AKP, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan''ın talimatıyla, parti grubunda dil ve kavram birliği oluşturmak üzere yeni bir eğitim çalışması başlattı. AKP Araştırma-Geliştirme Başkanlığı tarafından yürütülen çalışmalar doğrultusunda partinin ''muhafazakâr demokrat'' kimliğini derinleştirmek ve bu kavramın tabana ve halka daha iyi anlatılması amacıyla milletvekillerine ''Siyasal Kimlik'' başlıklı dersler verilecek. Akademik eğitim kapsamında AKP''nin ''Siyasal Kimlik'', ''Muhafazakarlık'', ''Muhafazakâr Demokratlık'', ''Demokrasi'', ''Sivil Toplum'', ''Toplum Anlayışı'', ''İnsan Hakları'', ''Laiklik'' ve ''Milliyetçilik'' kavramlarına bakışının ele alındığı, ''Eğitim Modülü El Kitabı-Siyasal Kimlik'' başlıklı bir de kitapçık yayımlandı.
''Siyasal duruş olmalı''
''Siyasal bir kimliği, çizgisi veya duruşu olmayan bir hareketin tutarlı siyaset üretemeyeceği'' vurgulanan kitapçıkta, ''''AKP''nin muhafazakârlığı değişime direnen değil değişime açık ancak bazı değer ve birikimleri de korumayı amaçlayan bir siyasal yaklaşımdır'''' denildi. Muhafazakâr demokrasinin dayatmacı ve baskıcı bir hal alan otoriter ve totaliter anlayışları kabul etmediğinin altı çizilen kitapçıkta şu tespitlere yer verildi:
Laiklik demokrasiyle taçlanmalı: AKP, laikliği devletin tüm dinler, mezhepler ve düşünceler karşısında nötr kalmasını ve eşit mesafeyi korumasını sağlayan, inanç farklılıklarının veya farklı mezhep ve anlayışların çatışmaya dönüşmeden sosyal barış içinde yaşatılabilmesi için takınılan kurumsal bir tutum ve yöntem olarak tanımlar. Laiklik temel hak ve özgürlüklerin anayasal güvence altına alınarak bir tür hakem müessesesi gibi işletilebilmesi için demokrasiyle taçlanmalı ve uzlaşı ortamı sunmalıdır. Laiklik toplumsal çeşitliliği, çatışma veya gerginlik ortamından uzaklaştırıp barış içinde ve özgür olarak bir arada tutabilmenin bir yolu olarak görülmelidir. Laiklik, inanç ve din özgürlüğünün garantisidir.
Gerilimler siyasi alanı daraltıyor: Muhafazakârlık, radikalizmi ve toplum mühendisliğini reddeder, çünkü çatışmaya, kamplaşma ve kutuplaşmaya yol açan siyaset yerine uzlaşı, bütünleşme ve hoşgörü üzerine kurulu siyaseti onaylar. Türk siyasal yaşamında din-siyaset, geleneksellik-modernlik, din-devlet, devlet-toplum-birey kavramları arasındaki çatışmaların doğurduğu gerilimler, siyasal alanı daralttığı gibi birçok soruna da yol açmaktadır. Muhafazakâr demokrasi kavramıyla AK Parti, bu kavramları sağlıklı bir zeminde yeniden kurgulamaya ve bunları gerilim unsuru olmaktan çıkarmaya çalışmaktadır. Geleneği dışlamayan bir modernlik, yereli kabul eden bir evrensellik, köktenci olmayan bir değişim vurgusu bu açıdan önem taşımaktadır.
Temsil ve söylem krizi: Türk siyaseti uzunca bir süre kararsız siyasal hareketlere veya içi kısa sürede boşalan siyasi söylemlere sahne oldu. AK Parti''nin kendini belli bir format ve koordinat üzerinde tanımlamaya çalışması ve iktidarda olmasına rağmen siyasal kimliğini geliştirme çabası, Türkiye siyasetine kalite getirmektedir.
Organik demokrasi: Demokrasinin karşılıklı diyalog temeline dayanan bir yönetim biçimi olmasıyla, radikalizm ve fanatizm törpülenir ve aşırı uçlar sisteme entegre edilebilir. İdeal olan, seçimlere ve belli kurumlara indirgenmiş, mekanik değil, idari, toplumsal ve siyasal tüm alanlara yayılmış organik bir demokrasidir.
Cemaatçi yaklaşım yok: Sivil toplum, demokrasinin kılcal damarlarıdır. Muhafazakârlar toplumu yaşayan bir organizma olarak görür. Toplumsal değerleri ve bu değerlerin taşıyıcısı toplumsal kurumları kökten değişime uğratmanın da bu organizmaya zarar vereceğini düşünürler. AKP, toplumsallığı, grup aidiyeti ve sivil toplumu önemli bulurken cemaatçi yaklaşımı öna çıkarmamaktadır.
(RADİKAL)
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:08