Gündem
  • 1.5.2003 10:02

DERYA SAZAK'TAN İLGİNÇ BİR CHP ANALİZİ

Ordu, CHP, muhalefet MGK'nın 30 Nisan toplantısının gündemini oluşturan AKP kaynaklı 'türban, kadrolaşma ve Milli Görüş genelgesi'yle ilgili gerilimden CHP de yıpranarak çıktı. Deniz Baykal bu durumu fark etmiş olmalı ki; partisinin Meclis Grubu'nda 27 Mayıs çağrışımı uyandıran 'ordu artı CHP, iktidar!' anlayışını reddettiklerini açıkladı. CHP lideri 23 Nisan penceresinden Türkiye'ye bakınca rahatsız edici gelişmeler olduğu görüşünde. TBMM'deki resepsiyona 'devletin zirvesi'yle birlikte CHP Grubu da topluca katılmadı. Baykal, kriz doruktayken 'vazonun kırılma' olasılığından söz etti. 23 Nisan'ın hemen öncesinde CHP sözcülerince 'Meclis'i açıkta tutmanın zorluğu' ifade edildi. Çankaya, Genelkurmay ve Cumhuriyet Halk Partisi arasında eş zamanlı sergilenen bu duyarlılık kamuoyuna ister istemez, 'CHP askere mi oynuyor?' şeklinde yansıdı. Baykal, Pascal Nouma'nın sözleşmesini feshetmek için 48 saat bekleyen Beşiktaş yönetimi gibi, 'geç de olsa' bu yanlış algılamayı düzeltti ve demokratik çizgiye geldi. Nedense CHP'nin bu dönem sergilediği muhalefet anlayışıyla toplumun 'kimyası' bir türlü tutmuyor. CHP, kendisinden beklenen 'demokratik seçeneği' oluşturmaktan uzak. Deniz Bey 3 Kasım seçimleriyle ortaya çıkan 'iki partili sistem'de doğru bir muhalefet konumlandırması yapmadıkça 'CHP nereye?' sorusu gündemden düşmeyecek. Evet, 'Ordu artı CHP, iktidar' formülüyle bu partinin 'ara rejim'e oynadığını düşünmek haksızlık olarak görülebilir. Ancak CHP'nin 3 Kasım ertesinde 'halka dayalı' bir muhalefet yaptığı da söylenemez. Partinin adındaki 'halk' unutuldu, CHP bir 'devlet partisi' oldu. Meclis'teki emekli bürokrat - teknokrat kadro 1970'lerin Turhan Feyzioğlu başkanlığındaki Güven Parti'sine benziyor. CHP Meclis Grubu da işlevi Meclis'ten geçen yasaları ikinci kez görüşmek olan 'Cumhuriyet Senatosu' gibi çalışıyor. Oysa bu görevi Çankaya'da Cumhurbaşkanı Sezer zaten yapıyor. CHP'nin muhalefeti bir türlü halka inmiyor. Deniz Baykal'ın dünkü grup konuşmasında '12 Mart'ta CHP'ye altın tepsi içinde sunulan iktidarı Ecevit reddetmişti' diye gönderme yaptığı 1970'lerin Cumhuriyet Halk Partisi'nin başarısı, demokratik sol ilkelerin ve halkçılık kavramının yıllar süren mücadeleyle topluma mal edilmesinden geliyordu. CHP ne yazık ki 30 yıl sonra 'düzen değişikliği' iddiasını AKP'ye terk etmiş, 'statüko'nun ve 1982 Anayasası'nın bekçisi haline gelmiştir. AKP'nin getirdiği her şeye karşı çıkan CHP altı aydır Meclis'e 'reform' niteliğinde tek bir yasa önerisi sunabilmiş midir? CHP'nin Politbürosu, bu gidişle toplumsal muhalefeti, Meclis dışındaki Genç Parti'ye kaptıracak. 'Halk eksi CHP eşittir, muhalefet!' CHP'yi bugün en iyi tanımlayan formül budur. (Derya Sazak/ Milliyet) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:54

İLGİLİ HABERLER