KAYNAK : Haber Vitrini
Kemal Derviş "ne oldu da" yol arkadaşları İsmail Cem ile Hüsamettin Özkan'dan kopup, "rotayı" CHP'ye doğru çevirdi?. Derviş'in "makas değiştirmesinin" gerisinde "derin stratejik hesaplar" var. Bazı kuruluşların "risk analizleri" var.
Örneğin...
Geçen hafta Derviş'in önüne "şöyle bir tablo" konuldu:
- Evet, YTP tırmanıyor... Ama bu tırmanış, sizin katılımınız halinde bile, barajı aşmaya yetmeyebilir... YTP'nin alacağı her oy CHP'yi geriletecektir... Ayrıca... DSP'yi de tamamen yok saymamak gerekir... Bu durumda öyle bir seçim sonucu ortaya çıkar ki... Ne CHP ne YTP ve ne de DSP barajı aşabilir... Meclis'e bu üç parti de giremez... Ve AKP tek başına iktidar olabilir.
Ve yine Derviş'e denildi ki:
- Türkiye'deki siyasi denklemi bozan unsur olmayınız... Parlamentoya yanlış bir tablonun yansımasına katkıda bulunmayınız.
Derviş'e "bunları" kimler söyledi derseniz...
"Arı Hareketi" de söyledi.
"Yüksek Strateji Merkezi" de.
Siyasetin dışında olan ama siyasi gelişmeleri yakından izleyen "etkin çevreler" de.
MEKİK DİPLOMASİSİ
"Bu tablo" sadece Derviş'e söylenmedi.
"Türk-İş ile DİSK'e de" söylendi.
Ve "onların devreye girmesi" istendi.
Onlar da "arabuluculuğu" kabullendiler.
Derviş'e "ana siyasi damara... CHP'ye doğru yürü" dediler.
Ardından da bir "mekik diplomasisi" başladı.
Ve "formül" arandı.
Bulunan formül, Baykal'ın "yeni bir çağrı" yapmasıydı.
Salı günü, saat 20.30'da Deniz Bey "olur" dedi.
İPİN KOPTUĞU AN
"Senaryo" şöyle işleyecekti.
Deniz Bey'in çağrısına, İsmail Cem "olumlu yanıt" verirse, sorun kalmayacaktı.
"Sol bütünleşecekti."
Ama Cem "hayır" diyecek olursa...
Kemal Derviş'in "bağımsız hareket etme hakkı" doğacaktı.
Ve "düğmeye" basıldı.
Baykal çağrıyı yaptı.
Cem'in tepkisi "ittifak umurumuzda değil" üslubunda olunca...
"İpler" koptu.
Derviş "birlikte hareket ettiği kadroya" şöyle dedi:
- Bu beni hiçe saymaktır... Yaptıklarımın değerini bilmemektir... Ben aynı dünya görüşündeki insanların siyasi birlikteliği için uğraşırken, nasıl olur da "umurumuzda değil" diyebilirler.
KATALİZÖR ECZACIBAŞI
"İstanbul yaklaşımı" ve özellikle de TÜSİAD, Derviş'i "İsmail Cem'e doğru itiyordu."
Ama "koşullar" da, Derviş'in CHP'ye doğru açılımını gerektiriyordu.
Bu dönemde İstanbul yaklaşımından bir "katalizör" devreye girdi.
Derviş'in "lise yıllarından arkadaşı" Bülent Eczacıbaşı.
Eczacıbaşı'nın girişimiyle Derviş "hem İstanbul iş çevrelerinden kopmayacaktı ve hem de yeni ufuklara... Yani CHP'ye doğru" yürüyecekti.
Nitekim, öyle oldu.
DERVİŞ'İN EV ÖDEVİ
"Bu aşamada" Derviş, yine birlikte hareket ettiği "yol arkadaşlarına" şu değerlendirmeyi yaptı:
- Amerika'dan buraya bir teknisyen olarak geldim... Ve geçici olarak değil, bavulumu toplayarak geldim... Ama şimdi bana yeni bir ödev düştüğünü görüyorum... Bu rol, aynı felsefedeki insanları bütünleştirme rolü... Sorunların bir ülkeyi nerelere götürebileceğini yaşayarak gördüm... Oysa Türkiye çok iyi duruma getirilebilir... Bu rolü üstlenirken, eşimi de Türkiye'de yaşamaya ikna ettim.
ARKA ODA
Derviş'in stratejisinin "gelecek haftaki bölümüne" gelince...
Kemal Bey, Baykal ile görüşürken...
Derviş'in karargâhında da bir "ekip" gelişmeleri izleyecek.
Daha açık söyleyecek olursak...
Derviş ile CHP arasında "bir müzakere süreci" başlayacak.
Derviş, müzakerelerde güçlü olabilmek için "arka odasında" sivil toplum örgütlerini de tutmak istiyor.
Özellikle Türk-İş ile DİSK'i.
Ayrıca...
TOBB'u ve İstanbul iş çevrelerini "kazanmaya çalışıyor."
Tabii "Arı Hareketi ile Yüksek Strateji Merkezi" sürekli "senaryo takviyesinde."
12 KİŞİLİK KADRO
Derviş düşünüyor ki:
- CHP eğer sivil toplumu kazanır ve geniş bir açılım yaparsa, siyasi yelpazedeki hareket alanını genişletir... Bu da CHP'ye iktidar yolunu açar... İktidardaki CHP, 18 aylık bir "sosyal liberalizasyon" programı uygular... Hem serbest piyasa ekonomisi yürür ve hem de sosyal adalet sağlanır... Yabancı sermaye Türkiye'ye gelir.
Derviş bu programı rahat uygulayabilmek için CHP'ye "12 kişilik bir kadroyla" gelmek istiyor.
Bu kadroda "sivil toplum önderleri" de var, bazı "strateji uzmanları" da.
Kadro "dinamik... Genç" bir kadro.
SON SENARYO
Baykal ile Derviş arasında "uzlaşma sağlanması için", siyaset içi ve dışı "bazı çevreler" gayret gösterecek.
Bu gayretlere rağmen bir anlaşma olmazsa...
Derviş'in, tıpkı YTP'ye yaptığı gibi, CHP'ye de "affedersiniz" demesi sözkonusu.
Strateji uzmanlarının "bu duruma dönük senaryosu" şöyle.
- Derviş çekilir... Antalya-Akdeniz Üniversitesi'nde hocalığa başlayıp, yeni seçimi bekler... Zira... Sandıktan istikrarsız bir aritmetik çıkması söz konusu olur... Bu durumda yeni bir erken seçim gündeme gelir... Derviş de o takvime kadar "yeni bir hareketin" öncülüğüne soyunur.
Yavuz DONAT
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:45