TAYYİP ERDOĞAN : BİZİM KADROLAŞMAK GİBİ DERDİMİZ YOK
ALİ ULURASBA
ANKARA - TBMM Genel Kurulu'nda 2003 yılı bütçesi üzerinde konuşan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk ekonomisinin yapısal ve konjonktürel sorunlarla karşı olduğunu ifade eden Erdoğan, bu noktaya bugün gelinmediğini, sorunların geçmişten bu güne kadar oluştuğuna işaret etti.
Geçmişin asla unutulmaması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, ekonominin oldukça kırılgan bir dönemden geçmekte olduğunu gösteren bir çok oran bulunduğunu belirtti. 4 ay içinde 20 milyar doların üzerinde borç ödemesinde bulduklarını kaydeden Erdoğan, "Ancak ekonominin kırılgan yapısı hala devam etmektedir" dedi. Başbakan Erdoğan, 2001 yılında 41 katrilyon faizin ödendiğini buna karşılık 40 katrilyon vergi toplandığını, 2002 yılında yaklaşık 52 katrilyon faiz ödendiğini buna karşılık 60 katrilyon vergi toplandığının altını çizdi.
Kredi mevduat oranının hala yüzde 28'ler seviyesinde olduğunu belirten Erdoğan, bu oranın 2001 yılında yüzde 31 iken 2002 yılında yüzde 25'e düştüğünü ifade ederek, "Yani bankalara yatırılan her 100 lira mevduatın 28 lirası kredi olarak kullandırılmıştır geriye kalan kısım büyük ölçüde devlete borç verilmektedir. Bir başka gösterge ise, tasfiye olacak alacakların kredilere ortalama yüzde 28'e yükselmiş olmasıdır. Bu da KİT'lerin önemli sorunlarla karşı karşıya bulunduğunu göstermektedir. Ayrıca halkın yaşadığı kriz dolayısıyla TL'ye güvensizlik maalesef devam etmektedir. Toplam mevduat içinde döviz tevdiat hesaplarının ağırlığı ortalama yüzde 512 düzeyindedir. Bu ise halkın Türk Lirası yerine yabancı paraya talebi ve güveninin hala yüksek olduğunu ortaya koymaktadır" ifadelerini kullandı.
"KAMU BORÇ STOKU ÖNEMLİ SORUN"
Bir başka sorunun kamu borç stoku olduğunun altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Kamu borç stokunun en önemli kısmını iç piyasaya, kamu kesimine, dış piyasaya ve IMF'ye oluşturan borçlar oluşturmaktadır. Ayrıca iç borç stokunun ortalama yüzde 30'u sabit getirili geriye kalanı değişken faizli döviz veya dövize endeksli borçlardan oluşmaktadır. Şu anda konsolide toplam borç stoku Şubat 2003 itibariyle 153.2 milyar dolar. İç piyasa buradan 45 milyar dolar kamu kesimi 43 milyar dolar, dış piyasa 31 milyon dolar, yabancı resmi kuruluşlar 13.5 milyar dolar IMF kredisi 20 miyar dolar."
Diğer bir sorunun da ithalat ve ihracattaki dengesizlik olduğunun altını çizen Erdoğan, 2001 yılında ihracatın ortalama 31 milyar dolar, ithalatın ise 41 milyar dolar, 2002 yılında ise ihracatın 35 milyar dolar, ithalatın ise 51 milyar dolar olarak gerçekleştiğini hatırlattı.
