Gündem
  • 4.11.2005 14:34

YOKSULA 7 MİLYARA KADAR FAİZSİZ KREDİ

Devlet Bakanı Beşir Atalay kabinenin önemli bir bakanı. İlginç bir özelliği var. İletişime, yani anlatmaya ve algılamaya çok önem veriyor. Ama bu özel ilgisini medyada değil ''''doğru yere doğru mesaj göndererek'''' sadece işini yaparken kullanıyor. Hiç konuşmadığı için çok merak edilen, ama hassas birçok kurum ona bağlı olduğu için de hep göz önünde olan bir bakan. Güncel konularla ilgili sorularımıza ''''Elbette hepsiyle ilgili görüşlerim var. Ama asıl Başbakan''a kulak vermelisiniz'''' diyerek röportajı hep kendi anlatmak istediği yere çekti. Çünkü Devlet Bakanı Beşir Atalay''ın bugünlerde en çok önem verdiği konu halk arasında Fak-Fuk-Fon olarak bilinen Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu. Yıllık 1.4 katrilyonun yoksullara dağıtımını koordine eden Atalay, ''''Sürekli yardım almak da hoş değil'''' diyerek yardımların iş yeri açmaya, hayvancılığa ve seracılığa yönlendirildiğini heyecanla anlatırken, ''''Yardım yerine 4 ile 7 milyar lira arasında kredi veriyoruz, ama yete-rince ilgi yok'''' diye konuştu. SYDF, yoksulluk sorununa karşı köklü çözüm getiriyor mu? Erhan Karadağ Geçmiş yılların ürettiği büyük bir yoksulluk ve işsizlik var. Sosyal yardımların bir boyutu acil ihtiyacı olan, kendi ihtiyacını karşılamayan vatandaşlara acilen ulaşmaktır. Bunlar günlük ihtiyaca dönüktür, kira, giyim, yakacak, ulaşım masrafı da olabilir. Bunu her il ve ilçemizde yayılan vakıflarla yürütüyoruz. Sayısı 931''dir. Miktarı ayda 22.5 trilyondur. Biz onlara diyoruz, vatandaşın size gelmesini beklemeyin, siz vatandaşa gidin bulun. Kalıcı çözüme dönük iş olanağı yarattığınızda aynı ilgi var mı? Tabii işin ucunda çalışma olunca doğrudan yardımlara gösterilen ilgi kadar değil. Oysa bizim üzerinde durduğumuz asıl sosyal destek bu. Diyoruz ki; size düşük bir miktar kredi verelim, nerede yaparsanız yapın, gelir getirici bir iş yapın, gelirinizi oradan kazanın, alınterinizle yaşayın, onuru-nuzla yaşayın. Tarım Bakanlığı ile koo-peratifleşmeyi teşvik ederek köydeki vatandaşa gelir getirici bir mekanizma oluşturduk. Biz onların ahırlarını yapıyoruz, eğitimlerini veriyoruz, teslim ediyoruz, kooperatifler sütlerini toplu-yor. Şu anda bunun sayısı 300. Bu yolla 22 bin aileye ulaştık. Kaynağı yine fondan karşılanıyor. Yardıma muhtaç olanlara veriyoruz bu iş yeri açma olanağını. Bu kredinin faizi yok, iki yıl geri ödemesi yok, küçük küçük geri ödüyor. Belki geri de almayacağız. Kentlere yönelik bir prje var mı? Çalışma Bakanlığı ile birlikte yürüttüğümüz Bilişim Çırakları diye bir projemiz var. Eğitimi başladı, 1020 kişilik bir grup. Yoksul kesimlerin lise mezunu çocuklarından oluşuyor. Eğitim verilecek ve iş garantisi sağlanacak. KOSGEB ve TİM istihdamı garanti etti. Vatandaşlara vermek istediğim esas mesaj şu: Bireysel olarak kredi ve-rilebiliyor. Çalışacak durumda olanlara diyoruz ki iş yapın, bulunduğunuz bölgeye göre, kendi kabiliyetleriniz, vasıflarınıza göre siz karar verin. Buyurun size finansmanı. Bunlar projelendiriliyor, yoksul kesimlerden