ABDULLAH GÜL : CUMHURBAŞKANI'NI MECLİS SEÇECEK, BARAJ İNMEYECEK
SAFURE CANTÜRK
ANKARA (İHA) - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı'nın Meclis tarafından, var olan ve uygulanan kurallara göre seçileceğini söyledi. Gül, Cumhurbaşkanı'nı Meclis'te seçmek için 367 milletvekiline ihtiyaç olduğu iddialarını, "Böyle bir şeyi düşünmek bile mantıklı değil" diye cevapladı.
NTV Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını cevaplayan Dışişleri Bakanı Gül, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin nasıl yapılması gerektiğinin belli olduğuna dikkat çeken Gül, Meclis'te Cumhurbaşkanı'nı seçmek için 367 milletvekili olması gerektiği yönündeki iddiaları, "Böyle bir şeyi düşünmek bile mantıklı değil. Ayrıca daha önce yapılan uygulamalar var. Bu tip görüşleri ve daha ekstremlerini daha çok duyacağız. Bunu bekliyorduk" şeklinde değerlendirdi.
Gül, ayrıca genel seçimlerin de zamanında yapılacağını belirterek, seçim barajında da değişiklik olamayacağını açıkladı. Dış politikaya ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Gül, terör örgütü PKK ile mücadele ve bu konuda ABD ile sürdürülen işbirliğine yönelik soruları yanıtladı.
"Biz hiçbir ülkenin iç işlerine karışmak istemeyiz ama herhangi bir ülke Türkiye aleyhine terörist faaliyetlere yataklık yapıyorsa uluslararası haklarımızı gerektiğinde kullanabiliriz" diyen Gül, "Buna Kandil'de operasyon da dahil mi?" sorusuna, "Her şey dahil ama uluslararası hukuk vardır, bunun verdiği haklar vardır. Bu çerçevede Türkiye hakkını ve hukukunu korur. Ama bunu başka bir amaçla yapmaz. Ümit ederiz ki bize böyle bir mecburiyet doğmaz" dedi. Terörü durdurmakla ilgili netice alacak herşeyi yapacaklarını söyleyen Gül, bunun kararını teknik insanların vereceğini, ancak hükümet olarak her türlü yetkiyi verdiklerini, ancak gösteriş ya da göz dağı için bir şeyin yapılamayacağını ifade etti. Bakan Gül, terörle mücadelede ABD'den beklentilerle ile ilgili bir soruya, "Beklentilerimiz, yapılması gerekenler daha çoktur. ABD'nin daha çok yardımcı olmasını istiyoruz. Yeterli noktaya gelindiğini söyleyemem" ifadesini kullandı. Gül, ayrıca Mahmur kampının boşatılması için bazı görüşmelerin yapıldığını kaydetti.
"AB İLE YENİ DÖNEME GİRDİK AMA RAYDAN ÇIKMADIK"
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Türkiye'nin 2006 yılında limanlar konusunda adım atmasının söz konusu olup olmadığı sorusuna, bunun AB'nin verdiği sözleri tutup tutmamasına bağlı olduğu cevabını verdi. 2004 referandumunda Rumların hayır demesinin ardından AB'nin Kıbrıs Türkleri'nin durumunu iyileştirmek için iki tüzük hazırladığını, ancak bunların hala uygulanmadığını hatırlatan Gül şöyle konuştu:
"Bu tüzükler o dönemde iyiydi, ancak şu anda tüzüklerin uygulanacağına dair bir şey söylemek zor. AB ocak ayındaki ilk bakanlar toplantısında bu konuyu ele almayı kararlaştırdı. Verdikleri sözleri tekrar hatırladılar. Bunun altında zaten eziliyorlar. Nasıl olacak, içi dolu bir şey mi olacak yoksa göstermelik mi bunlara bakacağız".
Bakan Gül, İngiltere'nin KKTC'ye doğrudan uçuşları başlatması ile ilgili soru üzerine, bu konudaki çalışmaları sürdürdüklerini söyleyerek, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in Ankara ziyareti sırasında açıklamalarını hatırlattı. Konuyu yakından takip ettiklerini ve hukuk firmalarından görüşler aldıklarını kaydeden Gül, bu görüşleri İngiltere'ye sunduklarını ve önümüzdeki aylarda karar noktasına geleceklerini sandığını bildirdi. Bir soru üzerine Gül, AB'nin Kıbrıs meselesini bahane olarak kullandığını belirterek, "AB ile ilişkilerimizde yeni bir döneme girildi ama iş rayından çıkmadı" açıklamasında bulundu.
BM'nin İran'a yaptırımlar konusunda aldığı kararın hatırlatılması üzerine Gül, sorunun diplomasi yoluyla çözümü için gayret sarf ettiklerini ve eninde sonunda sağduyunun hakim olacağına inandığını söyleyerek, sorunun karşılıklı güvensizlikten kaynaklandığını ifade etti. Gül, 2007 yılında Irak benzeri bir İran krizinin yaşanacağını sanmadığını, demokrasinin bütün kapılarının açık olduğunu kaydetti.
Genel olarak 2006 yılı değerlendirmesi yapan Gül, Türkiye'nin bu yıl içerisinde tüm olumsuzluklara rağmen başarılı bir yıl geçirdiğini belirterek, dış politikada Irak'ın 2006 yılında da kaygı kaynağı olmaya devam ettiğini söyledi.