Gündem
  • 28.9.2002 09:45

YILMAZ : " ÇOCUKLARIMIN ÜSTÜNE YEMİN EDERİM Kİ YOLSUZLUK YAPMADIM "

KAYNAK : Haber Vitrini ANAP Lideri Mesut Yılmaz: Beyaz Enerji'de gocunacak halim olsaydı, jandarmaya, savcıya kafa tutabilir miydim. ANAP Lideri Mesut Yılmaz, Hürriyet yönetici ve yazarlarıyla yaptığı söyleşide, yüzde 48'i bulan kararsızların sağduyuyla oy kullanacaklarını belirterek, ‘‘Yüzde 20 oy alırız’’ dedi. Yılmaz barajı geçemezse ‘gereğini’ yapacağını da söyledi. Özkök: ANAP anketlerde oldukça düşük bir oranda duruyor. Partinizin durumunu nasıl görüyşorsunuz? Biz bundan bir ay önce bir araştırma yaptırdık. Araştırmada yüzde 48 kararsız çıktı. AKP yüzde 22 idi. Biz yüzde 5'tik. CHP yüzde 14'tü. Diğer partilerin hepsi barajın altındaydı. Ben MKYK'da yapılan araştırmaların bazılarının güdümlü olduğunu söyledim. Ben şunu söylüyorum: Tercih kullanan seçmenlerin büyük kısmı, zaten hükümete tepki duyan ve adresini belirleyen seçmen. Çok büyük manipülasyon olmazsa, AKP ve CHP'nin oylarında büyük sıçrama olamaz. Kararsız yüzde 48, ekonomik programın yüküne rağmen henüz tercihlerinden kopmamış seçmen. Biz kendi çıkışımızı o seçmende görüyoruz. Onların muhtemelen tepki ve öfkeyle değil, daha çok sayduyu ile gelecek kaygısıyla sandık başına gideceklerini düşünüyoruz. Biz onları kazanabilirsek, baraj değil, yüzde 20'ye yakın oy alabiliriz. Potansiyel olarak bu mümkün. Çölaşan: Partiniz baraj altında kalırsa, genel başkan olarak ne yapmayı düşünüyorsunuz. BARAJI GEÇMEZSEM GEREĞİNİ YAPARIM Seçim sonucu ne olursa, ben de onun gereğini yaparım. Şimdiden bir şey söylemem. Geçen seçime oranla ne oy aldığımıza bakarım, partinin geleceği açısından bakarım, ona göre karar veririm. Özkök: Bu durumda siyaseti bırakır mısınız? ANAP'ın Türk siyasetine gerekli olduğuna, kalıcı olduğuna ve Türk siyasetinin ANAP'a ihtiyacı olduğuna en ufak bir kuşkum yok. Kişisel olarak ne olursa olsun siyaset yapacağım diye bir anlayış içinde değilim. Kendimi siyasete mahkûm görmüyorum. 20 yıllık bir siyasi birikimim var. Eğer ülkenin bundan yarar göreceğine inanırsam devam ederim. Baykal’la koalisyona mecbur kalmamak için dua ediyorum Özkök: Anketleri güvenilir buluyor musunuz? Anketler konusunda şöyle bir hatıram var. Geçen seçimlerden önce Baykal'la son karşılaşmamda, kendisi bana dedi ki: 'Sizin için çok üzülüyorum. Sizin durumunuz anketlerde çok vahim. Barajı geçemiyorsunuz. Biz Fazilet'in 3 puan önündeyiz' dedi. O zaman beni teselli etmişti. Coşkun: O zaman eyvah dediniz mi? Ben o zaman CHP'nin Meclis'e girememesine üzüldüm, Ama Baykal'ın girememesine değil. Ergin: Baykal ile sorununuz nedir? Kimyanız mı uyuşmuyor? Ben kendi yaşadığım tecrübelerden şu noktaya geldim ki, insanlar ancak kendi egolarını aştığı ölçüde ülkeye katkıda bulunabilirler. Deniz Bey hiç bir zaman egosunu aşamıyor. Hiç kimsenin egosuna rağmen, ülkeye hizmet edebileceğine inanmıyorum. Hiç kimse pür idealist değil, herkesin kişisel hesabı vardır. Ama herkesin o kişisel hesaptan arta kalan, ülkeye verebileceği bir şey vardır. Ben maalesef onu Baykal'da göremedim. Çölaşan: Tansu Çiller'de bunu gördünüz mü? Ondan da pek hoşlanmazsınız. Yani siyasetçiler birbirlerine rakiptir. Birbirlerinden pek hoşlanmazlar. Ama hiç kimse için bu kadar net konuşmam. Coşkun: Demek ki, koalisyon kurmak zorunda kalsanız, bir yanda Çiller, diğer yanda Baykal olsa, Baykal'la yapmazsınız... Baykal'la bir koalisyona mecbur kalmamak için dua ederim. Fısıltı gazetesinden rahatsızım ANAP'ın adının yolsuzluklarla anılması beni rahatsız ediyor. Bize zarar veriyor. Bizimle ilgili iddialar hep