ALA: 'UMARIM SAYIN BAŞBAKANIMIZI MAHCUP ETMEYİZ'

Atama kararnamesi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından imzalanan Ala, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni görevinin, ''çok önemli ve sorumluluğu büyük olduğunu söyledi.

Vali Ala, ''Sayın Başbakanımızın böyle bir teveccühte bulunması çok onur verici bir durumdur. İlişki yönetiminden değil, ülke yönetimine ilişkin yapılan işler sonucunda sayın Başbakanımızın böyle bir tasarrufta bulunması, böyle bir onuru vermiş olması bizim sorumluluğumuzu artırıyor. Görev anlayışımızda yeniden formatlanmamızı zorunlu kılıyor. Umarım başarılı olur ve bize güvenenlere ve Sayın Başbakanımıza mahcup olmayız'' diye konuştu.

Yönetim anlayışını nasıl değerlendirdiği sorusuna Ala, bilim ve enformasyon çağında dünyanın çok hızlı bir değişim yaşadığını belirterek, artık elektroniğin sınır tanımadığını ve komşuluk ilişkisinin bilgisayar teknolojisiyle değiştiğini vurguladı.

Böyle bir dünyada hem yönetim anlayışının hem de kullanılan enstrümanların değiştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Ala, şöyle konuştu:

''Böyle bir dünyada, birincisi hem yönetim anlayışı hem mekanizmalar hem de kullanılan enstrümanları değiştirmek gerekiyor. İkinci olarak yöneten yönetilen ilişkisi yeniden tanımlanmalıdır. Biz de bunun çabası içerisinde olduk. Yani katılımcı bir yönetim, hedefleri vatandaşıyla birlikte belirler. Hem süreçleri birlikte izler, hem denetimi birlikte yapar. Dolayısıyla siz o zaman yapacağınız işlerde faydayı maksimize, hatayı ise minimize edersiniz. En az maliyetle en çok işi yapmaya çalışırsınız. Bu yönetim anlayışındaki değişikliğe vurgudur. Bunu Diyarbakır'da, Batman'da, vatandaşla birlikte uyguladık Tabii bunun olmazsa olmazı, vatandaşa güvendir.''

-''VATANDAŞIN VİCDANI...''-

Vali Ala, bölgedeki görevine başlarken vatandaşlara güvenmenin sorunların çözümünde ana enstrüman olduğunu ve bunun kendilerini yanıltmayacağını bildiğini söyledi.

Bu konuda hiç yanılmadığını, hatta vatandaşın kendilerini aşan bir vicdana sahip olduğunu anlatan Ala, ''Hatta tahminimden bilgimden, vatandaşımızın çok çok daha ilerde olduğunu gördüm. Onların bizim de ufkumuzu aşan bir vicdana sahip olduğunu, bir duruşa sahip olduğunu gördüm. Bilerek ve güvenerek işe başladık. Vatandaşın duruşu ve tavrı bizim bilgimiz ve güvenimizi çoktan aşmıştır. Vatandaş bizden çok önde'' dedi.

Ala, bölgede tespit ettiği sıkıntılar konusunda ise öncelikle hedefin olması gerektiğini, ardından neyi ve neden yapılamadığının hedef kitleye yani millete anlatılması gerektiğini söyledi.

Bu yapılırken önemli olanın yöntemi de vatandaşla birlikte belirlemek olduğunu ifade eden Ala, şöyle dedi:

''Yani siz baştan sonun ne olduğunu kendi başınıza belirlerseniz, yanlışla başlıyorsunuz demektir. Elbette sonsuz derecede ihtiyaçlar vardır. Sorunlar her dönemde her ülkede, her zaman vardır. Ama neyi önceleyeceğinize, hangi sorundan başlayacağınıza siz sadece kendiniz değil, toplumun, sivil toplum örgütlerinin, milletin seçtiği insanlarla, yetki verdiği kurullarla birlikte karar vereceksiniz. Siz orada bilginizi ve ikna etme gücünüzü kullanabilirsiniz. Milletin üzerinden alacağınız karar kendi başınıza alabileceğiniz kadar basit değildir. Dolayısıyla onlarla birlikte karar alıp uygularsınız ki biz de bunu yapmaya çalıştık. İhtiyaçlar hiyerarşisini milletimizle beraber belirledik. Böyle olunca onlar da elinden gelen katkıyı sağlıyor ve daha az maliyetle daha çok hizmet üretmek mümkün olabiliyor.''