Ağustos ayında seçim kararı alınmasından sonra o günkü hükümet yapması gerekenleri yapmadığını gelir vergisi tahsilatında gerilemelerin olduğunu, sigorta gelirlerinin toplanamadığını, emeklikle ilgili kurumların sağlıklı harcamalarının yükseldiğini, KİT fiyat artışlarının bazılarının belirlenen programın altında kalmasının da programla ilgili riskleri artırdığını ifade eden Erdoğan, bu yüzde 6.5 faiz dışı fazlanın gerçekleştirilemediğini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye ekonomisinin mevcut durumu aynı anda adeta hem şeker hem sarılık hastalığına yakalanan kişinin duruma benziyor. Sarılığın tedavisi için şeker yüklemek hayati öneme sahipken, şeker hastalığının tedavisi için de insilün tedavisine ihtiyaç var. Böyle oldukça hassas ve kırılgan bir ortamda ekonomi politikalarının objektif ve sağduyulu bir yaklaşımla kurgulanması ve uygulanması özel bir önem kazanmaktadır. 2003 yılında 354 katrilyon GSMH üretmeyi, 146 katrilyon bütçe gideri yapmayı planlıyoruz. Faiz ödemeleri ise, 65 katrilyon lira olarak gerçekleşeceğini beklemekteyiz. 2003 yılında 77.3 milyar dolar ödeme yapılacak. Yaklaşık 20 milyar dolarını ödemiş bulunuyoruz. 65.8 milyar doları iç borç servisi, 11.5 milyar doları dış borç servisi için. Bu borçların 57.3 milyar dolara iç borçlanmayla sağlanacak."
Başbakan Erdoğan, buna rağmen halka verilen sözlerin yerine getirileceğini ifade ederek, kendisinin meydanlarda 5 yıllığına söz verdiklerini, 1 yıl kendilerinden bir şey beklenmemesi gerektiğini ve perspektiflerinin 5 yıllık olduğunun altını çizdi. Erdoğan, yaklaşımlarının 'tüccar siyasetçi' çerçevesinde gerçekleştirileceğini belirterek, bunu İstanbul Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde gerçekleştirdiğinin altını çizdi.
"3 KATRİLYON BEKLİYORUZ"
Gösterecekleri performansla daha iyi sonuçların alınacağını belirten Erdoğan, "Bazı teorisyenler bunu anlamıyor. Vergi barışı. Tahsil edemeyeceğiniz hiçbir tahakkuk etmiş dosya sizin değildir. Ben tüccar siyasetten bahsediyorum. Bu tüccar siyasete ihtiyacımız var. Vergi barışı yasasıyla 1 milyonun üzerinde 1 milyon 146 kişi müracaat etmiş durumdadır. Buradan gelecek olan rakam, o müracaatı yapanlar ne kadar para ödeyeceklerini bilerek müracaat yapacaklar. Ödeyecekler inşallah. Buradan beklenen rakam şu anki müracaatlara göre 3 katrilyonun üzerinde. Bunlar gelecek değildi gelmeyecek rakamlardı. Bunlar devletin hazinesine girecek. Bunun yanında Meclis'e sunmaya hazırladığımız özellikle reel sektöre önemli vergi düzenlemeleriyle katkı sağlayacağımız düzenlemeler. Bu gelirlerin yanında 2B ile orman olmaktan çıkmış şu anda işgal altında olan yerler var. Bu yaklaşık 5 milyar metrekare. Bu alanın şu anda hepinin üzerinde evler var, konutlar var. Adeta şehirler konuldu. İstanbul çocuğu olarak söylüyorum. Bu şu anda devlete hiçbir faydası yok. Maalesef buralar rüşvet kaynağı olarak kullanılıyor. Bunu da yine hazinemize bir gelir kaynağı olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.
"KADROLAŞMA DERDİMİZ YOK"
Erdoğan, konuşmasında AK Parti hükümetinin kadrolaştığına dair iddialara da cevap verdi. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz beyin kadro dediğimiz yerlerde değişiklik yapmamış olursak devraldığımız durum tablo neyse bu aynen devam edecektir demektir. Biz aynı tabloyla devam edemeyiz. Bir şeyleri saptırmayın. Biz netice alacağız. Milletimize hesap vermek üzereyiz şu veya bu şahsa değil. Onun için buraya geldik. Burada işte tasarruf örneği olarak kamu kesiminin personel alımını 35 binle sınırlandırılması bunun en büyük örneğidir. Boşalan kadrolara 35 binden fazla alım yapılmayacaktır. Bu iki temel eksende yapılacak çalışmalar Türkiye'nin kısa zamanda istediği noktaya gelecektir."
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:41