AHMET KAYA'NIN EŞİNDEN OLAY SÖZLER : YAŞASAYDI KÜRTÇE ŞARKI SÖYLEMEZDİ
Türkiye’de protest müziğin öncülerinden sayılan Ahmet Kaya, ölümünün üçüncü yılında hiçbir yerde okumadığı, biri Kürtçe 13 şarkıdan oluşan Biraz da Sen Ağla albümüyle müzik marketlerde yerini aldı.
Albüm hakkında Zaman’ın sorularını cevaplandıran sanatçının eşi Gülten Kaya, “Onun derdi Kürtçe falan değildi. Açık söylüyorum Ahmet Kaya bugün yaşıyor olsaydı asla Kürtçe şarkı okumazdı.” dedi. Eşini ‘genetik muhalif’ olarak tanımlayan bayan Kaya, albüm hakkında ilginç bir bilgi verdi: “Kendisini laik, çağdaş olarak tasnif etmiş bir gazeteye, ücretli albüm reklamı veriyoruz. Kalkıyor bir sivil toplum örgütü, ‘Siz Ahmet Kaya gibi bir bölücünün ilanını buraya koyarsanız, yarın da bir irticacının ilanını yayınlarsınız.’ diyor. O gazete de buna sesini çıkartmıyor. Türkiye bu kadar vahim bir durumda.”
Magazin Gazetecileri Derneği tarafından her sene düzenlenen Yılın Müzik Ödülleri töreni Ahmet Kaya’nın hayatında dönüm noktası olmuştu. Şubat 1999’da İstanbul Princess Hotel’deki törende ödüle layık görülen Kaya’nın, “Yeni albümümde Kürtçe şarkı okuyup, klip çevireceğim.” sözleri protestolarla karşılanmıştı. 28 Şubat sürecinin en hararetli döneminde hakkında üst üste davalar açılan sanatçı, Paris’e gitmişti.
Kalp krizi sonucu hayatını kaybettiği 16 Kasım 2000’e kadar bir nevi sürgün hayatı yaşayan Kaya’nın ölümünün ardından adına 3 albüm çıkaran eşi Gülten Kaya, “Bu albümler sistemle devam eden hesaplaşmamızın ürünü.” yorumunu yapıyor.
Aralarında Ahmet Kaya’nın Türkiye’den ayrılmadan önce okuduğu 3 şarkının da yer aldığı albümün paralı reklamının bile yayınlanmasına karşı çıkanların olduğuna dikkat çeken Gülten Kaya, şöyle konuştu: “Kendisini laik olarak tasnif etmiş bir gazeteye, ücreti karşılığında albüm reklamı veriyoruz. Kalkıyor bir sivil toplum örgütü, ‘Siz Ahmet Kaya gibi bir bölücünün ilanını buraya koyarsanız, yarın da bir irticacının da ilanını koyarsınız.’ diyor. O gazete sesini çıkartmıyor buna. Ne bölücülüğü, vatan hainliği kanıtlanmış bir insan var ortada, ne de bilmem ne. Bu kadar vahim her şey bu ülkede. Kendisini, çağdaş, laik, aydın vesaire vesaire ilan etmiş bir gazetede yaşanıyor bu olay. Demokrasi anlayışı bu olduğu sürece Türkiye olarak çok fazla bir şey de yapamayız.”
Ahmet Kaya’nın hayattayken yapamadığını gerçekleştirerek son albüme Kürtçe bir parça koyan Gülten Kaya, “Onun derdi Kürtçe falan değildi. Derdi, kültürlerin, dillerin, inançların, düşüncelerin yasaklanması, yok sayılmasıydı. Çok açık söylüyorum, Ahmet Kaya yaşıyor olsaydı, bugün asla Kürtçe şarkı okumazdı. Çünkü sanat icazetle ve yasayla serbest bırakılıyor. Artık değeri kalmazdı Ahmet Kaya için. Şimdi ne yapardı o? ‘Tamam arkadaşlar ben bir kulvar açtım. Bir gedik açtım siz o gedikten geçin, istediğiniz gibi okuyun. Ben bunun bedelini ödedim.’ derdi. Bugün dünyanın başka bir yerinde dili veya kültürü yok sayılan bir halk varsa Tanzanya halkı bile olsa gidip onların dilinde şarkı okurdu Ahmet Kaya. Özgürlüklerin yasayla serbest bırakılmasını beklemektense, Kürt kökenli sanatçılar da değil tam tersine Türk kökenli sanatçılardan birkaç tanesi kalkıp, ‘Sanat özgür alandır, bu kültür var, biz de bu dilde şarkı okuruz.’ deseydi, sistem pervasızlığını bu kadar uzun süre devam ettiremezdi.” şeklinde konuştu. Eşinin genetik bir muhalif olduğunu dile getiren Kaya şunları söyledi: “Ahmet, sosyalist olduğunu ifade ederdi. Ama, ‘Sosyalizm de kendini sistem olarak bana dayatırsa, ona da muhalefet ederim.’ derdi. Ahmet başından beri bu ülkede olması gereken sağlıklı, demokrat insan tipini çizmişti.”
Ölümünün üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen, Türk halkının Ahmet Kaya şarkılarına bu kadar ilgi göstermesinden birçok kesimin ders alması gerektiğini belirten Kaya, şöyle devam etti: “Artık asla sadece düşünen, düşüncesini söyleyen insanlara haksızlık edilmemeli. Onlara kıyılmamalı. Kendi topraklarının dışında sürgün gibi acımasız bir cezaya çarptırılmamalı. Görüyorsunuz Amerika’dan Avrupa’ya kadar. Bunlar kendi topraklarında olmalı.” Ahmet Kaya’nın sebebi ne olursa olsun dövülen herkese karşı çıktığı için sistem tarafından onaylanmadığını ileri süren Kaya, “Mesela başörtülü kızlar dövülmesin dediğinde ‘irticacı’ ilan edildi. Üniversiteli çocuklar akademik taleplerinden dolayı dövülmesin dediğinde ‘komünist’ ilan edildi. Kürtler de Kürt dilini kullansın dediğinde bölücü ilan edildi. Oysa Ahmet Kaya Türkiye’nin ta kendisiydi.” ZAMAN
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:22