YILMAZ: TÜRKİYE, IRAK'TA MEVCUT STATÜKONUN BOZULMASINA KARŞI

KAYNAK : Haber Vitrini ANAP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, ''Türkiye'nin bağımsız bir Kürt devletine karşı çıkmasının nedeni, mevcut statükonun bozulması, mevcut statüko bozulurken de etnik esaslı yeni bir devletin oluşmasına yol açmasıdır'' dedi. Yılmaz, CNN Türk'te yayımlanan ''Liderlerle son raunt'' adlı programda kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Avrupa Birliği ile bütünleşme için bütün partilerin iç politika kaygılarını aşması gerektiğini belirten Yılmaz, ''Önümüzdeki seçimlerden iktidar olarak çıkan parti AB ile ilgili çalışmaları sürdürmeli'' dedi. Yılmaz, ABD'nin şu an dünyadaki konumunun ve askeri gücünün bir başka ülkenin desteği olmadan Irak'ı vurmak için yeterli olduğunu belirterek, bu ihtimal gerçekleşirse Türkiye için iki alternatifin söz konusu olduğunu kaydetti. Yılmaz, Türkiye'nin müdahaleyi sadece seyredip sınır güvenliğini sağlayabileceğini ya da müdahalenin içinde yer alabileceğini ifade ederek, birinci alternatifin Türkiye için hiçbir şey sağlamayacağı gibi riskler de getirebileceğini söyledi. Yılmaz, Kuzey Irak'ta Türkiye'yi rahatsız eden şekillenmeler olabileceğini ve yeni bağımsız bir devlet oluşumuna yol açabileceğini belirtti. Irak'ın toprak bütünlüğünün bozulmasının Türkiye ve bölge istikrarı açısından riskler getireceğine dikkati çeken Yılmaz, bölgeye müdahale durumunda Türkiye için ağır bir ekonomik zararın söz konusu olacağını, söyledi. Yılmaz, ''Türkiye'nin bölgedeki gelişmeleri sadece izlemesi halinde bu zararların telafisi bir yana önümüzdeki dönemde devam etmesi engellenemez'' dedi. Mesut Yılmaz, bölgede önemli sayıda Türkmen varlığı bulunduğunu hatırlatarak, orada yaşayanların, Türklerin, Saddam mezaliminden en çok zarar gören insanlar olduğunu ifade etti. Yılmaz, ''Gerek insani gerek ekonomik gerek siyasi nedenler Türkiye'nin bu bölgeye özel ilgisini gerektirir'' diye konuştu. Yılmaz, Türkiye'nin böyle bir müdahaleyi seyrederek zarardan kurtulmuş olamayacağını belirterek, bu zararlara ilaveten siyasi risklerle karşılaşmamak için zararları telafi edecek bir yapılanmanın sağlanması gerektiğini söyledi. ABD Başkanı Bush'un son konuşmasında önemli bir mesaj verdiğini belirten Yılmaz, ''Bush, (Eğer BM bizim istediğimiz etkin kararları alır Irak da bunu uygularsa müdahale etmemize gerek kalmaz) dedi. Bunu ilk kez söyledi. Ben ümidimi muhafaza ediyorum. Irak yönetiminde zerre kadar aklıselim varsa kendilerine açılan bu kapıyı değerlendireceklerini düşünüyorum'' diye konuştu. TÜRKİYE'NİN MENFAATLERİNE AYKIRI Mesut Yılmaz, Türkiye'nin bağımsız bir Kürt devletine karşı çıkmasının nedeninin sadece oradaki Kürtlerin kendi devletini kurdukları ve kuracakları için olmadığını belirterek, şöyle devam etti: ''Türkiye'nin karşı çıkması mevcut statükonun bozulması, mevcut statüko bozulurken de etnik esaslı yeni bir devletin oluşmasına yol açması nedeniyledir. Eğer etnik ayrılık ayrı bir devlet kurulması için yeterli bir neden olursa bu Türkiye'ye düşünüldüğü gibi Kürt vatandaşları bağlamında değil bunun çok