
BİR RÖPORTAJIN HİKÂYESİ...
Başbakan ile randevu yeri Başbakanlık Resmi Konutu, randevu saati ise 10.30'du. Genel Yayın Yönetmeni Selahattin Sadıkoğlu, Genel Yayın Koordinatörü Mehmet Ocaktan, Ankara Temsilcisi Mustafa Karaalioğlu ile yazarlar Ahmet Taşgetiren, Ali Bayramoğlu, Kürşat Bumin, muhabirler Erhan Seven ve Murat Çetin'den oluşan Yeni Şafak ekibi, konuta gitti. Saat 10.05'de konutun kapısına gelindiğinde araçtakilerin isimleri tek tek soruldu, araçların altı aynalarla kontrol edildi. Ancak listedeki bir isim eksikti; Genel Yayın Danışmanı Fehmi Koru. O da taksiyle gelince ekip tamamlandı.
Bumin'in 'küratör' titizliği
Yeni Şafak ekibi randevu saatine erken gelmesinden dolayı önce bir salona alındı. Bol tablolu ve gösterişli kanepe ve koltuklu salon, esprilere de neden oldu. "Artık bundan sonra sabah haber toplantılarımızı burada yapalım" nüktesinin ardından Kürşat Bumin'in tablolar üzerindeki incelemesi başladı. Bumin, tabloları güzel bulduğunu belirterek, "orijinal mi, reprödüksiyon mu Kürşat Bey?" sorularına da "Burada reprödüksiyon olur mu hiç?" cevabını verdi.
Bu arada ekibin Başbakan'a sorulacak ilk sorunun ne olacağı tartışmaları ilginçti. Bir yazarın, "İlk soru olarak, 'nasıl bu kadar başarılısın' diye soralım" şeklindeki teklifi, salondakilere kahkaha attırdı.
Biraz sonra, önce milletvekilleri Akif Gülle, Suat Kılıç, danışmanlar Yalçın Akdoğan, Nabi Avcı ve Ahmet Tezcan, ardından da Adana Milletvekili Ömer Çelik ile Başbakan Erdoğan salona girdi. Tek tek tokalaşmanın ardından salonda fotoğraf çektirildi, daha sonra kahvaltı salonuna geçildi. Görevliler, muhabir Erhan Seven'e masanın başına servis açınca, Akif Gülle ve Suat Kılıç bir ağızdan espiriyi patlattı: "Masanın başına oturan hesapları da öder ona göre!"
Mönüde olanları yazmıyoruz
Ömer Çelik ve Ahmet Tezcan da şakayla karışık bir ricada bulundu; "Daha önceki röportajlarda gazeteler kahvaltı menüsünü yazdılar. Ondan sonra da 'zengin sofrası' diye yorum yaptılar. Bari siz menüyü yazmayın."
Biz de bu ricayı dikkate alarak menüde neler olduğunu yazmıyoruz; masada olmayanları yazıyoruz: Kuş sütü.
'İşte size manşet'
İki gündür Yeni Şafak'ta okuduğunuz ciddi konulara girildi, sorular soruldu, cevaplar alındı. Ama kahvaltı boyunca daima "ciddi" olunmadı tabii. Kürşat Bumin'in Başbakan'a, "Size manşetlik bir şey soracağım" diyerek başladığı soruda, Başbakanlık Konutu ile Cumhurbaşkanlığı Konutu'nu karıştırır gibi olması üzerine Koru müdahale ederek, "Sayın Başbakanım, Kürşat Bey Ankara'yı pek bilmiyor da" dedi. Erdoğan da bunun üzerine "İşte size manşet çıktı" diyerek masadakileri de kahkahaya boğdu.
Zorlu imza için top taçta
Ankara Anlaşması Ek Uyum Protokolü artık imza aşamasına geldi. 15 Haziran'da AB Dönem Başkanı ile imzalanacağı kesinleşen protokole imza atmaya siyasiler yanaşmayınca deneyimli diplomatlar devreye sokuldu. Ancak bu kadar önemli bir anlaşmaya imza atmak istemeyen diplomatlar da topu birbirlerine atmaya başladı. Diplomatlar, "anlaşma Brüksel'de imzalanacağı için AB Daimi Temsilcisi Oğuz Demiralp imzalayacak" diye yüksek sesle konuşmaya başladılar. Bunu duyunca "kısmi şok" geçiren Demiralp ise bu işten sıyrılmanın yollarını aramaya başladı.
'Off the record'
Başbakan Erdoğan, sorulan bazı soruları "off the record" diyerek cevaplandırdı, bu sırada önüne konan iki teybin "off" tuşuna basmayı da ihmal etmedi. Neyse "record" kısma geçildiğinde kayıt düğmesine de bastı ve röportajın kaydı da tamamlanmış oldu.
Koru, kedi istemedi!
Başbakanlık Konutu'na gelinir de Başbakan'ın kedisinin muhabbeti de yapılmadan geçilir mi? Geçilmez tabii. Başbakan'ın kısa bir süre önce kedisini bir gazeteciye verdiğinin hatırlatılması üzerine, yeni kedinin en kısa sürede geleceği haberi verildi. Karaalioğlu'nun "Yeni kediyi Fehmi Koru'ya verin Sayın Başbakanım" demesi üzerine Koru, "Daha önce kedi verdiğiniz gazeteci görevinden oldu. Ben almayayım" diyerek teklifi geri çevirdi.
(YENİ ŞAFAK)