geliyor. Ama bunda hızlı mesafe alamadık, Oran çok düşük. Arıcılık, anahtarcılık, berberlik gibi örnekler var. 120 bine falan ulaştı. Yürüyor ama daha çok yürümesini isti-yoruz. Tek yapacakları vakıflarımıza gidip başvurmalarıdır. Bazı bölgelerde proje geliştirme ekipleri var. Sağlığı yerinde iş yapabilecek, hazır yardımlar yerine çalışacak kişileri bulmaya çalışıyoruz. Açlığın ideolojisi dini ve ırkı olmaz Fon''da 1.4 katrilyon var. Buralarda siyasi ayrım yok, çok insani bir alandır. Dileriz ki ekonomimiz daha rahatlasın, fonun yardımlarına ihtiyaç olsun, taleplerde azalma olsun. Fonun büyüklüğü nedir? Ben vatandaşımı aç ve açıkta bırakmam. Nerede ihtiyaç varsa, aç ve açıkta varsa, yardımcı oluruz. Bütçe dışı bir kaynaktır, özel bir fondur, Başbakanlık bünyesindedir. 2004 yılında bu fonun miktarı 1.4 katrilyon, yani yaklaşık 1 milyar dolara ulaştı. 150 trilyon liralık kömür yardımı da bunun dışındadır. Hükümet olarak fon gelirini son kuruşuna kadar kendi amaçları için kullanılmasına karar verdik. Bir kuruşunu bile başka amaçlar için kullanmadık. Fon kaynakları neler? Gelir ve kurumlar vergisinin yüzde 2.8''i Fon''a aktarılır. Kesilen trafik cezalarının yüzde 50''si de fona gelir. Trafik cezalarından aylık fona katkısı 10 trilyonun altına düşmez. Kimsenin trafik suçu işlemesini istemeyiz ama şimdi kırmızı ışıkta geçenin de hız yapanın da ciddi miktarda katkısı oluyor bu yardımlara. Televizyonların reklam gelirlerinden RTÜK''e ayrılan payın yüzde 15''ini alırız. Bağışlar gibi küçük küçük gelirleri de vardır. Fonun geliri sabit ve bütçe geliri değildir. Gideri de sabit değildir. Her ay sürpriz şeyler olabilir, bazı aylarda artar, bazı aylarda düşer. Buna niçin önem veriyoruz. Geçmiş dönemlerde krizler vardı, işsizlik vardı. İkisi de birbirini tetikliyor. Sosyal yardımlara da çok ihtiyaç vardı. Başbakan''ın dediği gibi garip gurebaya, fakir fukaraya önem veren bir partiyiz. Bir de Türkiye Cumhuriyeti sosyal devlettir. Sosyal devlet vatandaşının rahat, refah ve huzur içinde yaşatmak zorundadır. Bu yardımları alanlarla karşılaştınız mı hiç? Geçen gün Batman milletvekililimiz ve Batmanlı hemşehrisi ile görüştük. Bana, ''siz çok dua alıyorsunuz'' dedi. O sırada Batman''da bir banka önünden geçiyorduk, epey kalabalık bir kadın grubu vardı. Bizi de görünce çok teşekkür ettiler ve bakanlıktan bahsederek ''bize para veriyorsunuz'' dediler. Kadınlara para veriyoruz, çocukları okula göndermek için. O kadınlar bankaya gelmişler. Batman''da bu kadınların ne ellerine para geçebilir, ne de bugüne kadar banka görmüşler. Miktarı ne olursa olsun anneye verilmesi önemli galiba... Evde bir sıkıntı varsa, en büyük sıkıntıyı anneler çeker. Geliri düşük ailelerde çocuğun sağlığını, eğitim durumunu anneler iyi takip edebilir. Onun için anneye öncelik verdik. Ayrıca evin bütçesine katkıda bulunuyoruz. Anne o parayı evin içine harcar. Anneye de diyoruz ki, bu senin çocuğun. Bu çocuğunu okula göndermek en çok senin sorumluluğundadır. Siz iyi şartlarda yaşayamıyorsunuz. Ama çocuğunuzu bundan mahrum etmeyin. Bu şartlı