Gündem
  • 7.2.2007 13:45

SAADET PARTİSİ'NDEN KURTLAR VADİSİ'NE DESTEK

PETROL KANUNU REDDEDİLDİ

17/1/2007 tarih ve 5574 sayılı “TÜRK PETROL KANUNU” Cumhurbaşkanlığı’nın onayına gönderilmişti. Bugün memnuniyetle görüyoruz ki bu kanun Sn. Cumhurbaşkanı tarafından kamuoyunun tepkileri doğrultusunda reddedilmiştir.

 

Bu yasa yabancıların menfaatine hazırlanmış, milli menfaatlerimiz gözardı edilmişti. Petrol ve doğalgaz kaynaklarımız sınırsız ve sorunsuz olarak yabancılara peşkeş çekilecekti. Şimdi bu yasa reddedildi. O halde Hükümete düşen iş, Millî menfaatlerimize uygun ve Türkiyemiz’in önünü açacak bir yasayı acilen çıkarmasıdır. Bunun için gerekli ikazları partimiz yetkilileri en üst düzeyde ve kamuoyu önünde yapmıştır. Hükümet, hatasında ısrar etmemeli ve yapılan ikazlardan ders almalıdır. Hükümet, petrol kartellerinin değil, milletin hükümeti olduğunu göstermelidir.

 

KURTLAR VADİSİ TERÖR

Bir batılı aydının ifadesiyle, “ABD Irak savaşını Holywood’da kazandı ama Irak çöllerinde kaybetti”.

Toplumları tankla, topla, silahla ele geçiremeyebilirsiniz ancak zihinleri psikolojik savaş ile etkileyebilirsiniz. Bu çerçevede, yarın yayına başlayacak olan Kurtlar Vadisi Terör dizisi bize göre önemli bir açılımdır. Yayına girdiğinden bu yana, kabul edelim etmeyelim, sevelim sevmeyelim, toplumun büyük bir kesiminin ilgisini çeken bu dizi, şimdi terör konusu ile ekranlara gelecektir.

Bu dizinin toplumdaki barışa ve kardeşliğe hizmet edecek bir senaryo ile izleyenlerin karşısında çıkacağına inanıyorum. Aynı zamanda ümit ediyoruz ki bu dizide halkın bilinçlendirilmesine hizmet için, terör perdesi ardındaki bütün gerçekler işlenir.

Uluslararası bağlantılar, yabancıların desteği, uyuşturucu trafiği, kaçakçılık, siyonist emeller, bölgenin ekonomik ve kalkınmışlık açısından geri bıraktırılması, baskılar, bölgedeki manevi/dini altyapının tahrip edilmesi vb. gibi bütün konular işlenerek gerçekçi bir senaryo haline getirilir.

 

 

HALK BANKASI ÖZELLEŞTİRİLMESİ VE YABANCILAŞMA

IMF’nin talimatlarını harfiyyen yerine getiren Hükümet, şu sıralarda apar topar Halk Bankası’nı satma gayreti içerisindedir. Seçimlerden önce bu işi bitirerek, bir IMF ödevini daha şuursuzca yerine getirme gayreti içerisindedir.

Halk Bankası’nın özelleştirilmesi ile ilgili alınan çeşitli prensip kararları da onun, “adrese teslim” bir özelleştirme haline getirileceği kuşkularını artırmaktadır.

Halkbank, yüzde 99.999’u devletin olan bir bankadır. Her ilde şubesi olan 3 bankadan biridir. Aktif toplamına göre ülkemizin 6., mevduat açısından 5., şube sayısı açısından 4. büyük bankasıdır. Kobi bankacılığında etkin ve yetkin bir bankamızdır. 2001 yılında Emlakbank ve 2004 yılında Pamukbank’ı devralarak kalifiye ve dinamik eleman sayısını oldukça artırmıştır. 2006 yılı kârı yaklaşık 900 milyon YTL’dir.

Böylesine yaygın ve kârlı bir kuruluşu illa da özelleştireceğim diye ortaya çıkmanın hiçbir mantıklı tarafı yoktur. Ülkemizde bankacılık sektörü bu şekilde adım adım yabancıların eline geçmektedir. Bankacılık sektörü şu anda resmi yüzde 36 yabancılaşmış olarak gözükse de yüzde 50’nin üzerinde bir hakimiyete sahip oldukları tahmin edilmektedir. Eğer Halkbank da yabancıların eline geçerse, ülkemiz bankacılık sistemi resmen yabancıların kontrolüne geçmiş olacaktır.

