Medya
  • 3.5.2004 01:14

HABERTÜRK'LE ZAMAN KAPIŞTI!..

KAYNAK : Haber Kaynağı Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Melih Meriç, Zaman gazetesi yazarı Nuriye Akman'ın Ufuk Güldemir ile yarı kalan röportajı ile ilgili açıklama yaptı. Meriç,'' Nuriye Akman HABERTÜRK Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Güldemir'le bir söyleşi yaptı. Bu söyleşiyi kompleksleri ve hakaretlerle dolu bir üslup'la Zaman gazetesinde yayınladı. Söyleşinin iki katı kadar şahsi yorumuyla birlikte. Ufuk Güldemir şu anda yurtdışında. Geldiğinde ona uygun cevabı verir. Fakat söyleşide ''HABERTÜRK yetkilisi'', ''Haber Müdürü'' diye kastedilen kişi benim. Kendi adıma cevap hakkımı kullanıyorum. Bu durumda herşeyi açık açık anlatmak kamu vicdanına karşı benim sorumluluğum... '' dedi NURİYE AKMAN SEN GERÇEKTEN 'VAHŞİ'YMİŞSİN!!! Nuriye Akman HABERTÜRK Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Güldemir'le bir söyleşi yaptı. Bu söyleşiyi kompleksleri ve hakaretlerle dolu bir üslup'la Zaman gazetesinde yayınladı. Söyleşinin iki katı kadar şahsi yorumuyla birlikte. Ufuk Güldemir şu anda yurtdışında. Geldiğinde ona uygun cevabı verir. Fakat söyleşide ''HABERTÜRK yetkilisi'', ''Haber Müdürü'' diye kastedilen kişi benim. Kendi adıma cevap hakkımı kullanıyorum. Bu durumda herşeyi açık açık anlatmak kamu vicdanına karşı benim sorumluluğum... Bakın olayın aslı nedir. 1) ''Eğer Zaman'a mülakat vereceksem bu Nuriye Akman olmalı'' ifadesinin aslı: Zaman Gazetesi'nden Ali Akkuş beni aradı ve ''Ufuk Güldemir'le bir röportaj yapmak istiyoruz. Ekrem Bey seçim gecesi sizin televizyonunuzdaydı ve Ufuk Bey'in ortalıkta çalışan diğer personelden farksız biçimde haber merkezinde çalışması dikkatini çekmiş, pazar ekine bir röportaj ilginç olabilir diye bize tavsiyesinde bulundu. Eğer Ufuk Bey uygunsa kendisiyle bir röportaj yapmak istiyoruz'' dedi. Ben de hemen bu talebi Ufuk Bey'e ilettim ve ''Zaman Gazetesi sizinle bir röportaj yapmak istiyor, ne dersiniz?'' diye sordum. Ufuk Bey bana ''daha önce Nuriye Akman benden söyleşi istemişti, kabul etmemiştim.'' dedi. Ben, Zaman'ın talebine olumlu yanıt vermemizin iyi olacağını, ama madem Nuriye Akman daha önce böyle bir talepte bulunmuş, ona ''evet'' dememizin uygun olacağını belirttim. Bunu söylememin nedeni, eski dostum Nuriye Akman'ı zor durumda bırakmamaktı. Çünkü ''Eğer Zaman'ın bu söyleşi talebini kabul edersek, bu durumda 'Nuriye Akman'a hayır' ama 'Zaman'a evet' demiş oluruz. Nuriye Akman'a özel bir tavrımız varmış gibi anlaşılır. Oysa Nuriye Akman'a bizim bir tavrımız yok. Nuriye Akman'ı gazetesi içinde zor durumda bırakmayalım'' diye düşündüm. Bu düşüncemi aktardığım Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı da bunun çok uygun olacağını belirtti. Dolayısıyla ''Eğer Zaman'a mülakat vereceksem bu Nuriye Akman olmalı'' sözü tamamen Nuriye Akman'ın uydurmasıdır. Olayın aslı yukarıda anlattığım gibi Nuriye Akman'ın dışlanmaması için benim iyiniyetimle ilgilidir. Ufuk Güldemir'in kendisiyle röportaj yapmak için özel bir arzusu olduğu izlenimi vermesine acıdım. Benim jestimi istismara muhtaç kalması üzüntü verici. 2) ''Olaydan sonra randevumuza aracılık eden HABERTÜRK yetkilisi 'Bu bir oyun olamaz mı, neden üzülüyorsunuz?' dedi.'' cümlesine cevabım: Röportaj gerçekleşirken ben odamda konuyla tamamen ilgisiz biçimde bir misafirimle görüşüyordum. Nuriye Akman odama geldiğinde nefes nefeseydi ve yüzünden alevler fışkırıyordu. ''Bana şöyle saldırdı, böyle saldırdı..'' gibi ifadelerle başlayan konuşması, benim eski dostum Nuriye Akman'ın terbiyesine asla yakıştıramadığım küfürlerle devam etti. Açık söyleyeyim o anda Nuriye Akman, Ufuk Güldemir'in söyleşide sözünü ettiği vahşetten daha da vahşi bir