Gündem
  • 1.3.2006 10:32

ASKERİN ÇAĞRISINA UYUP AÇIKTA KALAN BAKAN KİM?

AKŞAM YAZARI ŞAKİR SÜTER'İN YAZISI:

ASKER VE SİYASET

Askerin siyasete bir müdahalesi yok, öyle bir hevesi de yok çok şükür.

Demokrasi adına buna sevinebilirsiniz ama...

Hem demokrat olduğunu iddia edip hem bu aşamada askerin sessizliğinden rahatsızlık duyanlar az değil!

Geçenlerde, Ankara’nın siyasi mekanlarından birinde ilginç bir tartışma vardı.

Adana kebap ve acılı şalgam eşliğinde, gündüz vakti alkolsüz yemek yeniyordu.

Konu tabii ki güncel siyaset idi; sorular cevaplar gırla gidiyordu.

.........

Geniş yuvarlak masada, karamsar ve bir o kadar da aceleci olanın sesi duyuldu:

- AKP iktidarı çok kötü gidiyor; asker daha ne kadar sessiz kalacak?

Karşısındaki kişi, eski bir milletvekili-bakan olup, siyasetin yanan çemberinden çok geçmiş ama takım elbisesine “is” bile bulaşmamıştı!

Sakin bir sesle okka gibi laf etti:

- Asker, 28 Şubat’ta siyaset yapanlar nezdinde eski güvenilirliğini yitirdi!

- Ne demek o?

- Kardeşim, o süreçte hepimizin yakından tanıdığı birçok arkadaşımıza asker “istifa” baskısı yaptı mı? Yaptı. Peki sonuçta ne oldu?

- Refah-Yol Hükümeti yıkıldı.

- Askerin istifa ettirdiği milletvekillerine ne oldu? Hepsi açıkta!

- Mesela kimler?

- Oooooo! Hangi birini sayayım; Yalım Erez, Yıldırım Aktuna, Bahattin Yücel, Hasan Denizkurdu; daha neler neler.

- Eeeee?

- Demem o ki.. Dün askerin isteğiyle partilerinden, kabineden istifa edenler, kendilerini aldatılmış hissediyorlar. Bu örnek ortadayken, askerin siyaset bağlamında harekat alanının çok geniş olmadığını hatırlatmak istedim.

.........

Masadan hiçbir itiraz yükselmedi; herkes başıyla bu tespiti onaylıyordu.

içlerinden biri, “benim de yakından tanık olduğum bir olay var” dedi:

- Eski bakanlardan, siyasetin saygın isimlerinden biri Tayyip Erdoğan’ın Üsküdar’daki evine davet üzerine gitti. AKP’nin kuruluş günleriydi. Tayyip Bey, bu arkadaşımızla AKP’de siyaset yapması ve ilindeki örgütü kendi elleriyle kurması için anlaştı.

Herkes pür dikkat dinlemede; devam ediyordu:

- O arkadaşımız Erdoğan’la anlaştıktan iki saat sonra askeriyenin önemli kademelerinden birinin telefonuna muhatap oldu!

- Eeeeeee?!

- Paşa, o arkadaşımıza “Sayın Bakanım, yarın sizinle genelkurmayda bir öğle yemeğinde buluşabilir miyiz? Kahveyi de genelkurmay başkanımızla içeriz” dedi.

- Eeeeee?! çok heyecanlı bir hikayeye dönüştü bu olay.

- Hikaye değil, yaşanmış bir vak’a! Arkadaşımız ertesi gün Genelkurmay’a gitti, yemek yedi, kahve içti, oradan çıktı ve Tayyip Bey’e “birlikte siyaset yapamayacağını” söyledi.

- Asker ne dedi, o siyasetçi AKP’ye gitmekten vazgeçti? O şimdi nerede?

- Asker, o eski bakana “Biz sizi potansiyel başbakan adayımız olarak rezerv tutuyoruz. Orada ne işiniz var? Zaten o parti de kurulamaz, Tayyip de milletvekili seçilemez” dedi ve o deneyimli arkadaşımız da “süslü, cazip laflara” kanıverdi! Şimdi üzgün ve de galiba pişman!

Sohbet, daha sonraki dakikalarda hem askersiz, hem siyasetsiz devam etti; Çocuklar ve torunlar konuşulur oldu!..

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:54

İLGİLİ HABERLER