Medya
  • 5.5.2004 14:16

'KRİZ DÖNEMLERİNDE GAZETECİLERİN HAK VE SORUMLULUKLARI'

MUAMMER TAN ANKARA -Ankara Gazeteciler Cemiyeti ve Avrupa Konseyi tarafından ortaklaşa, 'Kriz Dönemlerinde Gazetecilerin Hak ve Sorumlulukları' konulu bir seminer düzenlendi. Büyükhanlı Park Hotel'de gerçekleşen seminere, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan, RTÜK Başkanı Fatih Karaca ile çok sayıda yerli ve yabancı gazeteci katılıyor. Seminerde bir konuşma yapan İçişleri Bakanı Aksu, uygar bir toplumun en önemli göstergesinin, o toplumu oluşturan bireylerin, sınırsız bir düşünce ve ifade özgürlüğüne sahip olması olduğunu söyledi. Düşüncenin serbestçe gelişip, yaygınlaştığı yerlerde, insanların güzeli, doğruyu ve mükemmeli yakalama şansının arttığını, pozitif düşüncenin hakimiyetiyle de toplum hayatının hemen her alanında müsbet ilerlemelere şahit olunduğuna dikkat çeken Aksu, ''Bu bakımdan, uygar toplumlar, düşünce ve ifade özgürlüğüne çok büyük önem atfetmektedirler'' dedi. Aksu, gerçeklere çabuk ulaşmak, haber ve hadiseleri doğru ve tarafsız bir şekilde yorumlamak, bunları insanlara olduğu gibi iletebilmenin demokratik rejimler için olmazsa olmaz şartlar olduğunu vurgulayarak, ''Gerçek demokrasi, bütün bunların, kurumsal olarak düzenlendiği ve uygulamaya konulduğu ideal sistemin adıdır'' diye konuştu. Demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla hayata hakim kılınması için, vatandaşın düşünce ve ifade özgürlüğünün sağlanmasında, doğru ve objektif haber alma hakkının korunmasında, medyaya çok büyük görev ve sorumluluklar düştüğünü belirten Aksu, şunları kaydetti: ''Hele, toplum olarak üzüntüyle geride bıraktığımız savaş ortamları, tabii afet anları, yoğun terör eylemleri ve ekonomik sıkıntı dönemlerinde, medyamız tarafından, vatandaşa doğru haber ve bilgi aktarımının ne derece büyük önem arzettiği çok yakından bilinmektedir. Medyamız tarafından halkın doğru bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesiyle milletçe çok büyük başarılara imza atıldığına hep birlikte şahit olduk. Bunun yanında, çok nadir de olsa, yine medyamızın olumsuz yönlendirmesi veya hatalı davranışlarla halkın galeyana getirilmesi neticesinde de önü alınamayacak olaylara sebebiyet verildiğini gördük. Görüldüğü gibi; kamu hizmeti niteliğinde olan ve dördüncü kuvvet olarak görülen medya, kamuoyunu bilgilendirme ve iletişim sağlamada toplum açısından can alıcı bir öneme sahiptir''. Türkiye'nin demokratikleşme sürecindeki en önemli mihenk taşının, hiç kuşkusuz ki basın özgürlüğü olduğunun altını çizen Bakan Aksu, bu alana yapılan her müdahalenin de doğrudan basın özgürlüğüne bir müdahale olacağını belirtti. Aslında basın özgürlüğü ile amaçlananın, basın mensuplarına bir ayrıcalık, üstünlük, kişisel imtiyaz sağlamak olmadığını ifade eden Aksu, ''Asıl amaç halka hiçbir etki ve baskı altında kalmadan yalnızca gerçeğin aktarılmasını sağlamaktır'' değerlendirmesinde bulundu. Hükümetin, düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin aşılması konusunda AB Uyum Yasaları içerisinde bir çok düzenleme yaptığını hatırlatan Bakan Aksu, yine buna paralel olarak, basın özgürlüğünü kısıtlayan uygulamalara son verilmesi ve eskiyen mevzuatın değiştirilmesini de söz verdiklerini hatırlattı. Aksu, bütün sakıncaları ortadan