Gündem
  • 3.4.2002 16:27

YILMAZ, MHP'YE YÜKLENDİ

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA- ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Türkiye'deki ekonomik krizlerin genellikle koalisyon hükümetleri dönemine denk geldiğini belirterek, sorunun temelinde devletin olduğunu söyledi. Hükümet ortaklarına çağrıda bulunan Yılmaz, 2002 yılı içinde yapılacak tüm işlerin bir takvime bağlanmasını ve taviz vermeden uygulanmasını istedi. 2001 yılında yüzde 9.4 küçülen Türk ekonomisinin artık ne yeni teşhislere, ne yeni konsültasyonlara, ne de yeni reçetelere tahammülü kalmadığını belirten Yılmaz, "Sorun ortadadır. En başta geleni de kamu gelirlerinin az, giderlerinin çok olmasıdır. Yani sorunun temelinde Devlet vardır. Bu durum, devleti devamlı borçlanmaya zorlamaktadır. Tedbir için şu ana kadar hep tasarruf akla gelmiştir. Çok fazla tasarruf yapabilme imkanımız da kalmamıştır. Yapılacak tek şey vardır o da devletin küçülmesidir" dedi. "SORUN DEVLET'TE" ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Mesut Yılmaz, partisinin bugün TBMM'deki grup toplantısında, Türk ekonomisinin kendisini toparlamaya başladığını ancak, krizi tam anlamıyla atlatamadığını söyledi. Devletin küçülmesi, kamu harcamalarının azaltılmasının ANAP'ın temel görüşü olduğunu belirten Yılmaz, "Bu düşüncemizde ısrarlı olduğumuzu tekrar belirtmek isterim" dedi. ANAP olarak kendilerini en çok rahatsız eden hususun, yapılması gereken işlerin son dakikaya bırakılması ve hatta dış güçlerin baskısıyla yapmış olması olduğunu kaydeden Yılmaz, "Değişimi sağlamak ne kadar zor olursa olsun pes etmemek gerekir. Bunun için biz değişim tavrımızı AB hedefi ile birleştirmiş bulunuyoruz. Kopenhag Kriterleri'nin eksik kalan ayakları hayati önem taşımaktadır" şeklinde konuştu. Türkiye'nin içine düştüğü krizlerin hep ekonominin ihmal edildiği ve koalisyon hükümetlerinin görevde olduğu dönemlere rastladığını hatırlatan Yılmaz, şunları söyledi: "Türkiye 2001'de yüzde 9.4 küçülmüştür. GSMH'daki daralma yaşadığımız ekonomik krizin boyutlarının ve derinliğinin ciddiyetini göstermektedir. Bir başka gerçek daha vardır. Ekonomimizin yapısal sorunlarının çözümü için gerekenlerin bir an evvel kararlılıkla yerine getirilme zorunluluğudur. Yüzde 9.4 küçülmüş Türk ekonomisinin artık ne yeni teşhislere, ne yeni konsültasyonlara, ne de yeni reçetelere tahammülü yoktur. Sorun ortadadır. En başta geleni de kamu gelirlerinin az, giderlerinin çok olmasıdır. Yani sorunun temelinde devlet vardır. Bu durum, devleti devamlı borçlanmaya zorlamaktadır. Tedbir için şu ana kadar hep tasarruf tedbirleri akla gelmiştir. Çok fazla tasarruf yapabilme imkanımız da kalmamıştır. Yapılacak tek şey vardır o da devletin küçülmesidir". Türkiye'nin geçen sene bir felaketin eşiğinden döndüğünü belirten Yılmaz, sorunun henüz tümüyle çözülmediğini kaydetti. Yapısal düzenleme için devletin tüm organlarının yeni baştan ele alınması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, Türk ekonomisinin temel sorununun bir çok çevrenin hala krizin gerçek sebebini kabul etmek istememesinden kaynaklandığını ifade etti. Krizin