Medya
  • 30.3.2003 12:13

İNGİLİZ BASINI... ''AMERİKALI SİLAH TÜCCARI IRAK'I YÖNETECEK''

LONDRA - Irak'taki askerler gibi dünya basını da savaşın ilk haftasını geride bırakırken İngiliz gazeteleri savaşın geldiği noktayı ve bundan sonra izleyebileceği yolu tartıştı. Savaşa geniş yer veren İngiliz gazetelerinde, fotoğraflar, askeri birliklerle birlikte cephede olan muhabirlerin yolladığı haberler, Bağdat'ta, Basra'da, Kuzey Irak'ta bulunan muhabirlerin yazıları, askeri uzmanların, Arap dünyasını bilen yorumcuların analizleri sütunları doldurdu. Times gazetesi, ''İntihar bombacısı 4 askeri öldürdü; Saddam savaşı İngiltere'ye taşıma tehdidi savurdu'' başlığıyla verdiği haberde, Irak yönetiminin İngiltere ve Amerika'ya intihar bombacıları göndererek düşmanlarının içine dehşet ve terör salma tehdidinde bulunduğunu yazdı. Birinci sayfadaki büyük fotoğraf İngiliz bayrağına sarılı bir tabutu taşıyan askerleri gösteriyor. Savaş sırasında, çoğu ''dost ateşiyle'' ölen 10 İngiliz askerinin cenazeleri uçaktan indirilirken çekilen fotoğrafları yer aldı. Benzer fotoğraflara ve ölen askerlerle ilgili haberlere hemen her gazetede de rastlamak mümkün. Sunday Telegraph gazetesinde ise Basra'ya giren ilk İngiliz gazeteci olduğunu yazan muhabirin haberi birinci sayfanın yarısını kaplıyor. Haberde ise, ''Öfkeli Iraklılar beni gördüklerine inanamıyormuş gibi bakıyorlardı; az İngilizce konuşan biri 'düşman' diye bağırdı. Geçen hafta Basra'da görevlendirilen İngiliz kuvvetlerine yardım ettiği anlaşılan askeri bir yetklili kentteki koşulları şöyle özetledi: 'Kim düşman, kim dost bilemiyoruz, insanlar korkudan evlerinden çıkamıyor, burası cehennem gibi, su ve yiyecek çok az, elektrik hiç yok'' denildi. ''AMERİKALI SİLAH TÜCCARI IRAK'I YÖNETECEK'' Observer gazetesinde savaş sonrası planlarla ilgili bir haber yer aldı. Haberin başlığında ''Amerikalı silah tüccarı Irak'ı yönetecek'' ifadesi kullanıldı. Habere göre Amerikalı emekli general Jay Gardner insani yardım faaliyetlerinin ve Irak'ın yeniden yapılandırılmasının başına getirilecek. General şu anda Irak'ın işgalinde hayati rol oynayan füze sistemlerine teknolojik destek sağlayan bir silah şirketinin genel müdürü olarak görev yapıyor. Gazetelerin iç sayfalarında savaşın önceden planlandığı gibi gitmediğine dair yazılar göze çarptı. Observer gazetesi, Londra'da İngilizce yayımlanan bir Arap gazetesinin yazı işleri müdürü Abdülbari Atvan'ın yorumuna yer verdi. Atvan yorumunda, şöyle dedi: ''Amerika'nın yanlış hesabı Saddam'ı, şeytanlıktan çıkarıp kahramanlık mertebesine yükseltti. Saddam Hüseyin savaşın ilk günlerindeki bombardımana direnerek, ona yöneltilen psikolojik savaşı kendi lehine çevirdi. Iraklı bir yetkilinin söylediğine göre, İngilizler ve Amerikalılar batıda yaşayan Iraklı muhaliflerin verdiği yanlış bilgilere güvendiler. Irak yönetiminin zayıf olduğuna, halkın ve Irak ordusunun Bağdat yönetimine isyan edeceğine inandılar. Saddam Hüseyin ve askerleri ise, o sıralarda, 2. Dünya savaşında ve Vietnam'da uygulanan savunma taktiklerini inceliyorlardı. Benzer taktiklerle Amerikalıların birinci Körfez savaşında