Medya
  • 16.6.2003 12:42

TRT BİZİ KANDIRIYORMUŞ

ANKARA - Avrupa Birliği sürecinde çıkarılan 1. uyum paketiyle geçen yıl yapılan düzenlemeden sonra Türkçe dışındaki dillerde yayın hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladığı düşünülen TRT'nin tam aksi davrandığı ortaya çıktı. TRT'nin dört ay önce (eski genel müdür Yücel Yener döneminde) anadilde yayınla ilgili yönetmeliğin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'a dava açtığı ortaya çıktı. Dava, RTÜK Başkanı Fatih Karaca'yı da şaşırttı. Herkesten gizlediler Ağustos 2002'de 4771 sayılı Uyum Yasası'nda yer alan anadilde yayınla ilgili düzenlemeden sonra Aralık 2002'de bu yayının usul ve esaslarını belirleyen 'Radyo ve Televizyonların Dili Hakkında Yönetmelik' yayımlanmıştı. Dönemin TRT Genel Müdürü Yücel Yener de, bu tarihten sonra sürekli olarak ilgili düzenleme için hazırlık yaptıklarını söylemişti. Bu da TRT'nin her an bu düzenlemeyi uygulamaya geçireceği beklentisine yol açmıştı. Oysa, TRT'nin ilgili yönetmeliğin iptali için aylarca önce ''Yönetmelik Anayasa'ya ve TRT'nin özerkliğine aykırı. Uyum Yasası TRT'ye böyle bir görev yüklemiyor, RTÜK de böyle bir görev veremez'' diyerek Danıştay'a başvurduğu ortaya çıktı. Yener zamanında 17 Şubat 2003'te açılan dava, kamuoyundan gizlendi, TRT yöneticileri her defasında 'Hazırlıklar sürüyor' demeyi sürdürdü. Hatta Yener, davadan bir ay önce RTÜK Başkanlığı'na gönderdiği bir yazıda anadilde yayının serbest bırakıldığına atıfta bulunarak, TRT'nin bu yönde hazırlığa başladığını ve 'üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu' belirtti. RTÜK de duyurmadı TRT yetkilileri davayla ilgili olarak önce ''Dava değil, Danıştay'dan görüş sorulmuş olmalı'' dedi, ancak dava dilekçesi ortaya çıktığında olayı doğruladı. Davanın Danıştay'daki izini bulmak da güç. Çünkü dilekçenin ana kayıt defterinde, ''Davacı RTÜK, davalı TRT'' diye gerçeğin tersi yazılmış. RTÜK de davadan yeni haberi olduğunu açıkladı. Oysa Danıştay'daki dosyaya göre, dilekçe RTÜK'e ara karardan sonra savunma yapması için mart ayında tebliğ edilmiş. RTÜK de savunmasını bir ay içinde Danıştay'a göndermiş. Tüm bunlar davanın duyurulmadan sonuçlandırılmak istendiğini gösteriyor. Kürtçe dahil anadilde yayının geleceğini etkileyecek iptal ve durdurma davası halen işlemde. Karaca: Altı ay geçmiş! RTÜK Başkanı Fatih Karaca, dava nedeniyle dönemin TRT Genel Müdürü Yücel Yener'i devlet ciddiyetine uygun davranmamakla suçladı. Karaca, şunları söyledi: ''Biz TRT'ye bu yetkiyi yönetmelikle aralık ayında resen değil kendisinin yazılı başvurusu üzerine verdik. Yener, başvurusunun ardından yönetmelik hazırlanma sürecindeki görüşmelere ve protokole katıldı. Sonra dava açtığını duyuyoruz. Bunu devlet ciddiyetiyle asla bağdaştıramıyorum. Yönetmelik çıkmadan önce RTÜK'le başından sonuna kadar görüşmelere, protokole katılacaksın, sonra Danıştay'a başvuracaksın. Altı ay geçtikten sonra Danıştay'a gitmesini anlayamıyorum.'' Dava gerekçeleri TRT'nin dava dilekçesinde TRT Yasası değişmedikçe, kurumdan anadilde yayın yapılamayacağı savunuluyor ve ilgili yönetmeliğin iptali istemi temelde şu gerekçelere dayandırılıyor: Kanun koyucu anadilde yayının hangi yayın kuruluşunca yapılacağına ilişkin bir belirleme yapabilecekken, bu belirlemeyi yapmamıştır. RTÜK'ün bu yönetmelikle yerel dillerde yayımı görev olarak TRT'ye yüklemesi, TRT'nin özerkliğini düzenleyen Anayasa'nın 133'üncü maddesine aykırıdır. TRT'nin görev ve yetkileri ancak kendi kanunundan doğar. Kamusal yayını öngören düzenleme TRT Yasası'dır. Herhangi bir ihtilaf halinde uygulanacak yasa da TRT Yasası'dır. Amaç farklı dillerden yayının münhasıran TRT'de yapılması olsaydı, bu TRT Kanunu değiştirilerek yapılabilirdi. TRT Kanunu var ve hâlâ geçerliyken RTÜK'e, TRT'yi denetim yetkisi verilemez. Yönetmelikteki cezalar da özel yayın kuruluşlarıyla ilgiliyken, RTÜK'ün TRT aleyhine uyarma, para cezası verme, durdurma ve iptal gibi yaptırımları uygulama yetkisi de hukuka aykırıdır. (Radikal) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:10

İLGİLİ HABERLER