Gündem
  • 17.4.2003 16:48

BAKAN ŞENER: ''TÜRKİYE, KIBRIS'IN TAMAMINI TEMSİL ETMEYE YETKİLİ BİR HÜKÜMETİN MEVCUT OLMADIĞI GÖRÜŞÜNDEDİR''

BİLGİN ŞAŞMAZ ANKARA - Başbakan Yardımcısı ve Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Abdüllatif Şener, Türkiye'nin, 1960 yılında kurulan ve garatörü olduğu ortaklık devletinin 1963 yılında yıkılmasından sonra, Ada'nın tamamını temsil etmeye yetkili bir hükümetin mevcut olmadığı görüşünde olduğunu söyledi. Şener, ''Rumların tek yanlı üyeliğiyle, 1959 ve 1960 anlaşmaları açıkça ihlal edilmiştir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin AB'ye Katılım Anlaşması imzalaması, Türkiye'nin, Kıbrıs konusunda ve Rum yönetimine ilişkin izlediği politikaya herhangi bir değişiklik getirmeyecektir'' dedi. Şener, Kıbrıs'a gerçekleştireceği ziyaret öncesinde Ankara Esenboğa Havalimanı'nda bir basın açıklaması yaptı. Kıbrıs ziyaretine ilişkin açıklamalarda bulunan Şener, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bir kaç günden bu yana teknik heyetlerarasında 'Ekonomik Acil Eylem Planı' çerçevesinde çalışmalar yapıldığını ifade etti. Şener, DPT, Maliye ve Hazine Müsteşarlığı uzmanlarının katılımıyla devam eden çalışmalara işikin şunları kaydetti: ''Kıbrıs'ta sürdürülen çalışmalarda Kuzey Kıbrıs'ın üretim ve yatırım potansiyelinin artırılmasına yönelik teknik hazırlıklar yapılmaktadır. Teknik heyetlerin sürdürdüğü çalışmalara iştirak etmek üzere Ben de Kıbrıs'a gidiyorum. Ziyaretimiz bu çalışmalarla bağlantılı olarak değerlendirilmelidir. Son günlerde AB süreci içersinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile ilgili gelişmeler söz konusudur. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, 16 Nisan'da Atina Zirvesi'nde AB'ye Katılım Anlaşması imzalamıştır. Şunu ifade etmek isterim; Türkiye, 1960 yılında kurulan ve garatörü olduğu ortaklık devletinin 1963 yılında yıkılmasından sonra, Ada'nın tamamını temsil etmeye yetkili bir hükümetin mevcut olmadığı görüşündedir. Ayrıca Rumların tek yanlı üyeliği, 1959 ve 1960 anlaşmalarının açık ihlali anlamına gelmektedir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin AB'ye Katılım Anlaşması imzalaması, Türkiye'nin Kıbrıs konusunda ve Rum yönetimine ilişkin izlediği politikaya herhangi bir değişiklik getirmeyecektir. Türkiye, Kıbrıs'ta mevcut garantilerin devamını sağlayan, Türk-Yunan dengesini koruyan, Ada'daki iki tarafın eşit statüsünü kabul eden uzlaşmaya yönelik bir siyasi anlaşmaya varılmasının kabul etmiştir ve bu konuda BM Genel Sekreteri'nin çabalarını da desteklemektedir. Halen BM Güvenlik Konseyi'nin gündeminde bulunan bir uluslararası ihtilafın söz konusu olduğu bir ortamda AB'nin dayandığı hukukun üstünlüğü ve demokratik meşruiyet ilkeleri ve Birliğin temel ilkeleriyle bağdaşmayan bir durum olarak değerlendirilmektedir''. ''TÜRKİYE, KIBRIS'A HER ZAMAN DESTEĞE HAZIRDIR'' Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan şener, bir soru üzerine, ''Kıbrıs meselesi, bizim milli davamızdır ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, her zeminde Kıbrıs Türkünün yanıdadır. Bir garatör ülke dolarak Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkiler, uluslararası hukuka ve uluslararası