Gündem
  • 20.4.2004 11:28

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK, CHP'DEN İSTİFA GEREKÇESİNİ AÇIKLADI...

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK'ÜN STAR'DAKİ YAZISI: CHP'DEN İSTİFA VE GEREKÇESİ Siz bu yazıyı okurken bendeniz, TBMM’deki basın toplantısı salonunda CHP’den istifamı ve bu istifanın gerekçelerini açıklıyor olacağım. Dilerseniz, buyurun, o açıklamayı siz de okuyun: 14 Temmuz 2002 tarihinde intisap ettiğim CHP’den bugün itibariyle istifa etmiş bulunuyorum. Bu istifanın ayrıntılı gerekçelerini, önümüzdeki günlerde yayınlanacak ‘Atatürk’ten Sonraki CHP’ adlı kitabımda halkımızın ve tarihin önüne koyacağım. Burada kısa bir açıklamayla yetinmek istiyorum. İlim ve fikir yoluyla üniversite içinde ve dışında toplumun çok değişik kesimlerine yönelik yıllar süren aydınlatma hizmetleri vermiş bir insan olarak bu hizmetlerimi daha etkin hale getirmek için siyasete girdim. Birikimimin halkımıza ve ülkemize hizmette daha etkin ve yoğun biçimde kullanılacağı vaadiyle dahil edildiğim CHP’de ne yazık ki çok kısa bir süreden sonra art arda hayal kırıklıkları yaşadım. Ve nihayet, 23-24 Ekim 2003 tarihlerinde gerçekleşen CHP 30. Kurultayı’nda çirkin bir siyaset oyunuyla dışlandım. CHP yönetimiyle ters düşmemizde şu noktaların etken olduğu kanısındayım: 1. Laiklik anlayışımızdaki farklılık, 2. Dine bakışımızdaki farklılık, 3. Halkla bütünleşme konusundaki ısrarım, 4. İdeoloji eksenli siyasete karşı oluşum, 5. Partideki ağır demokrasi noksanı, 6. ‘Atatürk’ün partisi’ söyleminin, Atatürk’ü yıpratıcı bir slogana dönüştürülmesi, 7. Dünyadaki derin etkili değişimlerin-özellikle 1940’lardan sonraki değişimlerin-muhasebesinin CHP kurmaylarınca yapılamaması, 8. Batı’nın yeni sömürü yönteminin bir ifadesi olan IMF’cilik ve küreselleşme yıkımını durduracak politikaların oluşturulması yönünde bir gayretin bulunmaması. Seçmenime olan saygım yüzünden, Kurultay sonrasında hemen istifa etmek yerine, benimle aynı duyguları paylaşan arkadaşlarla birlikte, partide gerekli olan değişim ve demokratikleşmenin gerçekleşmesi için uğraştım. Ne yazık ki hiçbir sonuç alınamadı. 28 Mart yerel seçimlerindeki yenilginin gösterdiği de budur. Halkın beklediği değişimin sağlanmasını ve amaçlanan başarının elde edilmesini bugünkü CHP’de mümkün görmüyorum. CHP, 28 Mart’ın ardından, sadra şifa yeni siyasal projeler üretmek yerine iç kavgalarla vakit harcama sürecine girmiş bulunuyor. Ülkemiz ve insanımız, ‘Allah ve din varsa laikliğe, Atatürk ilkelerine ve çağdaşlığa ihtiyaç yoktur’ diyen dinci siyasetlerle, ‘Atatürk ve laiklik varsa dine-imana ihtiyaç yoktur’ demeye getiren ‘çarpık laiklik siyasetleri’ arasında sıkışıp kalmıştır. Türkiye üzerinde tarihsel emelleri ve hesapları olan dış odaklar, bu sıkışmanın yarattığı kaosu sömürerek ülkemizi eteğinden tutmuş her gün biraz daha geriye çekmektedirler. Üç yüz milyar dolarlık bir borcun altına sokulup IMF ve arkasındaki küresel güçlerin güdümüne giren ülkemiz, tarım ve hayvancılık gibi önde olduğu alanlarda bile tükenmiş ve artık kendini besleyemez bir duruma düşmüştür. Toplam nüfusun yarıya yakını açlık sınırı çevresinde durmaktadır. Batılı güçler, istediklerini rahatça alabilecekleri siyasal İslamcı AKP iktidarının elini kuvvetlendirmek için sahte bir ‘ekonomi düzeldi’ baharı yaratmışlardır. Halk, bir yandan din kullanılarak, öte yandan bu sahte bahar öne çıkarılarak sürekli aldatılmaktadır. Ülkemizin ve insanımızın bu kahırlı atmosferden bir an önce kurtulması için yeni bir siyasal yapılanmaya ve bu yapılanmayı hayata geçirecek bir siyasal kadroya ácilen ihtiyaç olduğu kanısındayım. Bu yeni oluşumun temel nitelikleri şunlar olmalıdır diye düşünüyorum: 1. İnsan merkezli siyaset: Irk, bölge, renk, din ayrımını dışlayan ve insana insan olduğu için saygı gösterip hak tanıyan siyaset, 2. İlkeli, şahsiyetli siyaset: Uluslararası meselelerin, evrensel değerlerin muhasebesine girebilen, felsefî omurgası ve felsefî manifestosu olan siyaset, 3. Evrensel değerler (sosyal demokrasi, insan hakları, paylaşım, özgürlük vs.) omurgalı siyaset: İdeoloji (örneğin, sağ-sol), din ve Allah ile aldatma eksenli olmayan siyaset, 4. Türkiye’nin ve Türk insanının çıkarlarını her türlü söylem ve politikanın üstünde ve önünde tutan siyaset: Küreselleşme adlı yeni sömürü düzeninin ülkenin nimet ve imkánlarını talan etmesine engel olacak siyaset, 5. Türk insanının ruh kökleriyle barışık siyaset. Bu niteliklerde bir siyasetin hayata geçmesinde CHP’nin artık bir imkán ve ümit zemini olmaktan çıktığını gördüğüm için bu partiden ayrıldığımı bir kez daha vurguluyorum. Halkımıza saygı ve sevgilerimi iletiyorum. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:03

İLGİLİ HABERLER