Gündem
  • 5.9.2005 09:13

AHMET HAKAN'DAN 'BANYO' YORUMU...

AHMET HAKAN'IN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:

İki film, iki fiyasko

TATLI CADI: 1970’li yılların sonunda Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Külhöyük köyünde ‘Çedene Abdullah’ lakaplı bir vatandaşımız, dünyaya gelen bebeğine ‘Tatlı Cadı’ dizisinin ‘Samantha’sının adını vermiştir. Nüfus memuru nasıl ikna edildi bilmiyorum ama ben nüfus cüzdanında ‘Samanta’ yazısını gördüm. Yani ‘Tatlı Cadı’ dizisinin Türkiye hafızasındaki yeri işte böyle bir şeydir. Bu bilincin verdiği gazlamanın etkisinde kalarak, ‘Yağmurda yürümenin keyfini çıkarmak’ yerine, tuttum, ‘Tatlı Cadı’ filmini izlemek için sinemaya gittim. Hay gitmez olaydım! Bütün nostalji keyfim kaçtı. Nasıl kaçmasın? Zorlama mı zorlama bir senaryo... Nostalji keyfini tuzla buz eden bir anlatım. Hem dizideki saflık gitmiş, hem de yeni bir çıkış yolu bulunamamış... Belki eski güzel günleri anarız diye bu filme gitmek isteyenlere şunu söyleyebilirim: Siz en iyisi Digitürk’ün ‘Retromax’ adlı kanalında bugünlerde yayınlanan orijinal ‘Tatlı Cadı’ya takılın.

BANYO: Sayın ‘Banyo’ adlı filmin yönetmeni Mustafa Altıoklar Bey. Tamam, ‘dar mekanda, sınırlı imkanla iyi film çıkarma’ hevesinizi anlıyorum. Ama... İnsan bu kadar da inatçı olmaz ki. Bir Fransız filminden bire bir kopyalama yoluyla çektiğiniz ‘Asansör’ adlı filmin akıbetinden hiç mi ders almadınız? Esinlenme filan değil ‘karbonlama’ yöntemiyle çektiğiniz ve sadece bir asansörde geçen o filminiz, Türk sinema tarihinin ‘Sarı Tebessüm’den sonraki en büyük fiyaskosu olmadı mı? Oldu. Ama siz ne yaptınız? Sanki hiçbir şey olmamış gibi bu kez banyoda geçen bir film çektiniz. Sonuç ne oldu? Filmi seyrederken hepimiz ‘Bu kez fiyaskoda ‘Sarı Tebessüm’ü de sollamış’ yorumunu yaptık. Yani demem o ki Mustafa Bey, tez elden geniş mekanlara geçin. Mesela şu ‘İstanbul İşgal Altında’ adını verdiğiniz projenize hemen başlayın. Yoksa hem bize, hem size yazık oluyor vallahi.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:12

İLGİLİ HABERLER