Avrupa Birliği meselesine ne zaman girsem her defasında:
Hiçbir şeyin 'göründüğü gibi', ya da 'ilk algılandığı gibi' olmadığını;
Bizim üyeliğimiz konusunda birçok devletin farklı tavırları ve ayakoyunları olduğunu;
Bu ayakoyunlarının normal karşılanması gerektiğini;
Önemli olan bazı genellemelerin aldatıcılığına kapılmamak ve kanmamak gerektiğini;
Kendi çıkarlarımızı korumayı bilmemiz gerektiğini söylemişimdir...
Bu tür yazılarımı okuyan okuyucular benim Avrupa Birliği üyeliğine karşı olup olmadığımı soruyorlar. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Avrupalı bir Türkiye'yi benden fazla arzulayan zor bulunur, ama ben Türk Devleti'nin, başka devletler tarafından ve onların çıkarları doğrultusunda manipüle edilmesini, oyuna getirilmesini hazmedemiyorum. Onların komplolarına düşmeyi kabullenmek imkansız benim için.
Evet, ben ülkelerarası ilişkilerin komplolar üzerine kurulduğuna, büyük devletleri büyük devlet yapan şeyin komplolarını güzel oynamaları olduğuna, bazı devletleri küçük ve bağımlı yapan şeyin de kolayca komploya düşmeleri olduğuna inanırım.
Bazı insanlar, benim gibi düşünenlere hemen 'komplo teorisyeni' lakabını yapıştırırlar. Bence onlar da gerçekleri göremeyen saf kişilerdir. Devletlerarası çıkar ilişkilerinde komplolar detaylarda da kendini belli eder. İyi komplocu semboller ile oynayarak mesajını gitmesini istediği yere gönderir.
Bunun son örneğini Başbakan Erdoğan'a oynadıkları oyunla sergilediler:
Financial Times Gazetesi'nin 'Magazine' ekinin kapağında dua eder konumda Başbakan Erdoğan'ın resmini koymuşlar. Başbakan, fotoğrafta, gökyüzündeki yıldızlara dua eder gibi duruyor. Bir de, kelime oyunuyla başlık atmışlar: 'REACH FOR THE STARS' / 'Yıldızlara Uzan' cümlesiyle oynamış ve cümleyi 'PREACH FOR THE STARS' / 'Yıldızlara Vaaz Et' şeklinde değiştirmişler. Tabii ki, sözkonusu yıldızlar da Avrupa Birliği'nin bayrağındaki yıldızlar!
'AB Yıldızları' oldukça gizemlidirler... Üye sayısı kaç olursa olsun yıldızların sayısı hep 12'dir; bu 12 yıldızın sayısı hiç artmaz ve hiç eksilmez. AB'nin üye sayısı 4 olduğu zaman yıldız sayısı 12 idi, üye sayısı şimdi 20'yi aştı, AB bayrağı'ndaki yıldız sayısı yine 12.
İşte ben en çok 'bu neden böyledir' diye sorulmamasına kızıyorum. Bu soru sorulmayınca oyuna düşüyorsunuz çünkü. Soruyu sorup da işi araştırınca bu 12 sayısının direkt olarak d”n” içerikli ve d”n”-siyasi bir şifre olduğunu görüyorsunuz. Şimdi Eski Ahit'ten yapacağım şu alıntıyı birlikte okuyalım:
'Sonra yeni bir gökyüzü ve yeni bir yeryüzü gördüm. (...) Sonra Ruh beni yüksek ve büyük bir dağa çıkardı. Ve gökyüzünden yeryüzüne inmekte olan Tanrı'nın 'Kutsal Kent'ini gösterdi. (...) Kutsal Kentin etrafı büyük ve yüksek bir duvarla çevriliydi ve 12 kapısı vardı. 12 kapıda 12 melek bekliyordu. 12 kapının üstünde İsrail'in 12 kavminin adları yazılıydı. Büyük ve yüksek duvarın içinde 12 çeşme vardı ve 12 çeşmenin üzerinde Kuzu'nun (İsa) 12 Havarisinin ismi yazılıydı.'
İşte AB'nin hiç değiştirilmeyen 12 yıldızının önemi burada yatar ve bu, bugün, başta Ortadoğu olmak üzere tüm Dünya'ya yeni bir şekil vermeye soyunmuş olan Yahudi-Protestan ittifakının dayandığı d”n” metin içinde en heyecanla okunan bölümdür.
'Müslüman ülkenin Müslüman Başbakanı'nı dergi kapağında o şekilde göstermenin Siyas” boyutu çok farklı yönlere gider, bunu görmek ve gerekeni de yapmak gerekiyor.
Uluslararası ilişkilerde, bu tür durumlarda kimse masum değildir, bana inanın.
