Gündem
  • 21.2.2008 00:06

VAKIFLAR KANUNU TASARISI KABUL EDİLDİ!..

TBMM Genel Kurulu'nda Vakıflar Kanunu'nun 41. ve 68. maddelerinin görüşülerek kabul edilmesinin ardından, yasanın tümü üzerinde yapılan oylama ile tasarı yasalaştı.

Oylama öncesinde söz alan vekillerin sorularını cevaplandırmak üzere bir konuşma yapan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, kanunun Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün teşkilat yapısı ve bütün vakıf çeşitlerinin haklarını gözeten bir yasa olduğunu, her çeşit vakıfların, vakfiyecilerini ve yönetim kurulları ile denetleme şekillerini düzenlediğini söyledi.

Bir milletvekilinin 'Yasanın 45. maddesinde sözü geçen mütekabiliyet gözetilmedi mi?' sorusunu yanıtlayan Yazıcı,

"Lozan Anlaşması'nda kesinlikle mütekabiliyet öngören bir düzenleme ve sözcük yoktur. 45. maddede sözü edilen düzenleme devletler hukukunda ifadesini bulan paralel uygulamayı öngören bir düzenlemedir. 'Türkiye'deki cemaat vakıfları için şu şu öngörülmüştür' der. Benzer durumlarda, Yunanistan'daki cemaatler, azınlıklar için de Yunanistan tarafından yerine getirilen bir paralel düzenleme öngörülmüştür. Bu bakımdan burada bir mütekabiliyet düzenlemesi söz konusu değildir. Kaldı ki mütekabiliyet yabancı ülke vatandaşları arasında olur. Bizim hukukumuzda cemaat vakfı olarak nitelenen vatandaşlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır" dedi.

Hak ve özgürlükler konusunda ise mütekabiliyetin uluslararası hukukta söz konusu olmadığını belirten Yazıcı, "Hak ve özgürlüklerin söz konusu olduğu alanda mütekabiliyet aranmaz. Bir ülke, bir ülkenin vatandaşını idam cezası varsa idam edecek, böyle bir şey olmaz" ifadelerini kullandı.

Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Fener Rum Patrikhanesi arasındaki davanın hangi aşamada olduğuna ilişkin bir soruyu da cevaplandıran Yazıcı, davada henüz karar çıkmadığını ancak konuyu takip ettiklerini söyledi.

Bir milletvekilinin 'Bu bir ihanet yasasıdır' şeklindeki ifadesine de tepki gösteren Yazıcı, "Burası milletin meclisidir. Buradaki her arkadaşım milletin temsilcisidir. Sözcüklerimizi kullanırken, birbirimize hitap ederken amacımızı ifade etmek üzere bulabileceğimiz çok daha güzel sözcükler vardır. Eleştiriyi bunun dışındaki çok güzel sözcüklerle yapmanız mümkün. Bunu yapmaktan yoksun muyuz ki, bir yasayı tartışırken, 'ihanet yasası' diyoruz. Bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Bu arkadaşıma da üzüntülerimi ifade ediyorum" dedi.

Yasa ile cemaat vakıflarının ekonomik açıdan güç elde etmesinin sağlandığı yönündeki eleştiriyi de yanıtlayan Yazıcı,

"Bu kanun hakları veriyor. Fakat adalet mülkün temelidir. Adaleti gözetmezseniz, birey ve tüzel kişi haklarını gözetmezseniz, hele hele düşünce, ifade özgürlüğünün bütün haklarını korumazsanız, mülkün temelini yıkarsınız. Hakkı varsa hakkını vereceksiniz. O hakkın içinde mülk edinmesi varsa bunu elde edecek" diye konuştu.

Cemaat vakıflarının dini amaçla faaliyet göstermesinin anayasaya aykırı olduğu yönündeki eleştiriyi de değerlendiren Yazıcı, "3 Ağustos 2002 tarihinde çıkartılan 4771 sayılı yasada aynen şöyle deniyor; Vakıflar dini, hayri, sosyal, eğitsel, sıhhi ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak üzere taşınmaz alabilirler.' Kaldı ki bu Lozan, uluslararası bir sözleşme. Anayasanın 90. maddesi gereğince de uluslararası sözleşmenin yasal normlar içerisinde hangi normlar olduğunu milletvekilleri olarak biliyorsunuzdur"dedi.

Konuşmaların ardından Vakıflar Kanunu'nun 'atamalar'ı düzenleyen 68. maddesinin oylamasına geçildi. Maddenin kabul edilmesinin ardından, kanunun tümü oylandı. Oylama ile Vakıflar Kanunu Tasarısı yasalaştı.

Oylamanın ardından Bakan Yazıcı bir teşekkür konuşması yaptı.

Yazıcı, 5555 numarayı alan Vakıflar Kanunu'nun kanunlaşmasında katkı verenlere teşekkür etti. Bu kanunla mazbut, mülhak ve cemaat vakıflarının Lozan Anlaşması kuralları gözetilerek, birey hakları ve mülkiyet hakkı ölçeğinde gerekli düzenlemelerin yer aldığını söyledi.

Kanunla Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün daha fonksiyonel hale getirilmesinin amaçlandığını ifade eden Yazıcı, "Bu kanunun 57. maddesinde ilk defa Türkiye'de Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde Dış İlişkiler Daire Başkanlığı kurulmuştur. Ve bundan böyle Kosova'da, Sırbistan'da, Bosna-Hersek'te, Yunanistan'da, Romanya'da, Bulgaristan'da, Kırım'da, Mısır'da, Suriye'de, Cezayir'de, her nerde ecdadımızın eseri varsa vakıf eseri varsa, onların bakım ve onarımları inşallah bu daire eliyle Türkiye tarafından yapılacaktır. Dolayısıyla bu yüce meclis bugün tarihe not düşmüştür. Bu sebeple de yüce meclisin önünde saygıyla eğiliyorum. Hiç kimsenin kaygısı olmasın. Duyarlı, her konuda hak ve hukuku gözeten bir cumhuriyet hükümeti vardır. Bu cumhuriyet hükümetinin çabası, hedefi bu ülke insanına, hiçbir ayrım yapmadın, doğu-batı, kuzey-güney demeden hizmet etmektir. Biz bunu hedefledik, bunu paylaşıyoruz" dedi.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 13:45

İLGİLİ HABERLER