ötesinde zararlar getirebilir. Bu sadece Türkiye'yi ilgilendiren bir konu da değil, Irak'ta veya Ortadoğu'daki böyle bir yeni oluşum bizim kadar İran'ı, Suriye'yi ve diğer bölge ülkelerini rahatsız eder. Bunu önlemek statükonun korunmasıyla mümkündür. Onun için Türkiye, BM, ABD Irak'ın toprak bütünlüğünün değişmesinden yana olmadığımızı vurguluyoruz. Buradaki mesele Kürt devleti meselesi değil, mesele mevcut statükonun bozulmasıdır. Buradaki mesele etnik esaslı yeni bir devletin kurulmasıdır. Eğer etnik esas yeni bir devlet kuruluşu için yeterli neden olarak addedilirse Türkiye'de çok farklı etnik gruplar var. O zaman hepsine yeni bağımsız devletler mi vereceğiz? Yüzde yüz eminim böyle bir senaryo Türkiye'nin menfaatlerine aykırıdır. Dolayısıyla Türkiye'nin buna karşı çıkması da doğrudur.'' Yılmaz, Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasının önemine işaret ederek, bir federasyona itiraz etmeyeceklerini, federasyon içinde federe devletlerden birisinin Kerkük'e, Musul'a sahip çıkması durumunda ise bunun Türkiye açısından haklı bir tepki nedeni olabileceğini söyledi. Bölgedeki hızlı gelişmelerin seçim takvimini etkilemesini beklemediğini belirten Yılmaz, Aralık ayından önce askeri bir müdahaleye ihtimal vermediğini bildirdi. Yılmaz, Irak konusunun gündemde olmasının Türkiye ve AB ilişkilerini zorlaştırdığını sözlerine ekledi. KIBRIS VE AB Yılmaz, Güney Kıbrıs'ın AB'ye üyeliği ile ilgili olarak da sınırları değiştirmeyecek bir konjonktürün AB ile ilişkilerde herhangi bir sorun yaratmayacağına işaret ederek, Güney Kıbrıs'ın bütün adanın temsilcisi olarak AB'ye alınmasının Türkiye için en kötü senaryo olduğunu ifade etti. Yılmaz, şöyle devam etti: ''Bunu yapmayacaklar. Bunun nereye varacağını biliyorlar çünkü. Bu adanın tamamen bölünmesine varır. Adada 1974'ten bu yana yaşanan barışın irtifaya uğramasına ve gerilime yol açar. Türkiye ve AB ilişkilerini çok ciddi sıkıntıya sokar. Türk-Yunan ilişkilerini torpilleyecek bir gelişme olur. Ben bütün bu sakıncaları bildikleri için Kopenhag Zirvesi'nde böyle bir sorumluluğun altına girmeyeceklerini düşünüyorum. İki şey bekliyorum. Birincisi Güney Kıbrıs'ı tam üye yapacaklar ama orada Helsinki'de verdikleri sinyaller ışığında ilgili tüm faktörleri birlikte değerlendirip Türkiye'nin de isyan etmeyeceği bir çözüm bulacaklar. Yani adanın kuzeyinde ayrı bir egemenlik söz konusudur. Ne zaman siyasi çözüm sağlanır o zaman Kuzey Kıbrıs'ta da AB müktesebatı uygulanır diye karar alabilirler. Türkiye'yi isyan ettirecek, adayı istikrarsızlaştıracak ilişkileri baştan aşağı zorluğa sokacak bir karar alınacağına ihtimal vermiyorum. Bizim kabul edeceğimiz en kötü çözüm bize bir müzakere tarihi vermeleri ancak bunu şarta bağlamaları, yani ilerleme raporunda bazı önemli eksiklikler var özellikle uygulama alanına yönelik bu eksiklikleri gidermek kaydıyla 2003 sonunda Türkiye ile müzakerelere başlayacağım demesidir. Bizim müzakere tarihimizi tamamen havada bıraktığı zaman biz AB ile 2004'te ancak müzakere konusunu düzenleyebileceğiz demektir.'' Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:25