CELAL DOĞAN RAHŞAN ECEVİT'İ UYARDI : CEPHELEŞMEK YANLIŞ OLUR
Eski Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan, AKP’ye karşı oluşturulması planlanan girişimlerin "cepheleşmeye" neden olabileceği uyarısında bulunurken, sorunların demokrasi içinde çözülmesi gerektiğini belirtti. Doğan, "Her cephe karşısında başka bir cephe oluşturur. Bu Cumhuriyet’e yarar değil, aksine zarar getirir" dedi.
Eski CHP üyesi de olan Doğan, solda yaşanan gelişmelere ilişkin ANKA’nın sorularını yanıtlarken, AKP’den duyulan rahatsızlığın, "demokrasi" içerisinde çözülmesi gerektiğini kaydetti.
"KARŞI CEPHE YARATIR"
Eski Başbakan Bülent Ecevit’in rahatsızlığından önce, sol partilerin DSP’li Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen başkanlığında ittifak yapması yönündeki çağrısının ardından Rahşan Ecevit’in açıklamasını değerlendiren Doğan, "Her cephe yarın karşısında başka bir cephe oluşturur" dedi. Bu tür oluşumların, Cumhuriyet ve demokrasi ile sorunu olmayan insanları da olumsuz etkileyeceğini savunan Doğan, "Karşıdaki insanların Cumhuriyet’e sadakatle bağlı olduklarını rencide eden ve aşınmayan Cumhuriyeti aşındırma noktasında olur. Onun için cepheleşmenin adını ne koyarsanız koyun cepheleşmek doğru değildir" dedi.
Seçim ittifakları ve koalisyon çalışmalarının "başka bir şey" olduğunu ifade eden Doğan, çözümün halkın bütünü içinde aranması gerektiğini ifade etti. Doğan, şunları söyledi:
"Ama her halukarda ’Cumhuriyet İçin Elele’ kampanyası, Türkiye’de toplumun yüzde 99’unun kulak verdiği Cumhuriyeti aşındırma noktasına taşıyabilir. Cumhuriyet’e faydadan çok zarar getirir. Bir kere bunun trafiği yoktur. Cepheleşme doğru değildir. İnanç bazında bir birine yakınlığı olmayanların, seçimden önce yapacakları ittifakın da bir faydası yok. Bir partinin çatısı altında seçime girilmesi olasıdır, ama bunun da pratiği yok. Hepsi abesle iştigaldir bunların. Arayış başka bir şeydir, ama suni olarak zorla bir şey yapmak doğru değildir."
"SOL’UN GERÇEK TABANI SAĞ’DIR"
CHP’nin sağa açılmasını değerlendiren Doğan, Baykal’ın, açıklamasının "flu" olduğunu, bu sözün "sağa açılıyoruz diye değil, ’sağ oylara da talibiz’ şeklinde anlaşılması gerektiğini" söyledi. Doğan, "Baykal bunu hak ediyor anlamında söylemiyorum. Ama gerçek solcunun, sağın gerçek tabanı sivil sol siyasetçinin tabanıdır. Yani, emek ağırlıklı, işçi ağırlıklı, köylü, dar gelirli, yoksul, emekli esnaf gibi; hatta üreten sanayici solun tabanı olması gerekir. Ordaki verilmesi gereken mesaj sağa gitmiş bizim oyların bize dönsün anlamındadır. Yoksa partinin sağa açılmasına gerek yok yeteri kadar sağa açık parti yani. Sağa açacak fazla bir yeri yok yani" dedi.
10 ARALIK PLATFORMU; "İYİ NİYETLİ BİR ÇALIŞMA"
Doğan, solda yeni arayışlar için uzun süredir sürdürülen "10 Aralık Platformu" toplantılarının, "iyi niyetli bir çalışma" olduğunu söylerken, Türkiye’de ciddi anlamda bir sol partiye ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Doğan, özellikle CHP ve DSP’nin halk tarafından "sol" parti olarak anılmadığını, DSP’nin solculuğunun kuruluşundan bu yana tartışmalı olduğunu savundu.
"DEVLET PARTİSİ GÖRÜNÜMÜ"
CHP’nin "devlet partisi" görünümünden kurtulamadığını, kuruluş biçimi, aldığı ivme, geldiği nokta açısından, bir nevi devlet partisi ekseninde hareket ettiğini öne süren Doğan, toplumun "sivil bir sol partiye" ihtiyaç duyduğunu kaydetti.
"ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI OLABİLİR"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı olabileceğini belirten Celal Doğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Efendim biz Cumhurbaşkanı seçtirmeyiz... Bunun gerekçelerini halka izah edebilirsiniz. Yani bunları yaparak kredi vermemek gerekir. Mağdur duruma sokuyorsunuz. Tayyip Erdoğan, vekil oldu, efendim başbakan yapmayız, karısı türbanlı başbakan oldu. Başarılı olduysa alkışlamak gerekir. Başarısız olduğu zaman da halka bunların başarısız olduğunu anlatarak göstermek gerek. Türkiye’de bir türlü suyu doğal akıtmıyoruz. O yüzden demokrasi gelişmiyor. Hep bentler koyuyoruz önüne. Bentleri sel geliyor götürüyor, yeniden bentler koyuyoruz. Yani diyorlar ki gizli gündemi var. Eğer gizli gündemi varsa çıkart bunu halka anlat. Efendim halk inanmıyor diyorsanız, halka da güvenmiyorsanız siyaset yapmayın. Yani siyaseti vatandaşın şekillendirmesi dışındaki çözümler doğru bir arayış tarzı değildir"