-''GÜVEN ARTIŞI...''-

Kırsal alandaki temel ihtiyaçlar olan su ve yol konusunda önemli mesafe alındığını ve bu konularda Diyarbakır'ın artık sorununun bittiğini belirten Ala, kırsala hizmet konusunda çok önemli bir başarı sağlandığını kaydetti.

Bundan sonraki dönemde işsizlik ve istihdam konusunda çok ciddi mesafeler alınacağını; Hükümet ve Başbakanın da bu kararlılık içinde olduğunu kaydeden Ala, kendilerinin de ellerinden geleni yapacaklarını ve bir süre sonra bu bölgede istihdam konusunda gözle görülür bir rahatlama sağlanacağını söyledi.

Hizmetlerden sonra insanların kendilerini daha güvende hissetmelerinin de sağlandığını ve bunun 155 hattına gelen ihbar artışlarından ortaya çıktığını ifade eden Ala, ''155'e ihbarlar, 5-6 kat artabiliyorsa burada bir güven artışından söz etmek mümkündür. Hastane ve okul, eğitim ve sağlık ihtiyaçlarında alınan mesafeler bu kadar sorun var diye bilinen yerde hastanelerden genelde iyi haberler üretilebiliyorsa bu oradaki birlikte çalışmanın neticesidir. Okullarda yapılan, şimdiye kadar yapılanın yüzde 50'sinden, yüzde 60'ına yakını 4-5 yılda yapılabildiyse bu yine buraya verilen önem ve birlikte sorun tespitindeki önceliklerdir'' dedi.

Ala, sokakta çalışan çocukların ve çöp toplayan çocukların aileleriyle de birer birer ilişki kurulduğunu ve çocukları sokağa çıkarmayı yasaklamak yerine soruna onların da katkısıyla çözüm arayışında bulunduklarını belirterek ''Tabii bunlar yapılmış bitmiş şeyler diyemeyiz. Hiçbir zaman sorunlarını bitirmiş bir dünyadan bahsetmiyoruz. Sorunlarını sürekli çözebilen bir yönetim anlayışından bahsediyoruz'' dedi.

-''BİR ŞEYİ ÇÖZERKEN BAŞKA SORUNLAR ÜRETMEMEK LAZIMDIR''

Terörün amaçtan ve gerekçeden bağımsız olarak bir insanlık dışı yöntem olduğunu ve silahlı terörle mücadelenin güvenlik birimlerince yapılmakta olduğunu belirten Ala, bir de teröre destekle yapılacak mücadeleye dikkat çekti.

Bölgedeki vatandaşlarla teröre destekle mücadele etmeyi sağlamanın mümkün olduğunu gördüklerini ve hem demokratikleşme hem ekonomikleşmeden, toplumun kendi yönetimine sahip çıkması ve birlikte yönetmeye davet edilmesinin bu sorunları minimize ettiğini bildirdi.

Bu tür açılımların teröre desteği minimize ettiğinin ortaya çıktığını belirten Ala, şöyle dedi:

''Hiçbir zaman toptancı yaklaşmamak lazım. Yani bir şeyi çözerken başka sorunlar üretmemek lazımdır. Vatandaşların bu konudan ne kadar huzursuz oldukları, bu konuya ne kadar tepki gösterdikleri ortadadır. Tamamen ayırmak lazım. Bir yerde bir sorunu gördüğünüzde sorun çıkarmayanları hiç unutmamalısınız. Türkiye'nin herhangi bir bölgesinde de aynı sorunlar olabilirdi ki 80 öncesinde olmuştu. Terör var, ancak vatandaşlarımız Türkiye'nin herhangi bir ilinde günlük hayatta nasıl iseler burada da aynı.''