Gündem
  • 25.2.2002 14:21

TAYYİP ERDOĞAN : İSTANBUL'DA DALAN'I GEÇTİM

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA/Akşam Gazetesi'ne konuşan Ak Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, önemli açıklamalar yaptı.AK Parti lideri Tayyip Erdoğan, partisine ait paraların bankada, faizde olduğunu söyledi. 'Kişisel' olarak faizle para 'alıp-vermediğini' belirten Erdoğan, 'Banka denildiği zaman akla faiz gelir. Nemalandıracağız, yoğuracağız normal çalışmaların içinde kullanacağız. Kişisel bazda ben kendim faizle para alıp vermem" dedi."Biz toplumsal değerlerde daha muhafazakarız. Turgut Özal Bey'i beğeniyorum" diyen Erdoğan," Ben İstanbul'da Dalan'ı geçtim. Dalan yatırımlarının yüzde 80'ini dış krediyle yaptı. Ben dış krediyle yapmadım, tam aksine benim yatırımlarımın yüzde 80'i özkaynak" şeklinde konuştu Paralar faizde Paralar bankada. Banka denildiği zaman akla faiz gelir. Nemalandıracağız, yoğuracağız normal çalışmaların içinde kullanacağız. Kişisel bazda ben kendim faizle para alıp vermem. Ama, kurumsal bazda şu anda benim bankaya para yatırmam gerekiyor mu? Gerekiyor AK Parti lideri Tayyip Erdoğan, partisine ait paraların bankada, faizde olduğunu söyledi. 'Kişisel' olarak faizle para 'alıp-vermediğini' belirten Erdoğan, 'Banka denildiği zaman akla faiz gelir. Nemalandıracağız, yoğuracağız normal çalışmaların içinde kullanacağız. Kişisel bazda ben kendim faizle para alıp vermem. Ama, kurumsal bazda şu anda benim bankaya para yatırmam gerekiyor mu? Gerekiyor' diye konuştu. Başörtüsü yasağını da 'siyasi terör' olarak niteleyen AK Parti lideri, 'Biz kimsenin giyimine kuşamına karışmıyoruz. Ama kimse de eşimin başörtüsüne karışmasın' dedi. AK Parti lideri Erdoğan, hakkındaki yolsuzluk iddialarından, partisinin hedeflerine, Amerika ziyaretinden ve türbana kadar pek çok önemli konuda AKŞAM'a açıklamalarda bulundu. AKŞAM'ın sorularına Erdoğan şu cevapları verdi: Kendinizi, Turgut Özal'ın muhafazakar demokrat çizgisinin devamı mı yoksa farklı bir çizgi olarak mı görüyorsunuz? Biz toplumsal değerlerde daha muhafazakarız. Turgut Bey'i beğeniyorum. Biz, eğer Turgut Bey'den daha muhafazakar olamazsak Türkiye'deki seçmen kanadına, hedef kitle olarak mesajımızı sağlıklı ulaştıramayız. Zaten 'devamıyım' diyen bir siyasi parti var, ama, o ne kadar ona uyuyor uymuyor ayrı mesele. Aklımda kaldığı kadarıyla yüzde 37'lerle teslim almıştı şu andaki yönetim, kamuoyu araştırmaları neticesinde şimdi ise yüzde 5'ler civarında dolaşıyor. Özal'ın Türkiye'de attığı adımlar, ekonomide, düşünce hürriyetinde yapmış olduğu açılımlar onun takdir edilecek yanlarıdır. Biz bunları sağlamanın yanında programımıza koyduğumuz Kopenhag Kriterleri olsun, Maastrich Kriterleri olsun başarmamız gerektiğine inanıyorum. Bunlarla ilgili projeleriniz var mı? Bizde, hiç bir siyasi partide olmayan, çok ciddi bir araştırma grubu var. Bu kadrolar el ele bir dayanışma içerisinde bu çalışmayı yürütüyorlar. Belediye başkanlığımızda ne olduğumuzu ispatladık. Yatırımlar. Cumhuriyet tarihinde İstanbul görmediği yatırımları, benim başkanlığım döneminde gördü. 'Dalan'ı geçtim' mi diyorsunuz? Geçti, tabii. Rakamların hepsi ortada, yatırımların hepsi ortada. Kaldı ki, Dalan yatırımlarının yüzde 80'ini dış krediyle yaptı. Ben dış krediyle yapmadım, tam aksine benim yatırımlarımın yüzde 80'i özkaynak. Belediye Başkanlığı döneminiz sorgulanıyor. Benimle ilgili bir defa kimse bir yolsuzluk dosyası açamaz. Açılacak yolsuzluk dosyalarının hepsi sanaldır. Bir yerlerin tezgahıdır. Hepsi sunidir. 