KAYNAK : Haber Vitrini
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Kemal Derviş'in CHP'yi seçmesini SABAH'a değerlendirirken, "Bu kişinin ülkeye yaptığı gözle görülür, elle tutulur hiçbir hizmet yoktur" ifadesini kullandı. Kamuoyunun bütün olayları sadece bir kişiye endekslemesinin yanlış olduğunu kaydeden Demirel, "Birkaç gün daha tartışılır ve biter" dedi.
Ekonomi eski bakanı Kemal Derviş'in bir önceki günkü açıklamasından sonra kamuoyunda DervişBaykal yakınlaşmasının en önemli sebeplerinden birinin partinin YTP'ye geçen Demirel yanlısı isimler olduğu konuşulmuştu. Mehmet Ali Bayar ile DTP'nin ittifaka dahil olması, Ispartalı eski bakan İbrahim Gürdal ve Demirel'e yakınlığıyla bilinen Rıfat Serdaroğlu'nun da YTP'yi seçmesi Derviş'in YTP'yi sağ merkezde bir parti olarak nitelendirmesine yol açmıştı.
Demirel, SABAH Yazıişleri Müdürü Balçiçek Pamir'in konuyla ilgili sorularını cevapladı.
* Gündemdeki son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son gelişmeler bana göre baştan normal değildir. Hatta anormaldir!
* Niye böyle söylüyorsunuz?
Çünkü hiçbir şey şahıslara endeksli olmaz! Olmamalıdır da!
SAVAŞ KAHRAMANI DEĞİL
* Peki Kemal Derviş'in dünkü çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir şahsa endeksli bir olayı tartışmak istemiyorum. İşin bence zaten normal olmayan tarafı Türkiye kamuoyunun bütün olayları sadece bir şahsa endekslemiş olması. Yanlış olan budur. Birkaç gün daha tartışılır ve biter. Hiç normal olmayan bir hadisedir.
* Niye bu kadar "anormal"?
Bu kişiye bu kadar çok önem verilmiş olması normal değil. Aslında genelde kişiler önemlidir ama bugün baktığımızda orta yerde böyle bir önem vermeyi gerektiren bir sebep yoktur. Bu kişi bir savaş kahramanı değildir. Ondan sonra hani elle tutulur, gözle görülür, ülkeye yaptığı bir hizmet de yoktur! Aksine konuşmaya başlanırsa pek çok şey söylenir. Zaten söyleniyor da. Bu yaratılan durum, seçim öncesi atmosferdeki biraz ölçüleri aşan heyecanla yapılmış tartışmalardır.
* Temel problem bu mu?
Asıl sorun ülkenin başına birisinin oturup ben sizi idare edeceğim demesi. Ülkenin insanlarının bu ülkeyi idare edecek insanı seçmesi gerekir. "Bizim gönlümüz kimi isterse onu seçeceğiz" demeleri gerekir. Seçim halka verilmiş bir fırsattır. Bu fırsatı kimse onların elinden almamalı. Benim vatandaşım sandık başına gitmeli ve vicdanının sesine uyarak o görevi yapmalı. Ülke idaresini tayine kalktığınız zaman isabetli hareket edilmez. Çünkü halkın içinde her çeşit insan vardır. Aklıyla hareket edenlerin yanı sıra öfkeyle davrananlar da olacaktır. Bu durum kaçınılmazdır. Bir kural vardır. Çoğunluk aldanmaz. Eğer çoğunluğun aldanacağını düşünüyorlarsa bu sistem işlemez. Nitekim biz Türkiye'nin cumhuriyet aydını ve kültürlüsü olarak bir türlü kendimizi güvensizlikten kurtaramadık.
HALKA GÜVENSİZLİK
* Nasıl bir güvensizlik?
Bunlar mı seçecek? Evet bunlar seçecek. Kasketli şalvarlı mı Türkiye'nin geleceğini belirleyecek? Yargısından kurtaramadık kendimizi. O zaman da inançsızlık oluyor. Bu durum her tartışmada ve görüşmede sırıtıyor. Bizim demokrasinin üstün hakemi birden fazla. Diyorlar ki "ben bu adamı sevmiyorum." Sevmeyebilirsin. Seçmeni kendinizle eşit kabul etmediğiniz sürece sükunete varmak mümkün değil. Halkı beğenmeyenlere söylüyorum. "Bu halk mı çıkaracak yöneticileri?" diye soranlara cevabım evet bu halk çıkaracak! Bu halktan başka halk yok. Daha önce de söylediğim gibi onlar beğenmiyorlar diye halk mı ithal edeceğiz? Bu halkın çıkardığına hepiniz razı olacaksınız.
"Ee ya falancayı çıkarırsa?" Önceden kimi çıkaracağını sen tayin edeceksen, halkın iradesi diye bir şey kalmaz. Geçmişte de böyle şeyler oldu.
SEÇİM İPTAL EDİLMEZ
* Çözüm nerede gizli?
Zamanla çözüm bulunur. Türkiye geri değil ileriye gidiyor. Yeni bir hava genç nesillerle geliyor. Geçmişteki nesiller orta yaş gruplarının etkisi altındaydı. Bu tesir hemen hemen kalmadı.
* Meclis aritmetiğindeki olası senaryolar için ne diyorsunuz? Yüzde 25 oy almış bir siyasi parti mutlak çoğunluğu alırsa ne olur?
Yüzde 25 ile ülke iradesi olmaz. Bu netice vicdana sığmayan bir netice olur.
* Üç parti toplam yüzde 40 ile meclise girerse ne olur?
Yüzde altmış temsil edilemez. Bunlar görünmeyen anlar, fevkalade durumlardır. Bu zamana kadar bu hiç olmadı. İstikrarlı hükümetler çıksın diye baraj var ama istikrarlı hükümetler yine çıkamıyor. O zaman icra ile yasayı ayırmak lazım. Halk yasama organı seçsin ama bir de icra seçsin. Cumhurbaşkanını seçsin, o seçsin icrayı. Deniz bitti değil, hiçbir şeyin sonu değil. Çareyi düşünmek yine bu ülkenin insanına düşüyor.
* Seçim iptal edilir mi?
Ben çok ihtimal vermiyorum. Onca insan işinden istifa etti. Seçim psikolojisine girildi. İptal edilirse fevkalade bir durum olur.
sabah
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:45