BAŞBAKAN ERDOĞAN VATANDAŞLA FARKLI BİR İLETİŞİM KURDU
BÜLENT AYDEMİR
ANKARA - Kasımpaşa'da halkın arasında yetişen ve lisede okulun münazara takımında yer alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hitabet yeteneğini de kullanarak, vatandaşla farklı bir iletişim geliştirdi.
Halka hitaplarında kendine has bir jargon kullanan Erdoğan, sıkıntısı olan vatandaşı da kalabalığın arasından görüp derdini dinliyor. AK Parti il kongreleri nedeniyle son dönemde 22 il dolaşarak, vatandaşa seslenme imkanı bulan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendine has üslubu ve hitap yeteneğini kullanarak vatandaşla farklı bir iletişim kurdu. Meydanlarda sıkıntısı olan ve derdini anlatmak isteyen vatandaşları kalabalığın arasından görerek, ya da sesini duyarak cevap veren Erdoğan, vatandaşın anladığı dilden konuşarak, kendilerine yakın hissetmelerini sağlıyor.
Miting alanlarında vatandaşa hitap için kürsüye çıkışında oldukça sıcak bir giriş yapan Erdoğan sözlerine, ''Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum'' diye başlıyor. Miting alanında özellikle çocuklar ve öğrencilerle ilgilenen Erdoğan, açılan pankartları, talepleri dikkate alıyor ve kendisi için atılan sloganlara cevap veriyor. Erdoğan, ''Seninle gurur duyuyoruz'' sloganlarına, ''Ben de sizinle gurur duyuyorum'' karşılığını veriyor. Gittiği bölgede, futbol takımı ya da bölge için önem arzeden konulardan bahsediyor. Vücut dilini iyi kullanıyor. Kendisine birşey anlatmak isteyen vatandaşı kalabalığın arasından seçerek, derdini dinliyor ve sorunun çözüleceği yönünde mesajlar veriyor. Bu sırada elini göğsüne götürerek, ''Eyvallah'' diyor. Güvenliği sağlayan polis memurlarına ve korumalara derdini anlatmak isteyen vatandaşa kesinlikle müdahale edilmemesi talimatını veriyor. Özellikle iş isteyen vatandaşları dinliyor, çözüm üretiyor, ya da gereken cevabı kendisi veriyor. Beklenmedik anlarda, beklenmedik davranışlarda bulunuyor: şarkı söylüyor, mikrofondan İstiklal Marşı okuyor, Mercedes kullanıyor. Temel atma törenlerinde, valiyi ve inşaatı üstlenen işadamını kürsüye çağırarak, inşaatın bitirilmesi konusunda süre istiyor. Süreyi aldıktan sonra vatandaşın hizmeti takip etmesini istiyor. Yollarda konvoyu durdurup vatandaşla sohbet ediyor, dertlerini dinliyor, vatandaşın arasına karışıyor. Vatandaşla bire bir diyaloga giriyor. Kalabalığın arasından yükselen seslere cevap veriyor.
Erdoğan, halka hitaplarında üç kesime mutlaka mesaj veriyor. Kadınlara ve gençlere, ''Siyasete girin, daha aktif olun'', çocuklara eğitimin önemi konusunda mesajlar veriyor. Enkaz edebiyatı ve popülizm yapmayacağım diyor ama, 2001 krizinden örnekler veriyor, 57. hükümetin acizliğinden söz ediyor. ''Kucağımızda ateş topu bulduk'' diyor. Edebi söylemlerle vatandaşın gönlünü alıyor: ''Biz milletin efendisi değil, hizmetkarıyız. İnsanı yücelt ki devlet yücelsin.'' Partisinin ve kendisinin siyasi üslubunu şu sözlerle anlatıyor: ''Orta sahada top çevirerek netice alamazsınız. Siyaset netice alma sanatıdır. Yönetimde tüccar siyaset dönemi başlattık.'' Yolsuzlukla ve usulsüzlükle mücadelenin önemine işaret ediyor ve hizmet için gerekli kaynağın hortumların kesilmesinden sağlanacağını söylüyor. Siyasi rakiplerine de göndermelerde bulunuyor: ''Damardan girdik. Midelerine oturduk. At binenin kılıç kuşananın. Öfkeyle kalkan zararla oturur''.
Lisedeyken okulun münazara takımına seçilen ve hitap yeteneğini burada geliştiren Başbakan Erdoğan, kendine has vurucu cümleler kullanmayı tercih ediyor. Vatandaşın yüreğine seslenen Erdoğan, ''Benim fakir fukara, garip gureba'' vatandaşım sözünü çok sık kullanıyor. Elini sık sık kalbinin üzerine götüren Erdoğan, konuşmasını mutlaka ''Allah yar ve yardımcınız olsun'' sözleriyle tamamlıyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:27