Gündem
  • 26.11.2004 11:33

SOSYALİSTLERDEN CHP'YE ÇAĞRI: MUHALEFET YAPIN

17 Aralık'tan önce, Türkiye'yi ziyaret ederek, hükümet, parlamento, CHP ve sivil toplum örgütleriyle bir dizi görüşmelerde bulunan Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup lideri Martin Schulz VATAN'a özel açıklamalarda bulundu. Schulz, hem Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin sorularımızı yanıtladı. Hem de CHP hakkında değerlendirmeler yaptı. * ''Türkiye 17 Aralık'a kadar Güney Kıbrıs'ı tanımalı'' dediniz mi? Ajanslar farklı aktarmış söylediklerimi. Ne Kıbrıs, ne de başka bir konu müzakerelerin başlaması için ön koşul değildir. Müzakereler, Komisyon raporundaki görüşler çerçevesinde ve hemen başlamalıdır. Bizim net olarak savunduğumuz görüş budur. Biz ayrıca müzakerelerin başlamasını Kıbrıs sorununun çözümünde de önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Ben Ankara'da sadece ''müzakerelerden bağımsız olarak Kıbrıs konusunda gayret gösterilmesi gerektiğini'' söyledim. Bunun dışında Kıbrıs konusunun müzakerelerin başlaması ile bir ilişkisini kurmadım. Ayrıca biz Türkiye ile müzakerelerin tam üyelik perspektifi ile yürütülmesini savunuyoruz. Bu ziyaret bizim için bir başlangıç. Bundan sonra Türkiye ve CHP ile yakın temaslarımızı sürdüreceğiz. * Türkiye'nin sadece Almanya'ya yaslandığını ileri sürüyorsunuz... AB'de sadece Almanya yok ki. Toplam 25 ülke var. Ve bunların önemli bir kısmında yoğun olarak Türkiye karşıtlığı var. Bu ülkelerle de temas lazım. Kendinizi anlatmanız ve ikna etmeniz lazım. Bunu kastettim. * Mustafa Sarıgül ile Brüksel'de randevunuz mu var? Talep kendisinden geldi. Bize anlatmak istediği şeyler varmış. Biz, kendisini anlatmak ihtiyacı duyan her insanı dinleriz elbette. Yakında Brüksel'e gelecek ve görüşeceğiz. * Müzakereleri sosyal demokrat bir hükümetle yürütmeyi tercih etmez miydiniz? Elbette ama böyle bir durum yok. Belki bir dahaki seçimlerde böyle bir imkan olur. * Peki sizce CHP önümüzdeki seçimde iktidar alternatifi mi? Bu CHP'ye bağlı. Ama bir muhalefet partisi bölünerek güçlenemez. CHP'nin gücünü artırması, bütünleşmeyi sağlaması gerekir. Bir muhalefet partisi iktidarın zayıf noktalarından beslenir. Bunu ve bütünleşmeyi başarırsa iktidar alternatifi olabilir. Avrupalı lidere trafik işkencesi Schulz ile Ankara'daki temaslarının ardından önceki akşam İstanbul'da görüşecektik. Schulz'un uçağı saat 17.00'de Atatürk Havalimanına inecekti. Kalacağı Ritz Carlton Otelinde saat 18.00'de buluşmayı kararlaştırdık. Saat 18.30'a geldiğinde Schulz ortalarda görünmeyince aksilik olduğunu anladık ve basın sözcüsü Peter Reichert'e cep telefonundan ulaştık. Arabanın içinden gelen seslere bakılırsa, heyet endişe içindeydi. Reichert, durumu ''Bayan Safile, 45 dakikada ancak 500 metre ilerleyebildik'' diye özetledi. Ve sorularını sıralamaya başladı: ''Şimdi bizim durumumuz ne olacak? Trafik hep bu hızla mı ilerleyecek?...'' Ona ve yanındakilere ''sabır ve metanet'' diledik. Hatta oyalamak için, akşam karanlığında Havaalanı yolunda olmalarına rağmen ''etrafınızı seyredin'' önerisinde bile bulunduk! Schulz ve yanındakiler, otele geldiğinde saat 19.45'i bulmuştu. Röportajımızdan önce 20 dakikalık bir basın toplantısı planladıklarını söylediler. Bu kez de ''tercüman krizi'' başgösterdi. Basın toplantısında soru ve cevapları tercüme edecek kimse bulunamıyordu. Bu işi de üstlenmek zorunda kaldık. Nihayet röportaj için bir köşeye çekildiğimizde ilk sorumu sordum: * Bu akşam İstanbul trafiğinde bir hayli sıkıntı çektiniz. Ülkenize döndüğünüzde, bunu siyaseten kullanmayacaksınız, değil mi? Schultz sorumu gülerek yanıtladı: Yoook, yok. Ben İstanbul'u yakından tanıyorum zaten. Hiç şaşırmadım. Merak etmeyin kimseye olumsuz bir şey anlatmam. (VATAN) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:21

İLGİLİ HABERLER