ve Afganistan'da kullandığı savaş stratejilerine nasıl karşı koyabileceklerini düşündüler. Saddam Hüseyin, şimdi savaşın uzamasıyla, bir yandan iklim koşullarının kötüleşeceğini, bir yandan da dünya kamu oyunun kendi lehine değişebileceğini hesaplıyor. Savaşın ilk tahminlerden daha geç bir tarihte başlaması bu bakımdan işine yaramış durumda. Önümüzdeki aylarda hava sıcaklığı 50 dereceye kadar yükselebilir. ''AMERİKA'NIN YANLIŞ HESABI SADDAM'I KAHRAMAN YAPTI'' Saddam'ın en şaşırtıcı psikolojik zaferi ise, şeytani bir diktatör şeklindeki imajından sıyrılması, Arap ve İslam dünyasında bir kahraman gibi algılanması oldu. Saddam'ın fotoğrafları ve Irak bayrakları bölge başkentlerinde düzenlenen protesto gösterilerine katılanların ellerinden düşmüyor. Koalisyon liderleri büyük hatalar yaptılar. Savaştan sonra Irak'ın Amerikan askeri yönetimi ile idare edileceğini söylediler. Umm Kasr'a giren Amerikan birliklerinin, kısa bir süre için bile olsa, kentte Amerikan bayrağını dalgalandırmaları, Iraklıları, savaşın onları kurtarmak için değil ülkelerini işgal etmek için başlatıldığına inandırmaya yetti.'' Arap gazeteci Abdülbari Atvan'ın sözünü ettiği Vietneam savaşına Mail on Sunday gazetesine bir yazı yazan eski milletvekili ve BBC'nin eski savaş muhabiri Martin Bell de yer verdi. Bell yazısında, ''Geçen hafta Nasıriye'de meydana gelen bir çatışmanın haberini televizyondan izledim. İzlerken sırtımdan soğuk terler damladı. Bu filmi daha önce gördüğümü düşündüm. Çöllerin yerine yağmur ormanlarını koysanız tıpkı Vietnam'dan bir sahne olacak. 1967 yılında genç bir muhabirken gittiğim Vietnam'da da sıcak çatışma bölgelerine gidebiliyorduk kolayca. Amerikalıların silah gücünü görünce dehşete düşmüştüm. Şimdi olduğu gibi, o zaman da, 'Bu silah gücüne karşı durulamaz' diye düşünmüştüm. Ama o zaman insanların 'Ne kadar sürerse sürsün, sonuna kadar savaşırız' gibi bir düşüncesi yoktu. Amerikalılar, o zaman da zafere ulaşmak için, şimdi olduğu gibi, asker sayısını iki katına çıkarma kararı almıştı. İngilizler ve Amerikalılar, bu savaşı Irak halkı için bir kurtuluş savaşı olarak planladılar. Ama çabuk sonuç alma stratejisi suya düştü. Şimdi daha ciddi, daha pahalı ve ne kadar süreceği belirsiz bir durumla karşı karşıyayız. Vietnam'da 50 bin Amerikalı ölmüştü. Irak savaşında Amerikan ve İngiliz kamuoyunun acılara dayanma sınırı ne olur? Bunu bilmiyoruz. Niye bu işe girdik, hangi emel uğruna bu acılara katlanıyoruz? diye sormaya ne zaman başlayacaklar? Bu savaştan geri dönüş mümkün olmadığına göre bu soruların yanıtlarını da yakında öğreneceğiz herhalde'' dedi. ''IRAKLILAR ÇEKİLİRKEN KÜRTLER BASTIRIYOR'' İngiliz gazeteleri, savaşın bir başka cephesinden, Kürt kontrolündeki Kuzey Irak'tan haberlere de yer verdi. Sunday Telegraph gazetesi, ''Iraklılar çekilirken Kürtler bastırıyor'' başlıklı haberinde, Kürt savaşçıların, zengin petrol yataklarına sahip Kerkük kentine doğru yaklaşık 5 kilometre ilerlediklerini yazdı. Kerkük'teki petrol kuyularında yangınlar sürerken, Kürdistan Demokrat Partisi peşmergelerinin daha önce Irak askerlerinin kontrolündeki bir tepeye