Katolik Akademisinin Münih'te düzenlediği ‘Türkiye’nin AB kimliği' konulu panel çok sert tartışmalara sahne oldu. Panelde Türkiye'nin AB üyeliğini savunan Mesut Yılmaz ve AB üyeliğine karşı çıkan Prof. Hans Ullrich Wehler zaman zaman sert sözlü düelloya girdi.
Yılmaz, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı Irak, Suriye, İran gibi sorunlu ülkelere komşu olunacağı teziyle karşı çıkan Prof. Wehler'e şöyle dedi:
‘‘Eğer tüm sözlere rağmen Türkiye AB'ye alınmaz ve Türkiye kamuoyu düş kırıklığına uğratılırsa, Türk kamuoyunun reaksiyonunun nasıl olacağını düşündünüz mü? O zaman keşke Suriye ve Irak komşumuz olsaydı dersiniz’’
Prof. Wehler ise bu tehdidin çok maceracı olduğunu söyledi ve Yılmaz'a ‘‘Böyle maceracı bir tehdit sizin AB davanıza zarar verir’’ diye konuştu.
Bochum Üniversitesi'nde ders verdiği ayda iki kez Almanya'ya giden Yılmaz ise ‘‘Türkiye'nin AB üyeliğine artık karar verilmiştir. Şimdi Türkiye AB üyeliğini tartışmaya açmak artık çok geç. Bu tartışma 20 yıl ya da en geç 10 yıl önce yapılmalıydı. Şimdi tartışmamız gereken üyeliğin biçimi ve çerçevesi üzerine olmalıdır’’ dedi.
TÜRKİYE NEFES BORUSU
Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘‘Girişimizle batacak bir gemide ne işimiz olabilir. Irak krizi nedeniyle Fransa ve Almanya, AB'nin dünya ölçeğinde global bir politik oyuncu olamadığını acı bir şekilde anladı. Türkiye, Birlik üyesi olursa sınırların ne olacağına kendiniz bakın. Yeni komşular, Rusya, Ukrayna, Suriye, Irak, İran, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan olacaktır. Dolayısıyla AB Atlantik, Kuzey Denizi, Akdeniz, Karadeniz ve Körfez'in bir gücü haline gelecektir. Türkiye 11 Eylül sonrası AB'nin nefes borusudur.’’
EŞİT AB ÜYESİ OLMALIYIZ
Prof. Wehler ise Türkiye'nin kültürel ve tarihsel olarak Avrupa kültürüne ait olmadığını, nüfus artışının çok yoğun olduğunu, 450 milyonluk AB nüfusuyla Türk insanı arasında çok derin kültür farkı bulunduğunu, böyle büyük bir Müslüman ülkenin AB'ye alınmasının Avrupa'nın dağılmasına yol açacağını söyledi. Prof. Wehler, Türkiye'nin AB üyeliğine halk oylamasıyla karar verilmesini savundu. Yılmaz buna ‘‘Eğer tarihi eski çatışmalar AB üyeliğine karşı bir gerekçe olsaydı, bugün AB olmazdı. AB sayesinde Almanya ile Fransa arasındaki eski tarihi çatışmalar da tarihe karışmıştır’’ karşılığını verdi.
Prof. Wehler daha sonra Türkiye'nin AB üyeliğine karşı kesin tutumunu yumuşatarak, Türkiye'ye AB üyeliği yerine genişletilmiş bir özel statü tanınmasını savundu. Yılmaz da, ‘‘Biz ikinci sınıf bir AB komşusu olmayı asla kabul etmeyiz. Biz eşit AB üyesi olmak istiyoruz’’ dedi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:54