Medya
  • 2.11.2005 16:23

SABAH''LA HÜRRİYET''İN HABER ATLATMA TARTIŞMASI

DIŞİŞLERİ Bakanı Gül’ün, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi ile ilgili bilgileri kimin sızdırdığını bulması için MİT’e talimat vermesiyle başlayan tartışmalar, Kara Kuvvetleri Komutanı Büyükanıt’ın “Bu haberin ilk hangi gazetede yazıldığına bakarsanız, sızmayı kimin yaptığını da anlarsınız” sözleriyle farklı bir mecraya kaydı. Yeni Şafak Gazetesi’nden Fehmi Koru, “Gizli anayasaya, aşırı sağ rötuşu” başlığı ile haberi ilk veren gazetenin Hürriyet olduğunu yazarak, adres gösterdi. Gizli mesajı şöyle tefsir edebiliriz: İlk haberi, iktidara yakın bir gazete değil devletle derin bağları olan Hürriyet yazdığına göre köstebeği siviller arasında aramamak gerekir. Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, dünkü cevabi yazısında, haberin altında dış politika ve savunma muhabiri Uğur Ergan ile Başbakanlık muhabiri Turan Yılmaz’ın imzalarının olduğunu hatırlatarak, şöyle diyordu: Gazetecilerin kaderi budur. Eğer bu haber başka gazetede çıksaydı, biz bu iki arkadaşımıza ‘niye atladınız’ diye hesap soracaktık. Doğrudur. İlginç bir öykü anlatacağım size. Yıllar önce Sabah’ta çalışırken Yunanistan’ın Ankara Büyükelçiliği’nde görevli bir Yunanlı albayın “casus” olarak nasıl yakalandığını yazmıştım. Sonradan öğrendim, bu haber, Hürriyet’te deprem etkisi yaratmış. Özkök, Ankara Temsilcisi Sedat Ergin’i arıyor: “Bu haber bizde niye yok?” Ergin de tüm muhabir arkadaşlarını toplayarak bu soruya yanıt istiyor. Temsilci Yardımcısı Muharrem Sarıkaya, “Haberde Şamil’in imzası var ama bu haberi Fatih Çekirge yazmıştır” diyor. Çekirge, o dönemde Sabah’ın Ankara Temsilcisi. Ergin, iyi yetişmiş, kaliteli bir gazeteci. Hinliğin farkında, “Ne alakası var. Böyle önemli bir haber Fatih’e gelse oturur kendi yazardı” diye karşılık veriyor. Sarıkaya bu kez, “Belli ki, haber bir yerlerden Sabah’a sızdırılmış” sözleriyle tartışmayı sürdürüyor. Ergin, şu sözleriyle tartışmaya noktayı koyuyor: “Eğer haber sızdırılmışsa neden Hürriyet değil de Sabah? Mazeret kabul etmiyorum.” Doğrusu da budur. Ben, Yeni Şafak’ın Ankara Bürosu’nda 1 yıl haber müdürlüğü yaptım. Kapıdaki güvenlik görevlisinden genel yayın yönetmenine kadar hepsi arkadaşım, dostum. Ama eğri oturup doğru konuşmamız lazım. Bana bir gün, atlanan bir haberden dolayı hesap sorulmadı. Özetle; kimse komplo teorisi üretmesin. Haber, peşinden koşanındır. Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:45

İLGİLİ HABERLER