meşruiyet temeline dayanılarak sürdürülmektedir'' yanıtını verdi. Kıbrıs'taki görüşmelerin ardından bir protokolün imzalanıp imzalanmayacağı sorusu üzerine Şener, şu anda heyetler arasındaki teknik düzeydeki görüşmelerin devam ettiğini hatırlatarak, ''Bu teknik görüşmelerin geldiği noktada gerekirse bir protokol yapılabilir. Ancak şu aşamada teknik çalışmaların hangi düzeyde olduğunu söylemek doğru değil. Kıbrıs'a intikalimde çalışmaların geldiği aşamayı birlikte gözden geçireceğiz. Ulaştığımız aşamaya göre, gerekli hukuki, siyasi prosedürleri tamamlayacağız'' açıklamasında bulundu. 2003 yılı Bütçesinde yapılan düzenlemelerde Kıbrıs'a ayrılan yapın 50 trilyon lira düşürüldüğünü, bu noktada ayrı bir kaynağın sağlanıp sağlanmayacağını soran bir gazeteciye Şener, söz konusu düzenlemenin kesinti olarak değerilmesinin doğru olmadığını, Kıbrıs'ın Türkiye'nin milli davası olduğunu ifade etti. Şener sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye Cumhuriyeti her zaman KKTC'nin yanındadır. Kuzey Kıbrıs'ta ekonominin canlanması, önemli bir gelişme kaydetmesi, yatırım ve üretim potansiyellerinin artması, KKTC'nin arzusu, bizim de beklentilerimizdir. Dolayısıyla her 2 taraf ne gerekiyorsa birlikte müştereken yapmaktadır, yapacaktır. Türkiye, Kıbrıs'a her türlü ekonomik desteği ihtiyaçlar düzeyinde vermeye hazırdır. Hükümetimiz her zaman bunu sağlayacak iradeye sahiptir. Bu nedenle rakamları görünen, bilinen çerçevede değerlendirmek yerine, ortaya çıkabilecek ekonomik potansiyele ve ihtiyaçlara göre, her zaman revize edilebilecek rakamlar olarak değerlendirmekte büyük fayda vardır''. Şener, bir başka soru üzerine de şunları kaydetti: ''Türkiye, AB'ye tam üye olma iradesini ortaya koymuştur. Uzun yıllardan bu yana devam etmekte olan bir süreç vardır. 2004 yılı bu süreçte ulaşacağımız nokta açısından önemlidir. Türkiye, AB'ye tam üyelik konusunda gerekli tüm adımları atmaktadır, atacaktır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin AB'ye Katılım Anlaşması imzalamış olmasıyla, Türkiye'nin AB yolunda devam eden sürecinde bir kırılma olacağı düşüncesinde değilim. Bundan sonraki süreçte; her iki toplumun uzlaşmaya dayalı, sürdürülebilir ve yaşanabilir bir beraberliğinin sağlanabilmesi, Denktaş'ın da ifade ettiği gibi önemli bir olgudur. BM Genel Sekreteri'nin çabaları da bunu sağlamaya yöneliktir. Türk tarafı bunu aynı şekilde arzulamaktadır. Denktaş, girişimlerinde bunu ön planda tutmuştur. Biz de bu çabaları takdir ediyoruz. Türkiye, bu atmosferi sağlamaya yönelik her türlü girişime destek vermektedir. AB'ye tam üyelikle ilgili yapması gerekenleri yapmaktadır. Bundan sonraki dönem, gerek Türkiye AB ilişkileri açısından gerekse diğer ilişkiler açısından faydalı bir dönem olacağına inanıyorum''. Şener, bugün saat 14.00'te Esenboğa Havalimanı'ndan Kmleriyle bağdaşmayan bir durumıbrıs'a hareket etti. Pazar günü Türkiye'ye dönecek olan Şener, Kıbrıs'ta bulunduğu süre içersinde KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Başbakan Derviş Eroğlu başta olmak üzere birçok temasta bulunacak. Şener, Kıbrıs'tan 20 Nisan Pazar günü saat 12.0'de ayrılacak. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:49

İLGİLİ HABERLER