalılar ve Rumlar, Denktaş görevdeyken, kendisini Arafat'a benzetirlerdi. İsrailliler, 'Arafat ölmeden bu sorun çözülmez' derdi, bazıları da 'Denktaş gitmeden bu sorun çözülmez diyorlardı.
Arafat öldü. Filistin sorunu çözüldü mü?..
Burada ne olacak? Karşınızda da Tasos Papadopulos gibi bir kimlik var...
Benim inancım, doğrusunu söylemek gerekirse şudur. Tek yol, izolasyonların kalkması ile Kıbrıs Rum tarafının masaya ciddi ciddi dönmesidir. İzolasyonlar kalkarsa, masaya geleceklerdir. Çünkü pabucun pahalı olacağını görürler. Kıbrıslı Türklerin kendilerine muhtaç olmadığını görürler. Aksi halde AB'ye girmiş ciddi şekilde fanatik, şovenist bir Rum yönetimi niçin bizimle anlaşma yapsın?
EVET BEN DE DEĞİŞTİM
Gelelim size... Parti genel başkanlığı, başbakanlık dönemi ve şimdi de Cumhurbaşkanlığı koltuğundasınız. Çok açık sorayım. Sırtınızda yumurta küfesi yokken konuşmalarınız farklıydı, şimdi farklı. Katılıyor musunuz bu görüşe? Fikirlerinizde bir değişiklik yoktur belki ama söylemde bir değişiklik oldu mu?
Şimdi şöyle bir şey söyleyeyim; Pek bir değişiklik yok da, örneğin muhalefetteyken... Bir ülkenin muhalefeti kimi eleştirir? Kendi iktidarını eleştirir. Durup da ABD iktidarını eleştirmez. Yunanistan'ın veya İngiltere'nin iktidarını eleştirmez. Tutup da özel nedenlerden dolayı eleştirir eleştirirse de... Biz de öyleydik. Kıbrıs sorununda hiçbir düşünce farkım yok geçmişle bugün arasında. Ama o günlerde kendi iktidarımı eleştirdiğim için Rum tarafı da eleştirdiği için Rum yanlısı gibi görülebilirdim. Ama şimdi eleştireceğim iktidarım yok ki. Şimdi iktidar benim. Dolayısıyla benim muhatabım Rum tarafıdır. Rum tarafını eleştiririm.
O zaman siyasetçiydiniz, şimdi devlet adamısınız. Farkı yaratan bu mu?
Tabii ki. Ama bu doğal bir şey. Bu bir değişikliği göstermiyor.
Geçmişte bildikleriniz ve hakim olduğunuz dosyalarla, bugün Cumhurbaşkanı olarak elinizdeki veriler farklıdır muhakkak. Bunlar da etkili mi değişimde?
Değişmemek, yaşamamak demektir. Tabii ki her insan gibi ben de değişiyorum. Her siyasi parti gibi, şu anda parti başkanı değilim ama siyasetçi olarak parti başkanlığı yaptığımda partim de düşüncelerinde evrimleştirme göstermişti daha doğrusu. Bunu böyle kabul etmek lazım. Tersi zaten bunun yanlış olur. Doğal olmaz.
GAMBARI OLAYI YERİNDE İNCELEDİ
BM Genel Sekreteri'nin Siyasi İşler Sorumlu Yardımcısı İbrahim Gambari'nin rolüne gelirsek... Süreci belirleyecek bir etkisi olur mu?
Çok etkiler. Çünkü Gambari olayı yerinde inceledi. Tarafları bir araya getirdi. Bir karar aldırdı, bir anlaşma zemini üzerinde ve aynı zamanda bir de 'ilkeler listesi' hazırlattı ve kabul ettirdi iki tarafa.
ŞIMARIK AMA ÇOCUK DEĞİL
İzolasyonların kaldırılması konusunda hangi noktadayız sizce? Almanya, ABD ve İngiltere'de gördükleriniz nedir bu konuda?
Bu ülkelerin tümü de Rum tarafından korkuyor. Çeşitli nedenlerden dolayı. Rum tarafı korkulacak bir ülke değil ama o kadar büyük yaygara koparıyor ki, ülkeler uluslararası hukukla başları dertteymiş gibi gözükmek istemiyor. Dolayısıyla da Rum tarafına bu yaygara nedeniyle ne yazık ki boyun eğiyorlar. Buna bütün ülkeler dahildir. Aslında Rum tarafının yapabileceği hiçbir şey yok.
M.A.T. MAT ETMEYİ HEDEFLEMİYOR
Gömleğinizin manşetinde dikkatimi çekti... İsminizin baş harfleri M.A.T. ortada da bir satranç var... Kim mat olacak diyorsunuz.
Benim hedefim mat etmek değil. Benim hedefim karşılıklı kabul edilebilir, adli bir ortaklıktır. Bu mat etmekle olmuyor. Diğer tarafı yenersiniz. Yendiğiniz günün ertesinde sizden bunun rövanşını almak için harekete geçerler. Dolayısıyla bu doğru bir şey değil. Biz uzlaşacağız. Bir şeyler vereceğiz, bir şeyler alacağız ama uzlaşacağız.
(Murat ÇELİK bugün)
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 04:10