Bankacılık sektörümüzün yabancılaşması, başka sektörlerin yabancılaşmasına benzemez. Bu sektörün yabancılaşması demek, öncelikle ülkemizdeki ticaret yabancıların kontrolüne geçecek demektir. Akabinde, yerli ve yabancı pazarlarımızı zamanla kaybedeceğiz demektir. Dahası, bizim fonlarımız ile başka ülkelerin yatırımları finanse edilecek demektir.

 

AKP: BIYIKLI YABANCILAR

Bütün bu yapılanlar gösteriyor ki AKP yabancılaşmakta sınır tanımıyor. Ülkemizi bu kadar yabancılaştıran bir partinin zamanla kendi toplumuna da yabancılaşması ve neticede yokolması mukadderdir. AKP seçim stratejisini “istikrar” ve “gelişme” üzerine oturtmaya hazırlanıyor ancak, bu istikrar yabancıların istikrarı ve gelişme de yabancıların gelişmesi olarak tebarüz ediyor. Bu durum, gözlerden kaçmıyor. Bugün, Borsa’da “bıyıklı yabancılar”dan sözediliyor. Sıcak paranın, “bıyıklı yabancılar”a ait olduğu söyleniyor. Bunlardan esinlenerek, halkımız şimdi Hükümet olmuş “bıyıklı yabancılar”dan sözetmeye başlamıştır. Zaten bizim bahsettiğimiz yabancılaşım ve yokoluş da budur!

 

MİLLİ VE MANEVİ TAHRİBAT ARTIYOR

Ülkemizde, Millî ve Manevi değerlerimize karşı adeta gizli bir orkestra şefliğinde karalama kampanyası yürütülmektedir. Millî ve manevi değerlerimize uygun olan her şeye “tu kaka” mantığı ile yaklaşılmakta, ancak, yabancılaştırılmaya yozlaştırılmaya ve çürümeye alkış tutulmaktadır.

Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından bile bu tür kampanyaları maalesef üzüntü ve ibretle izlemekteyiz.

Ülke insanımız hızla inancından uzaklaştırılıyor. Yoksulluk ve yolsuzluk her yerde mekan tutmuş. Ülkemizdeki ahlaki ve manevi tahribat almış başını gidiyor. Uyuşturucu kullanımı ilkokula kadar inmiş. Fuhuş çok büyük bir sektör haline getirilmiş ve ahlaksız hainler ilkokuldaki bebelerimize kadar ulaşmışlar. Çocuk pornosunda dünya birincisiymişiz!

“Her şey Türkiye için” diye bas bas bağıran Sn. Başbakan’a soruyorum; “bu mu sizin istediğiniz Türkiye”, “bu Türkiye mi sizinle gurur duyuyor?”,

Sn. Başbakan, AB şeflerinin talimatıyla zinayı suç olmaktan çıkarıp serbest bıraktığından bu yana, toplumumuzda inanılmaz tahribatlar yaşanıyor. Belki kendisi yurtdışında dolaşmaktan, yurtiçindeki bu tahribatı göremiyordur diye, bir araştırma sonucu takdim etmek istiyorum. Ülkemizin muhafazakar illerinin birinde, ilin ticaret odası bir sosyal araştırma yapıyor ve nikahsız yaşamayı onaylayıp onaylamadıklarını soruyor? Üzülerek şunu tespit ediyorlar; Nikahsız yaşamayı onaylayanların oranı yüzde 20’lere dayanmış!

Sosyal yapımız çatırdıyor. Üzerine bastığımız zemin kırılıyor, bilmem farkında mısınız.

Televizyonlarda ahlaki ve manevi tahribat sınır tanımaz halde saltanatını sürdürüyor. Dahası, bütün bunlar ekranlarda alenen negatif ya da pozitif propaganda olarak yayılıyor. Ne uyuyan RTÜK ne de Hükümet bunları maalesef görmüyor.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 22:17

İLGİLİ HABERLER