2 milyar dolar borçla devralınan, 1 milyar dolar borcu ödenen ve bu arada 4 milyar dolarlık yatırım gerçekleşen bir İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde kimse 'bunları sen nasıl yaptın' diye sormuyor. Öbür tarafta ortaya konulan hayali rakamlar var. 1 milyar dolar bir yatırımcının veya bir müteahhitin kazanabilmesi için, en azından 5 milyar dolarlık iş alması lazım. Orada binin üzerinde müteahhit iş almıştır ve adı geçen firmanın aldığı iş sayısı 37-40 civarındadır. Partinize de yansıyor bu iddialar. Hazine yardımı almadan siz aynı zamanda kurucusu olduğunuz partinin finansmanı olarak da görülüyorsunuz bu çok eleştiriliyor. Paranın kaynağı nedir? Gelir kaynaklarımız, Hazine yardımı, genel merkez için bağışlardır. Teşkilatlar bağış ve bunun yanında aidat toplayacaklar. Genel merkez olarak sadece bağış alabiliyoruz. Bunların hepsi şeffaftır, saydamdır. Hazine'den yaklaşık 3.7 trilyon yardım aldık. 674 milyar borcumuz vardı. Onu da ödedik. Paralar bankada. Banka denildiği zaman akla faiz gelir. Nemalandıracağız, yoğuracağız normal çalışmaların içinde kullanacağız. Kişisel bazda ben kendim faizle para alıp vermem. Ama, kurumsal bazda şu anda benim bankaya para yatırmam gerekiyor mu? Gerekiyor. O zaman sizin inançlarınızla tezatlık oluşuyor mu? Hayır, o farklı bir şey. O benim şahsımla ilgili inançlarım. Şahsi olarak alıp, vermem. Amerika nasıldı? Amerika gezisi bizler için verimli bir gezi oldu. Bu arada Musevi lobisiyle de görüştük. Ama, bunun yanında oradaki İslam gençliğiyle de görüştük. Tabanda nasıl karşılandı? AK Parti tabanının böyle bir sıkıntısı yok. Biz Türkiye partisi değiliz, biz dünya partisiyiz. Avrupa'da, ABD'de, Uzakdoğu'da kendi ilkelerimizi içeren programımızı, hareket ilkelerimizi vereceğiz, onların da program ve ilkelerini alacağız. Uyuştuğumuz partilerle ortaklık kuracağız. Kürtçe eğitim tartışmalarında görüşünüz ne? Programımızda var. Üniter devlet yapımız esas alınmak, resmi dil Türkçe olmak kaydıyla, biz ülkemizdeki farklı kültürleri birlik ve bütünlüğü zedeleyen değil, güçlendiren ve pekiştiren bir zenginlik olarak kabul ediyoruz. Bazı kesimlerle bir sıkıntınız var. Bunu aşabileceğinize inanıyor musunuz? Bizim öyle bir sıkıntımız yok. Bizi tanımak istemeyenler var. Eğer biz bu vatanın evlatlarıysak bir masada oturup, konuşup, birbirimizi anlamaya mecburuz. Aynı siyasi kanaati paylaşamayabiliriz, ama eğer hedef bu ülkenin kalkınmasıysa, bir masanın etrafında oturup bunu tartışmak durumunda değil miyiz? Benim siyasi kanaatimi yine paylaşmayın ama, benim düşüncelerimden kapacağınız bir fikir olabilir veya benim sizin düşüncelerinizden kapacağım bir cümle olabilir. Siyasi görüş olarak partinize AB sistemini mi daha yakın görüyorsunuz, Amerika'daki sistemi mi? Amerika da şu anda Kopenhag Kriterleri'ni baz alıyor. Ama farkları var. Kopenhag Kriterleri'nin içersinde laiklik yer almıyor. Anglo-sakson laiklikle batılı laiklik arasında çok ama çok fark yok. Türkiye için ikisinin sentezi de yapılabilir. İkisinden birisi de tercih edilebilir. Ama Türkiye'deki laikliğin yansıması çok farklı. Biz, 'laiklik, bütün inançlara, tüm farklı inançlara eşit uzaklıkta, eşit mesafededir. Hatta inançlar için bir güvencedir' diyoruz. Fakat Türkiye'de bu farklı izah ediliyor, farklı anlaşılıyor. Kurucularınız arasında başörtülü kadın üyeleriniz var. Başörtülü milletvekilimiz olmayacak dediniz. Niye kurucu üye yaptınız, vitrin olsun diye mi? Siyaset yapmak sadece milletvekili olmak mıdır? Asıl hedef odur... Asıl hedef o değildir. Meclis'e 550 milletvekili giriyor, ama bugün AK Parti'nin kadroları içersinde kısa bir süre sonra 2.5 milyon insan görev alacak. Bu 2.5 milyonun insanın içinden biz 550 tane milletvekili adayı göstereceğiz. Bu arkadaşlarımız ülkemizdeki sıkıntıları da görerek, bilerek, 'Biz AK Parti'de siyaset yapmak istiyoruz. Bizim milletvekili olmak diye bir derdimiz yok. Biz kurucular arasında yer almak istiyoruz. Bu bizim için yeterlidir' demişlerdir. Türban Türkiye'de çok tartışılır. Sizin eşiniz de türban takıyor... Başörtüsü. Türbanla başörtüyü karıştırmayalım. Türban farklı bir şey. Biz kimsenin giyimine kuşamına karışmıyoruz. Ama, eşimin de giyimine kuşamına müsaade edin de kimse karışmasın. Bakın yasalarda yeri olmadığı halde varmış gibi gösteriliyor. +*bBu bir siyasi terör değil mi? Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:32

İLGİLİ HABERLER