ERDOĞAN, GÖRÜŞMELERİN İÇERİĞİNE İLİŞKİN AÇIKLAMALARIN TÜRK TARAFININ ELİNİ ZAYIFLATACAĞINI SÖYLEDİ
ZAFER ÇAKMAK
ANKARA - Gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri ve Ankara temsilcileri ile yaptığı kavhaltılı toplantıda soruları da cevaplayan Erdoğan, bir soru üzerine birinci derecede Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulmasının ideal olan bir hedef olduğunu söyleyerek, Kuzey Kıbrıs'ın tamamen dünyadan dışlanmış, uygulanan ambargo ile birçok haklarından uzak bir ülke konumunda olduğunu ifade etti. Bunun hem Kuzey Kıbrıs'a fiziki ve insani olarak getirdiği bir faturanın, hem de Türkiye'ye getirdiği bir faturanın oluğuna işaret eden Erdoğan, Kuzey Kıbrıs'ın bunlardan kurturalarak adeta bir sıçramayı gerçekleştireceğini söyledi. Türkçe'nin AB toplantılarında konuşulmasının ve kullanılmasının çok önemli bir gelişme olacağının altını çizen Erdoğan, iki kesimlilik kuvvetlendirilirse, garantörlük güçlendirilirse ve harita daha düz bir hale getirilirse alınacak neticenin, Kuzey Kıbrıs'ın çok lehine bir netice olacağını vurguladı. Müzakereler sırasında sıkıntıların yaşandığı bir dönem olabileceğini belirten Erdoğan, her zorluğun bir bedeli olduğunu ancak sonrasının çok iyi olacağını dile getirdi. Erdoğan, AB'nin Türk tarafının iyi niyetine karşılık Rum tarafına da iyi niyetli yaklaşması yönünde baskı yapması gerektiğini ifade etti.
'Denktaş görüşmelerin ardından basın toplantısı düzenliyor. Sizin özel ricanıza rağmen biz bunları yayınlamayacak mıyız?' şeklindeki soru üzerine Erdoğan, bunu söylemeye hakkı olmadığını belirtti. Medyanın yanı sıra tarafların da bu konuda hassas davranması gerektiğine dikkat çeken Erdoğan, Denktaş ve Papadopulos'un müzakere sürecinin sağlıklı yürümesi için görüşmelere ilişkin detaylı bilgi vermemesini istedi. Kıbrıs sorununun, Türkiye'nin AB üyeliği ile bir ilgisi bulunmadığını kaydeden Erdoğan, sorunun çözülmesinin, Türkiye'nin üyelik sürecini kolaylaştıracağını dile getirdi. Erdoğan, görüşmelerin içeriğine ilişkin basına yansıyan bilgilerin Türk tarafının elini zayıflatacağı endişesini taşıdığını söyleyen Erdoğan, ''Biz hiçbir zaman güç kaybını karşı tarafa kazanç olarak vermeyeceğiz. Biz burada aşırı derecede kar-zarar hesabına giremeyiz. Eğer girersek o zaman beklediğimiz neticeyi almaktan uzaklaşırız. Bu neticeyi alacaksak bunu bir bütün olarak değerlendirmek, bize getireceği kazanımlar nelerdir, bunun üzerinde hassasiyetle durmak gerekir. Bunun detaylarına girip bunları anlattığımız zaman karşı tarafı da bu hesabı yapmaya getiririz. Bu hesabı her iki taraf yapmaya başladığı anda burdan bir netice almadan çıkarız. 40 yıllık süreç kaybedilir, izah edemezsiniz'' şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, teröre karşı gerek ABD, gerekse AB başta olmak üzere ortak bir mücadele platformu oluşturulmuşsa, terörü barındıran ülkelere karşı da ortak bir uyarı kavramı oluşturulması gerektiğini söyledi. Erdoğan, ''Bugün ben terörden zarar görüyorsam yarın bir başkasını muhakkak vuracaktır. Terörün ne zamanı ne adresi sözkonusu değil. ABD'den, AB'den ve uluslararası kuruluşlardan beklediğimiz gibi aynı zamanda taraflardan da bekliyoruz. Güney Kıbrıs da böyle bir yanlışın içine düşmemelidir. Yoksa aynı sıkıntıyı onlar da çeker. Nitekim Yunanistan'daki terör örgütünün Yunanistan'ın başına neler getirdiğini biliyoruz. Türkiye'nin de neler ödediğini herkes biliyor. Bunun devamını arzu etmiyoruz'' değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, bir soru üzerine Kıbrıs'taki ilk müzakereleri peşrev dönemine benzettiğini belirterek, ''Somut beklentimiz 22 Mart'tan sonraya herhangi birşey bırakmadan bu işi çözmemizdir'' diye konuştu. 'Plan referandumdan geçtikten sonra mı Meclis'e getirilecek?' sorusu üzerine Erdoğan, metnin referandumun ardından Meclis'e getirileceğini söyledi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:42