nakit desteği sayesinde okuluna daha iyi devam eden çocuk sayısı 1.2 mil-yona ulaştı. Çocuğunu sağlık kontrolünden geçiren annelere de mi para veriyorsunuz? Küçük bir miktar ama, sağlık için teşvik ediyor. Sağlık kontrolü şartına bağlı nakit desteğinden yararlananların sayısı 600 bin kişiye ulaştı. Eğitimde kızlara ayrıcalık tanıdık. Kızlarda okullaşma oranı çok düşük. Son yıllarda arttı ama düşük. Ailelere ''ne olur çocuklarınızı okutun diyoruz, adeta yalvarıyoruz, eğitimsiz bırakmayın'' diye. Sosyal Yardımlaşma Fonu başarılı olduğu takdirde, partiye, hükümete yararı olursa eleştirilebilir mi? Çok objektif kriterlerle bütün vatandaşlarımıza açıktır. Açlığın ideolojisi, dini; ırkı yoktur. Buralarda siyasi bir ayrım yok, çok insani bir alandır. Dileriz ki ekonomimiz daha rahatlasın buna ihtiyaç olmasın taleplerde azalma olsun. Proje nasıl işliyor? Kişisel limit 4000 YTL ile 7000 YTL arasında değişiyor. Projesi olanlar Sosyal Riski Azaltma Projeleri''ne öneri getirebilirler. Ya da küçük bir işletme açmak isteyenler uygun bir projeye de yönlendirilebiliyor. Kırsal kesimde seracılık, çilekçilik, zeytincilik, fidancılık, besicilik, arıcılık, hindi, tavşan çiftliğine kredi veriliyor. Kentsel projeler de çiçekçilik, el sanatları, berber dükkanı, çay ocakçılığı, lokantacılık. Dijital yayıncılık 2006''da İstanbul''da başlayacak Dijital yayıncılık dönemi ne zaman başlıyor? Sayısal yayıncılıkta 2006 yılının başında İstanbul''dan başlamak üzere pilot yayınlar başlayacak. Bunun çalışmalarını RTÜK, Telekomünikasyon Üst Kurulu, Ulaştırma Bakanlığı, TRT birlikte yapıyorlar. Altyapı çalışmalarına başladılar. Yayınların birbirinin üzerine bindiği durumlar var, onun önüne geçeceğiz. Sayısal yayıncılığa geçildiğinde kapasite artıyor, daha fazla yayın daha kaliteli olarak izlenebiliyor. AB ülkelerinin yüzde 60-70''i geçti. Bulgaristan, Romanya 2012''ye kadar geçme kararı aldı. Birden olmuyor. Peki RTÜK ve AB süreci nasıl yürüyecek, koordinasyon nasıl olacak ? Ekran kalitesi standart koymakla olmuyor, yaşayarak tecrübeyle oluyor. Basında, kurallarla değil, kendi iç etiğiyle mesafe alınacaktır diye hep diyorum. Giderek kendi kendini denetleyecek ve o hale gelecek. Ekran karartmayla değil, öz denetimle olacak. Bu yayıncılığın başıboş olması anlamına gelmiyor. Televizyon yayınlarında her ülkede denetim mekanizmaları var, Türkiye''de de denetim mekanizması RTÜK''tür. RTÜK kendi yayın ilkeleri içerisinde denetimini sürdürüyor ve sürdürecektir. Bunu AB ilkeleri olarak sınırlandırmıyoruz, yayın ilkeleri olarak kanunda ne varsa o olacaktır. Bizim hedefimiz yasaklayan değil denetleyen olacaktır. Hükümet Ulaştırma Müsteşarı İbrahim Şahin''in TRT Genel Müdürü olmasını istedi. TRT''yi iyileştirmeyi hedefliyordunuz bu dönemde olacak mı? Atamayı bekliyoruz. TRT zaten iyi bir kamu yayın kuruluşu. Bunların sorumlulukları özel kuruluşlara göre çok farklı. Farklı yükler taşırlar ve özel kanallara örnek de olurlar. O manada daha iyi olacak diye bekliyoruz. (yenişafak) Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:44

İLGİLİ HABERLER