Gündem
  • 25.2.2004 14:37

EMİNE ERDOĞAN'IN ÜZÜNTÜSÜ...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, kadınların siyasetin dışında olmasının düşünülemeyeceğini belirterek, ''Kadınlarımızı siyasal alandan dışlamaya çalışan bakış açılarının tasfiye edilme zamanı gelmiştir'' dedi. Konferansın açılışında konuşan Emine Erdoğan, kadınların, hayatın olduğu gibi siyasetin de vazgeçilmez aktörleri olduğunu söyledi. Bu arada, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Emine Erdoğan, ''Yerel seçimler öncesi AK Parti'nin gösterdiği kadın aday sayısını yeterli bulup bulmadığının'' sorulması üzerine, ''Hayır, hiç yeterli değil'' yanıtını verdi. ''Bu konuda ne yapılması gerektiğinin'' sorulması üzerine Erdoğan, ''Çağrımızı yaptık. İnşallah bundan sonraki seçimlerde daha çok kadının bu işe soyunmasını tavsiye ediyoruz. Çok az, çok yetersiz bu durumdan dolayı çok üzüldüm'' diye konuştu. Emine Erdoğan, ''Üzüntünüzü Başbakan'a ilettiniz mi?'' sorusuna da, ''Birlikte bu üzüntüyü hissettik. Kendisi de üzgün. Bu durumdan memnun olmak mümkün mü?'' yanıtını verdi. ''Kadın aday sayısının azlığının nedeninin'' sorulması üzerine Erdoğan, ''Başvuru yok. Başvuru fazla olmadı maalesef. Nedenleri değişik tabii bunun. Nedenleri muhakkak vardır. Bundan sonra bu nedenler üzerine tartışmalar yapıp inşallah daha iyi sonuçlar alırız'' diye konuştu Kadınların siyasal hayata katılım düzeyi ile ülkelerin gelişmişlik seviyesi arasında doğrudan bir bağ olduğunu belirten Erdoğan, ''Dolayısıyla, dünyadaki gelişmiş ülkeler arasına girmeyi hedefleyen ülkemizde, kadınlarımızın siyaset sahnesinde daha aktif bir konuma gelmeleri gerekmektedir. Bunun için kadınlarımız, sadece yuvalarını değil, siyasetin de sorumluluğunu üstlenmek zorundadır'' diye konuştu. Şeffaf, etkin ve milletle bütünleşmiş bir siyaset için kadınların da ruhlarının inceliği, zekalarının keskinliği ve yüreklerinin zenginliğini siyasal hayata dahil etmelerinin şart olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi: ''Türkiye'deki her sevinç, her güzel gelişme bizim önümüze mutluluk olarak yansımaktadır. Aynı şekilde ülkemizi ve insanımızı üzen her olay da evimizde hüzün olarak hissedilmektedir. Kadınlarımızın, milletin kaderine yön veren siyasetin dışında olması düşünülemez. Kadınlarımızı siyasal alandan dışlamaya çalışan bakış açılarının tasfiye edilme zamanı gelmiştir. Kadını siyasetin kavisli yollarında ikinci derecede bir varlık, sembolik değer, yalnızca ve yalnızca hoş bir seda olarak gören anlayışlar, tahayyül ettikleri kısır siyaset dünyası içinde yok olmaya mahkumdurlar.'' Kadının seçme ve seçilme hakkını dünyada en erken elde ettiği bir cumhuriyetin çocukları olduklarını belirten Erdoğan, ''Hal böyle iken, bugün için ülkemizin yarınlarını şekillendirecek tarihi bir dönemeçten geçerken, biz kadınların siyasetin sesine kulak tıkamamız düşünülebilir mi?'' dedi. ''HAYATI DAHA GÜZEL KILMAK İÇİN...'' Siyasetin bizzat hayatın kendisi olduğunu vurgulayan Erdoğan, kadınlar için siyaseti düşünmek, anlamak ve yapmak zamanı olduğunu ifade etti. Kadınların, milletin hayallerini gerçeğe dönüştürecek sağlıklı bir ortak zemini gerçekleştirecek, geleneklerden aldığı kuvvetle geleceğe ışık tutacak, renkli bir siyaset anlayışını hayata geçirmek için gerekli azim ve kararlılığa sahip olduğunu dile getiren Erdoğan, hayatı daha güzel, dünyayı adaletli kılmak için siyasete kadın elinin daha çok dokunması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin kriz ortamlarına dönmemesi için millet olarak daha dikkatli ve hassas olunması gerektiğine işaret eden Erdoğan, siyasetin bu tür hassasiyetlerin gösterilebileceği en uygun mekanizmalar olduğunu sözlerine ekledi. DİĞER KONUŞMALAR Suriye Arap Cumhuriyeti Göç İşlerinden Sorumlu Bakanı Bouthaina Shaaban da, daha iyi yaşanabilir bir dünya için kadınların siyasete girmesinin zorunlu olduğunu söyledi. Tüm dünyada seçmenlerin büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğunu belirten Shaaban, buna karşın kadınların karar alma süreçlerinde yeteri kadar yer alamamalarından yakındı. İran Parlamentosu Üyesi Milletvekili Elahe Koullaei de, yirminci yüzyılın sağladığı haklarla dünyada kadınların yüzyılı olarak tanımlandığını ancak Ortadoğu'da bu tanıma uygun gelişmelerin sağlanamadığını söyledi. Bu bölgede diktatörlüklerin yıkılmaya başlaması ile birlikte halkın ve kadınların siyasete katılımının gecikmeli de olsa yaşandığını belirten Koullaei, 11 Eylül'ün ardından Afganistan'da Taliban rejiminin ve Irak'ta Saddam Hüseyin'in devrilmesiyle bunun hız kazandığını söyledi. Ortadoğu'da babaerkil yapı ve diktatörlükler nedeniyle tarih boyunca kadınların erkeklerden çok daha fazla baskıyla karşı karşıya kaldıklarına dikkati çeken Koullaei ''Hepimiz, Ortadoğu'daki ülkelerin ortak sorunlarına sahip insanlarız. Ortak sorunlarımızı incelerken, aramızdaki farklılıkları da dikkate almalıyız'' diye konuştu. KADIN HAKLARINA GELENEKÇİ MUHALEFET Kadınların toplum hayatında yeteri kadar yer almaları için sadece kanunun değişikliklerinin yeterli olmadığına dikkati çeken Koullaei, bunun için insanların zihinlerinin değiştirilmesinin gerektiğini dile getirdi. İran'da, kadının kamusal alana katılımının artmasına gelenekçilerin güçlü bir muhalefeti olduğunu vurgulayan Koullaei, zor bir geçiş süreci yaşadıklarını ve partilerin bu süreçte daha büyük desteklerine ihtiyaç duyduklarını dile getirdi. Ürdün Prensesi ve Ürdün Ulusal Kadın Forumu Başkanı Basma Bint Talal da, Ortadoğu'da gündemin en tepesine demokratikleşmenin oturduğunu belirterek, demokrasilerde kadınların sesinin mutlak suretle duyulması gerektiğini söyledi. Kadınların, Arap ülkelerinde daha çok dışlandıklarını belirten Talal, kadınların haklarını dile getirmekte erkeklerden daha cesur olduklarını ancak kendilerinin kısıtlanmaması gerektiğini ifade etti. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:42

İLGİLİ HABERLER