yüz haline ve tavrına sahipti. O hanım hanım, edebi derinliği olan sözcükler kullanan Nuriye Akman, ağza alınmayacak, hele de bir hanımefendiye asla yakışmayacak galiz küfürler savuruyordu. Ona gerçekten acıdım, teselli etmeye çalıştım. Söyleşide ne olup bittiğini bilmiyordum ama yine de o anki haline insani bir karşılık vermeye çalıştım. ''Gazetecilikte böyle şeyler olur, yarıda kesilen ilk söyleşi bu değil. Sen bunları meslek hayatında çok yaşamış olmalısın. Sen söyleşiyi yaparken bir strateji izliyorsun, taktikler sergiliyorsun. Bazen alttan alıyorsun, bazen kafadan suçlayıcı sorular soruyorsun, senin bir oyun stratejin var. Senin nasıl bir oyun stratejin varsa, söyleşi yaptığın kişi de sana karşı bir strateji izleyebilir. Gazeteci bazen bir soruyu sormak için saatlerce karşısındaki dinlemek zorunda kalır, söyleşi inişli çıkışlı olur. Bunu en iyi senin bilmen lazım, bu kadar tecrüben var, sakin ol, kendini toparla.'' dedim. Olayın aslı budur. Benim Nuriye Akman'la oyun oynamaya vaktim yok. Nuriye Akman'ın böyle son derece insani bir konuşmayı, bu kadar ucuzca istismar ettiğini görünce açıkçası Ufuk Güldemir'in söyleşiyi kameraya almak konusunda ne kadar haklı olduğunu görüyorum. Keşke ben de Nuriye Akman'la aramızdaki konuşmayı kameraya alsaydım. Belki o konuşmayı da öğrencilerine ders olarak okuturdu. 3) Söyleşi'de bol bol geçen ''vahşi, vahşet, vahşi surat'' ifadeleriyle ilgili izlenimimi aktarmak isterim. Aramızdaki bu kadar sağlam dostluğa, gazetesi içindeki konumunu korumak konusunda gösterdiğim özene ve bütün insani tavrıma, ayrılırken masamın üstündeki not kağıtlarıma kendi el yazısı ile büyük harflerle yazdığı ''TEŞEKKÜRLER MELİH, BYE...'' notuna rağmen, olayları bu kadar basitçe ve saldırganca istismar ettiğini gözönüne aldığımda, Nuriye Akman'ın içindeki vahşeti çok net olarak görüyorum. Demek ki, Ufuk Güldemir avcılıktan gelen deneyimiyle bu konuda benden daha iyi önsezilere sahip. 4) ''Kaçmak'' sözcüğünün geçtiği cümlelerle ilgili izlenimim ise şöyledir. Söyleşi yarıda kesilip Nuriye Akman benim odama geldiğinde, ''ne olup bittiğini bilmiyorum ama bu tür kazalar olabilir. Ufuk Bey'le konuşayım, oturup devam edin'' teklifinde bulundum. Nuriye Akman'ın bana cevabı yine bol bol küfürlerle dolu olarak ''Hayır ben istemiyorum, hayatta olmaz'' biçimindeydi. Umut ederim bu olay ''kaçmak'' konusunda Nuriye Akman'ın öğrencilerine bir fikir verebilir. 5) Nuriye Akman'ın öğrencilerine de bir kaç tavsiyem olacak : a) Siz siz olun Nuriye Akman'la yaptığınız her konuşmayı banda kaydedin. b) Dostluğuna asla güvenmeyin. c) Aranızda yaptığınız konuşmaları istismar etmeye son derece yatkın olduğunu asla unutmayın. d) Sakın kendisine iyilik yapmaya kalkmayın, bu size vahşice bir saldırı olarak geri döner e) Hanımefendi görüntüsüne kanmayın, aklınıza gelmeyecek kadar geniş bir küfür lügatı hazine var. f) Söyleşi yaptığınız kişiye önce saygı gösterin ki, o da size saygı göstersin. g) Size ayrılan gazete sütunlarını kompleksleriniz için kullanmayın, çünkü oralar sizin ''babanızın malı'' değildir. 6) Gazeteciliğin etik ilkeleri konusundaki duyarlılığını çok iyi bildiğim Zaman Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Sayın Ekrem Dumanlı'dan ricam kendi adıma verdiğim bu cevabın gazetede aynı insicam içinde yayınlanmasıdır. Zaman Gazetesi'nin gazetecilik ilkeleri konusunda gösterdiği özene duyduğum kurumsal saygım nedeniyle cevap hakkımı olağanüstü nezaket sınırları içinde tuttum. Bu saikle olaya ilişkin bir çok ifadeye de bu metinde yer vermemeye özen gösterdim. Zaman Gazetesi'ne ve Kamuoyuna Saygılarımla arz ederim. Melih MERİÇ HABERTÜRK TV GENEL YAYIN YÖNETMENİ Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:08

İLGİLİ HABERLER