AYHAN GONCA
SAMSUN - Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, 1946'ların CHP'sine benzettiği AK Parti'ye, bugün Türkiye'de demokrasi olduğunu hatırlatarak, ''Şantaj, tehdit yoluyla oy istiyorlar.
Aynı hatayı rahmetli Özal da 1989'da yapmıştı. 'Eli kolu bağlı bir belediye reisi kampanyası' yürüttü, geri tepti. Sonra hata ettiğini kendisi de kabul etti. Tarih tekerrür ediyor. Aynı hatayı, 'İktidar partisinin adayına oy verin, hizmet alın' diyerek bugünkü arkadaşlar yapıyor'' dedi.
Samsun'da bir yerel TV kanalına konuşan Mehmet Ağar, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın, ''Adayınızı iktidar partisinden seçerseniz ben mutlu olurum, Başbakanımız da mutlu olur'' dediğini kulaklarıyla duyduğunu ve dolayısıyla AK Parti'ye oy vermeyen belde, ilçe ve şehirler kastedilerek para musluklarının kesileceğinin ima edildiğini öne sürerek, Türkiye'de milletin mutluluğunun önemli olduğunu söyledi.
Ağar, ''Maliye Bakanı'nın mutluluğu hiç önemli değil. Maliye Bakanı çeşitli ithalat olaylarından, kendi şirketleri için çıkardığı vergi aflarından, kaçak fatura işlerindeki aflardan memnun zaten. Artı bir memnuniyete ihtiyacı yok. Demokrasinin varolduğu bir ülkede tehditle, şantajla milletin oyu isteniyor. Bu şekilde Türkiye'de kimse seçim kazanamaz. Bunlar tek parti çoğunluğunu ele geçirince, kendilerini 46'lı yıllardaki CHP gibi zannettiler. O zaman demokrasi yoktu. Şimdi var. Demokraside çoğunluğun görevi, azınlığın sesine kulak vermek, çok sesliliğin önünü açmak ve herkesle müşterek kulvarda yürümeyi, uzlaşmayı becerebilmektir. Bu arkadaşların demokrasiye karşı zaafları var. Demokraside fikirlerin dinlenmesi, eleştirilere hoşgörüyle bakılması var. Bir yandan AB'ye uyum şovu içersindesin diğer yandan Türkiye içindeki uygulamalarında antidemokratik ve baskıcısın. Bu şekilde olmaz'' diye konuştu.
Bu ülkede insanların canının alınabileceğini fakat zorlama ile oyunun alınamayacağını, bu milletin tehdit ve şantaja pabuç bırakmayacağını AK Parti'nin de göreceğini ifade eden Mehmet Ağar, aynı hatayı 1989'da rahmetli Turgut Özal'ın da yaptığını ve ters teptiğini ifade etti.
Ağar şunları söyledi:
''Grafiği en yukarıdayken halk Özal'a tavır koydu. Özal ile, Allah rahmet etsin, ben de yakın çalışırdım. Kendisine çok büyük saygım vardı. Özgürlüklerin, değişimin, dünyayla bütünleşmenin önünü açan bir liderken dünyadaki yürüyen demokrasinin tersine bir tavır sergileyince kendisiyle çelişkiye düştü. Özal'a yakışmayan bir tavır oldu. Bu hatayı sonra kendi kabul etti. Şimdi tarih tekerrür ediyor. Aynı hatayı bugünkü hükümet yapıyor. 'Nokta nokta kararını verdi. Samsun, Trabzon kararını verdi' Ne kararını verdi kardeşim? Seçim olmadan ilan mı ediyorsun, bitti mi? Milletin adına siz bu fetvayı verme yetkisini kendinizde nereden buluyorsunuz? Hele bir görelim bakalım millet ne karar verecek? Hükümet Yerel Yönetimler Yasa Tasarısı'nı da bu yüzden meclise getirmedi. Yasa çıksa bütün belediyeler bağımsız olacaktı. Bunların hepsi milleti ürkütüyor. Şantaj yoluyla, kanun zoruyla, devlet baskısıyla demokraside, siyasette olmaz. Devlet adalet, insanlar arasındaki eşitliği sağlamak, serbest rekabet içersinde fırsat eşitliğini sunmak için vardır''
Modern demokrasilerde medya ve bağımsız yargının önemine de dikkat çeken Mehmet Ağar, yargı ile ilgili reformist bir takım girişimler olması gerekirken hükümetin ipe un serdiğini, yargının kendisinin yargıda sıkıntı olduğunu belirttiği ortamda sıkıntıların giderilmediğini, bu konuda yargıyla yasamanın elele vererek yeni kanunlar çıkarılması gerektiğini de açıkladı.
Ağar, Ordu'ya hareket etmeden önce de partisi tarafından Vidinli Otel'de düzenlenen yemekte, Samsun ve Sinop'ta partisine gösterilen ilgiden son derece memnun olduğuna işaret ederek, dolar düşükse akaryakıt fiyatının daha aşağıya inmemesinin nedenini, doların düşüklüğünün Türkiye'deki üretim-yatırım artışından mı yoksa IMF ve hükümetin tarif edemediği ülkeye illegal dolar girişinden mi kaynaklandığını merak ettiğini de sözlerine ekledi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:51