kendi bayraklarını diktiğini belirten gazete, eski bir peşmergenin ''Bu Saddam için sonun başlangıcı. En kısa zamanda Kerkük'e girip oradan Bağdat'a ilerleyeceğiz'' sözlerini aktardı. Kürtlerin kontrolündeki Kuzey Irak'ta Amerikan askeri varlığının her geçen gün arttığını yazan Sunday Telegraph, bir gün önce onlarca nakliye uçağıyla getirilen malzemelerin Harir'deki hava üssünden kamyonlarla nakledildiğini belirtti. ''Kürt birliklerinin cephedeki ilerleyişi sürse de Kürt liderler temkinli bir tutum izliyor'' diyen gazete son gelişmeleri, ''Irak askerleri Musul ve Kerkük'ü korumak için geri çekilseler de Kürt savaşçılar kapsamlı bir saldırıya geçmek için Amerikan birliklerinin tam güçle hazır olmasını bekliyor. Liderler, Irak ateşi ve karşı saldırılarla karşılaşmamak için fazla ilerlemekten yana değil'' diye yorumladı. Türk askerlerinin sınırdaki yığınağının da endişe yarattığını belirten gazete yazısını KDP üyesi Fevzi Atruş'un şu sözleriyle noktaladı: ''Şimdi harekete geçemeyiz. Bu çok tehlikeli. Eğer Türkler bizim Kerkük'ü alacağımızı düşünürlerse işgale başlarlar. Amerikalılar hazır olana kadar beklemeliyiz.'' Independent gazetesi de Kuzey cephesiyle ilgili sayfalarına ''Iraklılar çekilirken Kürtlerde gergin bekleyiş'' başlığını attı. Patrick Cockburn imzalı yazı, ''Kürt birliği Kerkük kenti yakınında yaptığı devriye görevinden döndüğünde heyecanlıydı. Türkiye'nin bölgeyi işgal etme riski olmasa Kerkük, Kürt liderlerin ele geçirmek istediği bir kent'' diye başladı. Amerikan askerlerinin yoğun bombardımanı nedeniyle Irak ordusunun çevredeki mevzilerden ayrılarak kentin içlerine çekildiğini belirten yazar, bunun Irak'ın savaş stratejisinin bir parçası olduğunu, Amerikan saldırılarından saklanma imkanı olmayan kırsal alanları bırakarak kentin içlerine çekilmeyi tercih ettiklerini yazdı. Independent yazısı ''Tüm ilerleyişlerine rağmen peşmergeler biraz tedirgin. Irak ordusunun neden geri çekildiğini, neden saldırmadığını anlamıyorlar. Kürt birlikleri Kerkük'e doğru ilerleyişlerini sürdürürken, Saddam Hüseyin'in gerçek bir kuzey cephesiyle karşı karşıya kaldığını söylemek için henüz erken'' şeklinde sürdü. ''ÇOCUKLARIMIZ YERİNE RUMSFELD'İ SAVAŞA GÖNDERELİM'' Geçtiğimiz günlerde hükümetin Irak politikasını benimsemediğini söyleyerek Avam Kamarası'ndaki görevinden istifa eden İngiltere'nin eski Dışişleri Bakanı Robin Cook, Sunday Mirror gazetesinde yayımlanan yazısına ''Çocuklarımız yerine Rumsfeld ve onun şahinlerini savaşa gönderelim'' başlığını attı. Yazısına ''Bu çabuk ve kolay bir savaş olacaktı'' diye başlayan Cook, ''Camp David'de rahat rahat oturan Bush için 'savaş ne kadar gerekiyorsa o kadar sürecek' demek kolay'' diye devam etti. ''Bize, Irak ordusu kendisine saldırılmasından o kadar memnun olacak ki savaşmayacaklar bile demişlerdi. Saddam'ın askerleri teslim olacak demişlerdi. Halk işgalcileri kurtarıcı olacak görecek demişlerdi. Bana sorarsanız Rumsfeld, Chenney ve Wolfowitz'i Amerikan birliklerine iliştirilmiş gazetecilerle birlikte cepheye sürmek lazım'' dedi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:41

İLGİLİ HABERLER