KAYNAK : Haber Vitrini
Hürriyet yazarları kendi deyimleri ile 'liderler yoklamasının' ilk turunu CHP lideri Deniz Baykal'la yaptı. Baykal, yazarlarla gerçekleştirdiği sohbette CHP bildirgesine Bekir Coşkun için bir madde eklediklerini söyledi. Peki o madde hangisi?
Bu maddeyi senin için koyduk Bekir
ERTUĞRUL ÖZKÖK
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'la sohbetimizin en hoş bölümü şuydu. Bekir Coşkun, ‘‘Bildirgenize hayvan hakları ile ilgili madde koymuşsunuz. Tebrik ederim’’ dedi.
Baykal, düzeltti ve ‘‘Bir parti ilk defa böyle bir madde koyuyor’’ diyerek hemen ekledi:
ANDRE'YE NOT
‘‘Bu maddeyi senin için koyduk Bekir...’’
Bu cümle gerçekten çok hoşuma gitti.
Üç bakımdan.
Birincisi iktidar adayı bir partinin genel başkanının hayvan duyarlılığı nedeniyle.
İkincisi bu maddenin bildirgeye girmesinde bir gazetecinin duyarlılığının rol oynaması.
Üçüncüsü de, bu gazetecinin Hürriyet'in bir yazarı olması.
Baykal bununla da kalmadı ve masadaki iki kitaptan birinin 36'ncı sayfasını imzaladı:
‘‘Andre ve Bekir'e sevgilerle.’’
Bunu gören Sedat Ergin, kendi önündeki bildirgeyi Baykal'a uzattı.
O kediciydi ve iki kedisinin adını verdi.
Baykal şunları yazdı:
‘‘Sevgili Canan'a Miço ile Misti'yi unutmadığımızın bir ifadesi olarak.’’
Baykal'ın bu duyarlılığının arkasında, büyük bir siyasi hedef de var.
Bekir rakamları verdi.
Türkiye'de 600'e yakın yerel hayvansever derneği ve 300'e yakın hayvan barınağı varmış.
Yani hayvanseverler bugün artık ciddi bir sivil toplum örgütlenmesi ve dolayısıyla ağırlıklı bir siyasi lobi oluşturuyor.
EKŞİ'YE MESAJ
CHP bildirgesinde başyazarımız Oktay Ekşi'ye yönelik bir mesaj da vardı.
Bildirgenin 52'nci sayfasında ‘‘bilgi edinme hakkından’’ söz ediliyor.
Oktay Bey, yıllardır bu hakkın seçim bildirgelerine girmesinin mücadelesini veriyor.
Baykal onun elindeki kitapçığa da not düşüyor:
‘‘Sevgili Oktay Ekşi'ye, önem verdiğin pek çok konunun bildirgemizde yer aldığını gösteren bir örnek olarak...’’
Bu sohbette CHP Genel Başkanı'nı pek çok konuda uzlaşmacı bir hava içinde gördüm.
Tayyip Erdoğan konusunda samimi bir üzüntü taşıdığını söylüyor. Bunu da ilginç bir yöntemle anlatıyor.
Sol tarafında ben oturuyorum. Beni işaret ederek, ‘‘Ertuğrul, insanlara değiştiğini ispatlama fırsatı verilmelidir diyor.’’
Sonra sağ tarafında oturan Oktay Ekşi'yi işaret ederek, ‘‘Oktay Bey ise ‘Acaba mı' diye soruyor. Görüyorsunuz, bu konu Türkiye'de tartışılıyor’’ diyor.
Söze ben karışıp, ‘‘Siz de görüyor musunuz, burası Hürriyet süpermarketi. Her görüş var’’ diyorum.
Tabii sohbetin kritik bir anını anlatmadan da geçemeyeceğim.
ÇÖLAŞAN’LA POLEMİK
Özellikle türban konusu açıldığında, Emin Çölaşan'la Baykal arasında küçük bir polemik yaşıyoruz.
Sonra Baykal kendi görüşünü aktarıyor:
‘‘Türkiye'de bazı konuları kavga olmaktan çıkarmak gerekiyor.’’
Tayyip Erdoğan'ı kastederek şunu söylüyor:
‘‘İnsanlara yeni bir tarif yapma fırsatı verilmelidir. Tabii bir süre denedikten sonra.’’
Bu arada özellikle AKP'nin son zamanlarda Anayasal mutabakatı fazla zorlamadığına dikkat çekiyor. Şu cümlesi bence önemli:
‘‘AKP'nin ilk 12 öncelik sırasında türban konusunun yer almaması sevindirici.’’
Bu cümleler ve bu yaklaşım, CHP'de yeni bir zihniyetin hákim olmaya başladığının somut işaretleri.
BENİM İZLENİMİM
Ben bunu çok umut verici bir gelişme olarak görüyorum.
Çünkü AKP de aynı zihniyeti benimsediği takdirde, 4 Kasım'dan sonra Türkiye'nin 1946'dan beri devam eden bir sorununun çözümü konusunda çok umutlu olabiliriz.
Yani, dinin siyaset alanı dışına çıkarılması ve siyasetin meşruiyet sınırlarının yeniden tarif edilmesi.
CHP Bildirgesi'nin daha birinci sayfasında şöyle bir ifade var:
‘‘İnançlara saygılı, demokratik, laik, Atatürk devrimlerinin çağdaşlığı...’’
Bu, yeni bir siyasi mutabakatın eksiksiz özeti olarak kabul edilebilir.
Netice olarak bu sohbet benim açımdan çok önemli ve bir o kadar da etkileyiciydi.
İtiraf edeyim ki karşımda değişik bir Baykal buldum.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:12
