CEMİL ÇİÇEK : BİZDE BÜTÜN AVRUPAYA YETECEK KADAR DARBE KIŞKIRTICISI VAR
Adalet Bakanı Çiçek, bazı dönemlerde döviz ve petrol sıkıntısı yaşandığını; ancak darbe kışkırtıcılığının hiç eksik olmadığını söyledi. Çiçek, birilerinin iktidarı hırpalatmak istediğini belirtti.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, ‘Genç subaylar tedirgin’ iddiasıyla gündeme gelen darbe tartışmaları için ilginç bir değerlendirmede bulundu. Türkiye’nin bazı dönemlerde döviz ve petrol sıkıntısı çektiğini hatırlatan Çiçek, ancak darbe kışkırtıcılığı yapanların hiçbir zaman azalmadığını söyledi.
Cemil Çiçek, “Bütün AB ülkelerine yetecek kadar, Türkiye’de antidemokratik bir anlayışa, mantaliteye sahip bir grup hep var oldu. Bu noktada hiç sıkıntı çekmedik.” dedi. Başkent Üniversitesi’nce düzenlenen, ‘AB ve Türkiye İlişkileri Uluslararası Sempozyumu’nun açılışında konuşan Çiçek, günün tarihi olan 27 Mayıs ile AB konusunun bir araya gelmesinin çok cazip olduğunu belirtti. Basında yer alan iddiaların Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök tarafından yalanlandığını hatırlatan Çiçek, verdiği cevaplar için Özkök’e teşekkür etti.
‘Yedeksiz iki kurum’ olarak nitelendirdiği Türk Silahlı Kuvvetleri ve yargının yersiz tartışma zeminine çekilmesinin kimseye yarar sağlamayacağını vurgulayan Çiçek, şöyle konuştu: “Biz Cumhuriyet’in tüm kurumlarını hassasiyetle korumaya mecburuz. Bir iktidarı beğenmiyor olabilirsiniz; iktidarın söyledikleri, yaptıkları sizin anlayışınıza tümüyle ters gelebilir. Ama ‘birilerine söyleyelim, şu iktidarı bir hırpalasın’ tarzındaki düşüncenin, AB mantalitesiyle bağdaşacağını hiç kabul etmiyorum. Bu ülkede herkes 27 Mayıs dolayısıyla Menderes’i, idam edilen iki değerli bakanını hatırlar, onları rahmetle anar; ama darbeyi yapanların ismini kaç kişi bilir?”
Avrupa Birliği’nin bir zihniyet meselesi olduğunun altını çizen Adalet Bakanı Çiçek, halk AB konusunda bilgilendirilirse yola daha güvenle devam edileceğini ifade etti. Aksi halde AB’nin toplum için “her iki tarafı da kesen bıçak” konumuna geleceğini vurgulayan Çiçek, “ülkesini sevenler sevmeyenler, bağımsızlığından yana olanlar olmayanlar” tarzında kamplaşmalar yaşanabileceğinin altını çizdi. “Keşke sadece yasa çıkarmakla bu işleri çözebilseydik.” diyen Çiçek, AB meselesinde en kritik hususun uygulama olduğunu söyledi. AB’nin hukuki, siyasi, ekonomik ve sosyal boyutuna dikkati çeken Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu virajda, kafalarımızda halen bazı şüphelerin olduğunu zannediyorum. Bunda yeteri kadar AB konusunu konuşmamış olmamızın büyük ölçüde tesiri var. Bugüne kadar işin parasal kısmını konuştuk. (Yunanistan, İspanya AB’ye girdi, şu kadar para aldı.) dedik. AB’ye girdiğinizde bu fonlardan istifade edersiniz. Ama buna karşılık sizin atmanız gereken adımlar var. Dokuz defa düşünüp sonra karar vermemiz gereken konular var. İşin bu kısmı, Türk toplumu tarafından yeteri kadar algılanamadı. Şimdi bu kısım öne çıkmaya başlayınca kafamızda bin tane (acabalar) var. (Acaba korumaya çalıştığımız değerler açısından bir sıkıntıyla karşı karşıya kalır mıyız?) Bu soruları sormak tabii ki hakkımız.
Türk toplumunun, yüzde 70’ten fazlası AB’ye (evet) diyor. Ama aynı (evet) diyenler, uyum yasaları söz konusu olduğunda, (bu olmaz, ama, fakat) tarzında 90 yerden itiraz getiriyor. Birinci cümlede, hakkı veriyoruz, alttaki paragraflarda 50 tane itiraz geliyor, yukarıdaki hakkın kullanılma imkanı kalmıyor. AB Türkiye’ye yarar getirir. Bu noktada, hiçbir çekincemiz, endişemiz olmamalı. Yasal eksiklikleri süratle gidermeye mecburuz. AB’ye girmek isteyen biziz, şartları ona göre uydurmaya da mecburuz.”
Hakim ve savcıların, insan hakları ve uyum yasaları hakkında bilgilendirildiğini hatırlatan Çiçek, medyaya da halkı aydınlatması konusunda önemli bir görev düştüğünü de sözlerine ekledi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:03