DEVLETE KÜSKÜN DEĞİLİM

Kongrede aktif siyasi hayatına son noktayı koyacak olan Fırat, Yeni Şafak'a bu kararını ve güncel gelişmeleri değerlendirdi. "Şeyh Sait'in torunu olmaktan sıkılmış değilim. İnanıyoruz ki kainatı yaratan güç, ne söylemişse onu nefsimizle uyguladık. Onu söyledik etrafımıza" diyen Fırat, devlete küskün olmadığını belirtti. 79 yaşındaki Fırat, rahatsızlığına ilişkin de bilgi verirken, "Güçlüklere tahammül eden bir yaratıktır insan. 5 yıldır bir rahatsızlık var. Henüz tedavisi yok. İnsan yürüme kabiliyetini bile kaybediyor. 4 aydır ilaç kullanıyorum. İki senedir durum normale döndü, andtikorlar, çoğalınca yeni bir ilaç alıyorum. Bayram sonunda yeniden kan tahlili yapacağım"

Yassıada'da yargılandı

1927 doğumlu olan Fırat ilk kez 1957 yılında yaşını büyüterek Demokrat Parti'den milletvekili oldu. 1960 yılında Yassıada'da yargılandı. 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinde gözaltına alınan Fırat, 1991 yılında Erzurum'dan DYP milletvekili seçildi. Ancak partinin "Kürt politikasıyla ters düşmesini" gerekçe göstererek partiden istifa etti. Fırat, yıllar sonra kurduğu Hak-Par ile yeniden siyaset sahnesine döndü.

Sistem bizi kendine düşman seçmiş

Parti tüzüğüne göre yeniden başkanlığa seçilmesinin önünde bir engel olmadığına dikkat çeken Fırat, buna rağmen kararını 4-5 ay önce verdiğini ancak partililerin ısrar ettiklerini söyledi. Fırat, şöyle dedi: "Türkiye kendi kendini yöneten bir sistem değil. Sistem bizi kendine düşman seçmiş. Gericilik ve bölücülük, bizde ikisi de var. Oysa biz ne gericiyiz, ne bölücüyüz. Her insanın, insan olarak ona tabiî hakları var. Medyamız yok, basınımız yok. Bizim parti olarak yaptığımız açıklamalara gazeteler yer vermiyor. Üstümüzde baskı var. Biz istiyoruz ki, ülkemizde hak hukuk, adalet, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı olsun, işkence olmasın. Ama tabiî bu mümkün değil. Türkiye, totaliter despot bir sistemdir."