sadece finans sektöründe sarsıntı veya kısa süreli bir borç çevriminden ibaret olmadığını söyleyen Yılmaz, "Sadece bunların çözümü ile sorunun ortadan kalkacağını sanmak yanlıştır" dedi. Türk ekonomisinin sorunlarının ancak geniş bir mutabakatla ve istikrarlı bir hükümetle çözülebileceğine işaret eden Yılmaz, "Bunun için her kesimin bu konuda ortak iradesi gerekir. Üzerinde uzlaşma sağlanan konularda hiçbir partinin farklı hareket etme lüksü yoktur. Ancak oluşacak mutabakatın altında veya dışındaki konularda farklı düşünmek ve çaba harcamak daima mümkündür. Bunun örnekleri de yaşanmaktadır. Bu çerçevede biz koalisyon hukukuna halel getirmeden kendi görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşmak ve harekete geçirmek çabasındayız. İktidarda olmamız kendi görüşlerimizi tartışmaya engel değildir. Ancak sorunlar öylesine dağılmıştır ki, sınırlı düzenlemelerle çözüme ulaşılması mümkün değildir" dedi. KOALİSYON ORTAKLARINA ÇAĞRI ANAP olarak koalisyon ortaklarına çağrıda bulunan Yılmaz, 2002 yılı içinde, yıl sonuna kadar yapılacak işlerin bir listesinin çıkartılmasını ve her bir işin önemi, önceliği ve filen alacağı zamana göre bir takvime yerleştirilmesini istedi. Bu takvimin de hiçbir gecikmeye mahal verilmeden mutlaka uygulanması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, "Uluslararası bir takım kuruluşların zorlamasıyla yapacağımız çalışma takvimini kendimiz gönüllü olarak yapalım. Onlar bize dayatacakları yerde bizim gönüllü adım atmamız lazım. Çünkü bunun daha doğru ve onurlu olacağına inanıyoruz" şeklinde konuştu. "İSRAİL'İN AŞIRI ŞİDDET KULLANMASI ENGELLENMELİ" Ortadoğu'daki gelişmelere de değinen Yılmaz, bölgedeki gelişmelerin dünya barışını tehdit eder boyutlara adım adım ilerlediğini söyledi. Bölgedeki gelişmelerin türkiye'nin iç huzuru açısından da son derece hassas olduğunu vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi: "İsrail-Filistin çatışmaları sorunu çözülmesi zor bir yumağa çevirmiştir. Bölgenin temeli derinden sarsılmaktadır. Türkiye dengelerin sarsılmasına izin vermemelidir. Türkiye sorundan kaçmamalıdır Türkiye'nin elindeki imkanlar bölgedeki başka hiçbir ülkede yoktur. Türkiye iki ülkenin de hissiyatını anlayabilen bir ülkedir. Ancak öncelikle yapılması gereken İsrail'in aşırı şiddet kullanmasını önlemektir. Türkiye Filistin'le tarihten gelen bağlarını gözönünde tutarken İsrail'le ilişkilerini de çöpe atamaz. Türkiye üzerine düşeni hızlı ve etkin bir şekilde yerine getirmekten çekinmemelidir". AHMET ÖZAL ANAP'TA Mesut Yılmaz'ın konuşmasından önce Malatya Bağımsız Milletvekili Ahmet Özal'ın ANAP'a katılımı için bir tören düzenlendi. Merhum Turgut Özal'dan kalan ANAP amblemli kravat iğnesiyle grup toplantısına gelen Özal'a Yılmaz kendi yakasındaki ANAP rozetini taktı. Yılmaz, Ahmet Özal'ın ANAP'a katılmadığını "baba ocağına" döndüğünü söyledi. Yılmaz, Özal'sın partiye katılımı ile daha önceki kayıplardan duyulan üzüntülerin bastırılabileceğini ifade etti. Özal'ın katılımı ile ANAP'ın Meclis'deki sandalye sayısı da 79'a çıktı. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:12

İLGİLİ HABERLER