ARSEVEN :"AB'YE ADAY DEMOKRATİK BİR ÜLKEYİ DİKTA REJİMLERİ ARASINA SOKMAK, AÇIKÇA BİR KÜSTAHLIKTIR"
KAYNAK : Haber Vitrini
Ö. FARUK AYDEMİR
İSTANBUL (İHA) - Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu'nun Cenevre'de düzenlenen 58. dönem toplantısında İsveç Dışişleri Bakanı Anna Lindh'in Türkiye'yi düşünce ve ifade özgürlüğünü baskı altında tutan bir ülke olarak nitelendirmesi Devlet Bakanı Nejat Arseven'in tepkisine neden oldu. Arseven, "AB'ye aday demokratik bir ülkeyi dikta rejimleri arasına sokmak bilgisizlik ve haksızlığın ötesinde açıkça bir küstahlıktır" dedi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu'nun Cenevre'de düzenlenen 58. dönem toplantısının bakanlar düzeyindeki ilk bölümüne katılan İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Nejat Arseven, bu akşam Türkiye'ye döndü. Atatürk Havalimanı'nda açıklama yapan Bakan Arseven, Türkiye'nin yakın zamanda gerçekleştirdiği anayasa değişiklikleri, uyum yasaları ve insan hakları reformları hakkında ayrıntılı açıklamalarda bulunduğunu söyledi.
Toplantı sırasında söz alan İsveç Dışişleri Bakanı'nın görüşlerini belirtirken Türkiye'yi düşünce ve ifade özgürlüğünü baskı altında tutan bir ülke olarak anlattığını ifade eden Arseven, "İsveç Dışişleri Bakanı Türkiye'yi Beyaz Rusya ve Çin ile aynı kefeye koyarak, 'Kürtlerin taciz edildiği diktatörler ülkesi' şeklinde nitelendirme cüret ve küstahlığını göstermişlerdir" dedi.
"DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ YASAL GÜVENCEDE"
Konuşmanın ardından söz alarak İsveç Dışişleri Bakanı Lindh'in yanlış ve dayanaktan yoksun suçlamalarına cevap verdiğini anlatan Arseven şöyle devam etti:
"Türkiye'nin bir dikta rejimi değil, Türk halkı tarafından serbest ve hür seçimlerle göreve getirilen Türkiye Cumhuriyet hükümeti tarafından yönetildiği, demokratik bir ülke olduğu ifade edilmiş, düşünce ve ifade özgürlüğünün her Türk vatandaşı için yasal güvence altına alındığı ayrıca vurgulanmıştır."
İsveç Dışişleri Bakanı'na cevaben yaptığı konuşmada 15 Avrupa Birliği üyesi arasında insan hakları ile terörizmi birbirine karıştıran belki de tek ülkenin İsveç olduğunu ifade ettiğini belirten Nejat Arseven, şöyle devam etti:
"Türkiye'de taciz edilen birisi var ise bunun sadece son 20 yılda Türkiye'yi 30 bin vatandaşını kaybetmek durumunda bırakan terörizm olduğunu açıkça ifade ettim. AB'ye aday demokratik bir ülkeyi dikta rejimleri arasına sokmak bilgisizlik ve haksızlığın ötesinde açıkça bir küstahlıktır. BM İnsan Hakları Komisyonu gibi dünya devletlerinin temsil edildiği bir forumda ülkesinde yaşayan birkaç bölücüden temin ettiği tutarsız ve yanlış bilgilerin tesiri altında böyle bir açıklama yapmış olmasını da esefle kınıyorum."
"BÜYÜKELÇİYİ DAVET ETTİM"
Bunun üzerine Ankara ile temasa geçerek İsveç Büyükelçisini aradığını ve bu konuda Türkiye'nin duyduğu üzüntüyü ifade etmek üzere Bakanlığa davet ettiğini ifade eden Arseven, "İsveç Büyükelçisi'nin yurtdışında olduğunu öğrendim. Pazartesi günü kendisini bakanlığıma davet ettim" dedi.
Türkiye'nin insan hakları konusunda izlenen, incelenen ve hakkında rapor düzenlenen bir ülke olmaktan çıkıp izleyen, dünyada meydana gelen insan hakları ihlalleri ile ilgili konuları takip edip bu konular hakkında raporlar düzenleyip ilgili ülkelerde gerekli girişimlerde bulunan bir ülke olacağını kaydeden Arseven, "Bu konudaki en büyük güvencem insan hakları konusunda son derece önemli aşamaları kaydetmiş olmamızın yanında, Türk Dışişleri Bakanlığı ve insan hakları ile ilgili sivil toplum kuruluşlarımızdır" diye konuştu.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:54