Gündem
  • 3.4.2002 19:00

ÇİLLER: HÜKÜMET KORKU SALIYOR

KAYNAK : Haber Vitrini ZAFER ÇAKMAK ANKARA - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, muhalefetin, iktidara mensup 350 milletvekilini, 181 milletvekiliyle durdurmaya çalıştığını belirterek, "Ama maalesef o 350 parmak kalkıyor" dedi. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Emek Platformu Sözcüsü ve Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu ile Emek Platformu'na dahil sivil toplum örgütlerinin temsilcilerini Parti Genel Merkezi'nde kabul etti. Emek Platformu Sözcüsü Uslu, kabulde yaptığı konuşmada kamu çalışanlarının çeşitli konulardaki sıkıntılarını dile getirdi. İş Güvencesi sorununun, gereğinden fazla abartıldığını ifade eden Uslu, Türkiye'nin DYP iktidarı döneminde ILO sözleşmesini kabul ettiğini hatırlatarak bu sözleşmenin gereğinin yerine getirilmesi ve iç hukuk sisteminde buna uygun düzenleme yapılması gerektiğini belirtti. İş Güvencesi Yasası'nın işverene ek bir yük getireceği yönünde propagandalar olduğuna işaret eden Uslu, ileri sürüldüğü gibi ek bir yükün sözkonusu olmadığını, iş güvencesinin sadece hukuki bir düzenleme olduğunu vurguladı. İş Güvencesi Yasa Tasarısı'nın, işçi ve işveren kesimleriyle Hükümet'in belirlediği bilim adamları tarafından hazırlandığını hatırlatan Uslu, bu çalışma sonunda işçi ve işveren kesimlerinin tasarı üzerinde mutabakata varmalarına rağmen Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun (TİSK) bugün iş güvencesini, pazarlık konusu haline getirmeye çalıştığını kaydetti. Uslu bu tutumun, Yasa'nın hayata geçirilmesini kitlemekten başka bir işe yaramayacağını söyledi. Hükümet'in geçtiğimiz günlerde eşit işe eşit ücret ilkesiyle bir kararname çıkarttığını hatırlatan Uslu, Türkiye'ni 2 milyon kamu çalışanı varken sadece 70 bin çalışanı kapsayan bu düzenlemenin, çalışanlar arasındaki adaleti bozan bir uygulma olduğunu savundu. "NEMALARIN DAĞITILMASI EKONOMİYE CANLILIK GETİRİR" Uslu, 4447 sayılı Sosyal Güvenlik Yasası çıkartılırken, kamu işçilerinin temsilcisi olarak itirazda bulunduklarını ancak Hükümet'in kendilerine kulak tıkadığını hatırlatarak, yanlış hesabın Anayasa Mahkemesi'nden döndüğünü belirtti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın kademeli geçişle ilgili yeni bir düzenlemeyi hazırladığını kaydeden Uslu, bu düzenlemenin, 'keşke Anayasa Mahkemesi eskisi iptal etmeseydi' dedirtecek kadar sert bir düzenleme olduğunu ifade etti. Uslu, zorunlu tasarruf konusunda da Hükümet'in uygulamalarını eleştirerek, "Madem iç piyasada talep yaratılacak, 11.6 katrilyon zorunlu tasarrufu hak sahiplerine dağıtılması, ekonomiye de canlılık getirecektir" dedi. Uslu, Hükümet'e sıkıntılarını dile getirdiklerinde kendilerine 'itiraz etmeyin, sesinizi çıkartmayın, istikrarı bozmayın' gibi bir yaklaşımla karşılık verildiğini belirterek haklı talepleri dile getirmenin ne istikrarı bozmak ve ne de güven ortamını sarsmak gibi bir anlamı olmadığını vurguladı. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ise Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) girme yolunu benimsemiş bir ülke olarak AB'deki uygulamaları tatbik etme zorunluluğu bulunduğuna işaret ederek iş güvencesi konusunun da bu kapsamda ele alınması gerektiğini belirtti. İş Güvencesi Yasa Tasarısı'nın bilim adamları tarafından hazırlanmasının çok olumlu bir adım olduğunu kaydeden Çiller, "Bilim adamları AB içinde yaşanan gelişmeleri ve değişimi, günceli ve dinamizmi yakalayabilecek konumdadırlar. Bir yandan ILO'yu bir yandan diğer uygulamaları ortaya koyan bilgilendirmeleri, siyaset ve bilimi birarada götürmenin altyapısını hazırlayacaktır" dedi. "ÜCRET KARARNAMESİ EŞİTSİZLİĞİ ARTTIRIR" Eşit işe eşit ücret konusunun, herkesin canı gönülden büyük bir reform olarak ele alması gereken bir konu olduğunu söyleyen Çiller, aynı işi yapan iki kişinin farklı ücretler almasını kimsenin içine sindiremeyeceğini ifade etti. Kamu kesiminde 2 milyon kişinin çalıştığına işaret eden Çiller, bunlardan sadece 70 bini için gerçekleştirilen bir düzenlemenin ise eşitsizliği daha da arttıracağını savundu. Çiller, "Devletin yeniden yapılanması sürecinde bunu son derece önemli buluyoruz. Ne türlü destek verilecekse bütün bunların arkasında olacağımızı şimdiden çok net bir şekilde ifade ediyorum" diye konuştu. Sosyal Güvenlik Yasası'nın Meclis'ten çıkartılması sürecinde çok büyük bir mücadele verdiklerini hatırlatan Çiller, "Bu yanlışlarla dolu bir yasaydı. Hakkı elden alan bir yasaydı. Üstelik de hiçbir yararı olmayacak bir yasaydı. Daha çok tabana yayma gereği vardı. Bir yandan sosyal güvenlik meselesini yok ediyorsunuz, bir yandan emeklilik yaşını indiriyorsunuz. 'Gelin bunların hepsini birlikte düşünelim. Geçiş dönemlerinde çok büyük haksızlıklar vardı, bunları ele alalım' dedik. Şimdi de yeniden bir düzenlemenin hazırlandığı ve hazırlananın ilkinden de kötü olduğunu öğrenmek bizi çok şaşırttı. Demek ki hukuk devleti kavramı ve hukukun üstünlüğü de bir kenara bırakılıyor. İşin ruhudur önemli olan. Nazı Almanyası da bir dönem yasaları uyguluyordu. Önemli olan bu işin ruhudur, hukukun üstünlüğüdür" şeklinde konuştu. Zorunlu tasarruf meselesinin içler acısı bir mesele olduğunu da söyleyen Çiller, çok uzun bir süredir Türkiye'nin büyümediğini, Türkiye'nin sürekli dışarıdan borç aldığını, tüm bunlara rağmen Hükümet'in bir kaç bankaya büyük paralar aktarmaya devam ettiğini kaydetti. Çiller, buna karşın milyonlarca zorunlu tasarruf sahibine de ışık yakılmadığını ve bunun büyük bir adaletsizlik olduğunu vurguladı. Çiller, Türkiye'nin adalet kavramını kaybettiğini öne sürdü. "KONUŞMAYAN SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ DÖNEMİNE GİRDİK" Hükümet'in korku salan bir hükümet haline geldiğini savunan Çiller, sivil toplum örgütlerinin korkutularak ve manevi baskıyla susturulduğunu, Türkiye'nin bir polis devleti haline geldiğini söyledi. Türkiye'nin konuşmayan sivil toplum örgütleri dönemine girdiğini ifade eden DYP lideri, "Türkiye'nin esnafı korkunç sıkıntılar içinde ama esnaf birliklerinin başı konuşamıyor. Çiftçilerimiz felaket durumda ama ziraat kesiminde çalışanların haklarını koruması gerekli olan kişi susturulmuş. Millet bu baskıyı hissediyor. Vatandaş kendisini yakmaya kalksa hastaneden önce hapsaneye götürülüyor. Bu demokrasiyle bağdaşan bir özgürlük ortamı değil" dedi. DYP'nin, her zaman doğrunun yanında olmaya devam edeceğini ve haklı talepleri savunacağını vurgulayan Çiller şunları söyledi: "Ama unutmayın ki 350 milletvekili var, karşılarında da 181 gibi bir muhalefet sayısıyla bir yerlerde durdurmaya çalışıyoruz. O 350 parmak maalesef kalkıyor. Böyle bir sıkıntımız var ama bu bizim Meclis'te elimizden geleni yapmayacağımız anlamına gelmiyor. Türkiye bir an önce Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası'nı değiştirerek mecburiyetindedir. Kurtuluş mu arıyorsunuz, gerçek kurtuluş orada olacaktır". Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:12

İLGİLİ HABERLER