kaldıracak bir basın yasa taslağının hazırlanarak sivil toplum kuruluşları ve medyanın da görüş ve önerilerine sunulduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Daha ilk etapta bütün kesimlerden olumlu izlenimler elde edilmiştir. İnşallah pek yakında tasarıya son şekli verilecek ve yüce Meclisimizin gündemine getirilecektir. Bütün bu çalışmalarımızla; basın özgürlüğü önündeki tüm engellerin ortadan kaldırılmasını hedefliyoruz. Basın özgürlüğü, ancak; toplum ahlakı, kamu düzeni, milli güvenlik, toprak bütünlüğünün korunması, devlet sırrı ve suç işlenmesinin önlenmesi gerekçeleriyle sınırlanabilecektir. Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar, basınımıza çok önemli sorumluluklar ve misyonlar yüklemektedir. Kriz zamanlarında, basınımıza düşen görev ve sorumluluklar daha da artmaktadır. Reyting kaygısı gütmeyen, toplumu bilgilendirmekle birlikte, tansiyonu düşüren ve toplumsal direnci artıran yayınlara ülke çıkarları adına büyük ihtiyaç duyduğumuz zaman dilimi içerisindeyiz''. Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin de, güvenirlilikte son sıralarda bulunan gazeteciliği, üst basamaklara çıkarmak için gerek Türkiye'de gerekse dünyada çalışmalar yapıldığını söyledi. 'Sınırsız özgürlük' kavramının artık tüm dünyada tartışılır hale geldiğini vurgulayan Bilgin, ''Gazetecinin özgürlüğü kadar, okuyucunun, dinleyicinin, izleyicinin kişilik hakları da en az gazetecinin hakları kadar önemlidir. Bu hem bizim hem dünyanın gündemindedir. Bunun böyle olması gerekir aksi halde saygınlığımızı yitiririz'' dedi. Anayasa değişiklik paketinin Türkiye açısından önemli bir adım olduğunu vurgulayan Bilgin, ''Yapılan Anayasa değişikliklerinin AB'ye girmek için değil, bu ülkede yaşayan insanların, bütün dünyada olduğu gibi insan haklarını, özgürlükleri hak ettikleri için biz bu yasaları istiyoruz. Biz girsek de girmesek de bunlar bize lazım'' şeklinde konuştu. Bilgin, gazetecilik mesleğinin yalnızca haber vermek anlamında değil, ülkeler arası dostluk köpriın galeyana getirilmesi neticesinüsü kurulması açısından da çok önemli olduğunu sözlerine ekledi. Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü Abdurrahman Bilgiç ise gazeteciliğin tehlikeli bir meslek olduğunu, kriz ve çatışma ortamlarında bu tehliklerin daha da arttığına dikkat çekti. Gazetecilerin karşı karşıya kaldığı sorunların bir meslek sorunlarından öte, sosyal, siyasal ve ekonomik olarak toplumun bütününü ilgilendiren sorunlar olduğunu vurgulayan Bilgiç, ''Aslolan hayatta kalmaktır, varlığını devam ettirebilmektir. Ama gazetecinin varlık nedeni de gerçeği aramaktır'' şeklinde konuştu. Avrupa Konseyi Medya, Eşitlik ve Azınlıklar Dairesi Başkanı Hanno Harting de, Türkiye'nin ifade özgürlüğüne yönelik olumlu adımlar attığını belirtti. Bu adımların Türkiye açısından gerekli olduğuna işaret eden Harting, ''Bunlar sadece AB'ye üye olmak için değil, demokratik bir ülke için gereklidir'' dedi. Harting, Anayasa değişikliği ile ilgili çalışmaları ile Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine uyum sağladığını belirterek, ''Bundan büyük memnuniyet duyuyorum ve Türk makamlarına çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum'' diye konuştu. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:09

İLGİLİ HABERLER