fısıltı gazetesiyle kulaktan kulağa dolaşıyor. Fısıltı gazetesi, Hürriyet'ten daha etkili. Benim kardeşim devletle hiçbir iş yapmıyor. Hiçbir ihaleye karışmıyor. Hiçbir konuda rolü yok. Bana bir örnek söyleyin. Açığım olsa jandarmaya çatar mıyım Bir an için benim yerimde olun. Ben çıktım, ‘Savcı sen bu iddiayı kanıtlamak zorundasın’ dedim, jandarmaya çıkıp çattım. Bütün bu işleri açığı olan bir adam yapabilir mi? Benim kardeşim bu işlere aracılık etse, biz bu işte menfaat sağlıyor olsak, ben çıkıp savcıya meydan okuyabilir miyim? Jandarmaya meydan okuyabilir miyim? Benim gocunacak, çekinecek bir yanımın olması gerekmez mi? Çocuklarımın üzerine yemin ederim Türkiye'de eğer iş yapacaksan, bunlardan kaçınman mümkün değil kardeşim. Ben çocuklarımın üstüne yemin ederim ki, ihale bitinceye kadar Karadeniz Otoyolu'nu hangi müteahhitlerin kazandığını bilmiyordum. Ben başbakan olarak sadece ‘Bu iş çok önemli, ne yapın yapın bu işi çok hızlı bitirin’ dedim. Sonra bunu Meclis'e getirdiler. Size yemin ederim ki, ben hangi firmaların girdiğini de, kazandığını da bilmiyordum. Bir tek derdim vardı, bu işin biran önce bitmesiydi. Benim gelecek kaygım yok. Kardeşim zengin, benim ailem zengin. Benim babamdan kalan bana yetecek kadar servetim var. Benim servet hırsım yok. Demirel kalsaydı, kriz daha kolay atlatılırdı Özkök: Cumhurbaşkanı Demirel'in görev süresinin uzatılması sağlansaydı, bugünkü kriz ortamı daha rahat atlatılırdı şeklindeki görüşleri nasıl karşılıyorsunuz? Ben de aynı kanaatteyim. Demirel kalsaydı daha rahat atlatılırdı. Ancak bunun sorumluluğunu Demirel'de aramak gerekir. Çünkü ben o dönem çok makul bir öneri yapmıştım. Görev süresini 5 artı 5 yapalım, ancak Demirel'in görev süresini sadece 3 yıl uzatalım dedim. Süleyman Bey bunu kabul etseydi, Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında uyum sorunları yaşanmadan çok uyumlu bir çalışma yapılabilirdi. Süleyman Bey, 3 seneyi az gördü. 10 sene istedi. Bunu benim parti grubuna kabul ettirmem mümkün değildi. SEZER ÇOK İÇİNE KAPALI Çölaşan: Sezer'i Demirel'le kıyaslayınca nasıl bir fark çıkıyor ortaya? Cumhurbaşkanı'nın siyasi konuma geçişi için uyum süreci gerekiyordu. Bana göre Sezer bu uyum sürecini aştı. Başlangıçtaki sıkıntılar geride kaldı. Bir de, Cumhurbaşkanı'nın bu kadar uzun süre kamuoyundan uzak, içine kapanık kalmamasının doğru olmadığını düşünüyorum. Süleyman Bey, günde 20 heyet kabul ederek, fazla abartıyordu. Bu bir ekstremdi. Ama 20 gün kimseyle görüşmemek de başka bir ekstrem. Çölaşan: Sezer'e oy verdiğinize pişman mısınız? Şu ana kadar pişman olacağımı gerektiren bir konu olmadı. Ancak Demirel görevde olsaydı, bu sarsıntıları daha kolay atlatırdık. Mesele MGK'da yaşanan olay olabilecek bir iş değildi. O MGK'DA OLANLAR Çölaşan: MGK'daki olayda kim hatalıydı size göre? Yüzde 99 demiyorum, yüzde 100 Başbakan haklıydı. Çünkü biz MGK toplantısından önce Cumhurbaşkanı'nın yanına giriyoruz. Cumhurbaşkanı ağzını bile açmadı. Toplantıda hemen bu konuyu gündeme getirdi. Başbakan, son derece kibar ve nazik davrandı. Ama Hüsamettin Bey de biraz aşırı tepki gösterdi. Ama bugün Cumhurbaşkanı'nın artık böyle bir davranış yapacağına ihtimal vermiyorum. STADYUMDA BİLE OLMAZ Ergin: Başbakan'ın MGK'dan çıktıktan sonra yaptığı açıklama doğru muydu? Evet haklısınız, ama Başbakan olay patlak verene kadar soğukkanlılığını korudu. Ondan sonra Başbakan zaten kontrolünü kaybetti. Orada yaşanan olay kolay kolay olacak bir olay değil. Stadyumda bile olmaz orada yaşananlar. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:14

İLGİLİ HABERLER