Gündem
  • 22.3.2002 15:12

"ERBAKAN'IN İSTİFASINI BEN İSTEDİM !.."

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA- DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, "Sayın Erbakan'ın istifa etmesini biz istedik. Sayın Erbakan'ın istifa etmesini biz sağladık" dedi. Çiller, Parlamento'da, kurmaylarıyla birlikte düzenlediği basın toplantısında, önce Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu ile Tarişbank konularına değindi. BDDK'nın bankacılık sektörünü kurtarmak için devreye sokulduğunu ve bu çerçevede 23 bankanın fona devredildiğini hatırlatan DYP lideri, dış yardımlara rağmen bankacılık krizinin sürdüğüne işaret etti. BDDK'nın uyguladığı politika çerçevesinde 120 bin ortaklı Tarişbank'a zulüm yapıldığını kaydeden DYP lideri, bankanın fona devredilmesinin yanlış bir karar olduğunu, sonrasında gelişen olayların da doğru olmadığını ifade etti. Çiller, "Görülüyor ki, bugün Tarişbank'a ne yapılacağı belli değil. Yalnız AB normları 3 yıl üretim yapanlara banka veriyor. Hollanda, ABD, Fransa Tarişbank diyor ki, Ziraat Bankası devralsın veya Ziraat Bankası'nın iştiraki haline gelsin. 'Hayır bu da olmaz. Çünkü biz Ziraat Bankasını da tasfiye edeceğiz' Bütün Türkiye'ye ve Ege'lileri sesleniyorum. BDDK bankacılık sektörünü refize etmek bir yana çökertmektedir. Bütün Egelilere ve tarım sektörüne diyorum. Bütün bu bankaları kapatsınlar geleceğiz açacağız. AB normlarında ne yapılıyorsa aynısını yapacağız. Tarım kesimi topyekün tasfiye oluyor. Bankacılık kesimi topyekün tasfiye oluyor. Krizden dibe vurmak bir yana giderek daha da derinleşerek sürme eğilimi gösteriyor" dedi. Çiller, bu açıklamalarından sonra basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Çiller, bir gazetecinin, 'Refahyol dönemini 'Dehşet dönemi' olarak nitelediğini hatırlatması üzerine, "Dehşet dönemi demedim. Dehşet estirildi dedim" karşılığını verdi. Çiller, Refahyol hükümetini kurma tercihini kendilerinin yapmadığını, sandıktan çıkan sonuç dolayısıyla mecbur kaldığını kaydetti. Yılmaz'ın, kendisinin hükümet kurma teklifini kabul etmediğini, kurulan hükümette dönüşümlü Başbakanlık sırası kendisine yaklaştıkça olumsuz bazı gelişmelerin ortaya çıkarıldığını kaydeden DYP lideri, "Biz baktık ki başka seçenek kalmamıştır hem zorlamalar, hem bir çok gelişmeler bizi AB'nin öneminden dolayı da. Bu hükümeti kurduk. Hükümeti kuran aslında millettir. Çünkü netice itibariyle o oyu vermiş, birinci yapmış millettir. Milletin dediğinin de denenmesi lazım. CHP ile de hükümet kurduk. Terörle mücadeleye çok da sıcak bakmıyorlarda başlangıç itibariyle özellikle. Refah Partisi'yle kurduğumuz bu koalisyonda da kimsenin olmaz dediği o programı götürdük" diye konuştu. Çiller, adil düzene rağmen liberal bir ekonominin devam ettiğini kaydederek, şu ifadelere yer verdi: "Bir dehşet estirildi. Bu bir gerçek. Şimdi millet o dönemin ekonomisini arıyor. Ama şimdi o partinin zafiyetlerinden, bize göre yanlışlarından ortaya çıkan sıkıntılarımız oldu. mesele İstanbul'un ortasına bir çadır kurup, İstanbul'u fethetmek. Elbette çok kesimi rahatsız eden, ellerine bir takım imkanlar veren bir olaydı. Netice itibariyle Sayın Erbakan'ın istifa etmesini biz istedik. Sayın Erbakan'ın istifa etmesini biz sağladık. Özellikle arkamızdan bütün demokrasinin vazgeçilmez kuralı olan Meclisin çoğunluğunu aldık. Bizim Başbakanlığımızda Amsterdam zirveside ortaya çıkan. Hollanda sefirinin de çok açık yüreklilikle 'Evet' dediği gibi Türkiye o dönemde dört nala ilk 5 veya ilk 8 ülke arasnıda müzakereleri başlatmaya gidiyordu. Bütün Türkiye'den 3 ay istedim. 3 ay. Nasıl Gümrük Birliği'ne soktuksa bunu da yapalım seçime gidelim. Bunu için istifa imzamın hazır olduğunu Sayın Cumhurbaşkanımıza da ifade ettim. Çıkardım gösterdim. 3 ay daha, Türkiye için Avrupa Birliği için. Ama Türkiye bu demokratik açılımı sağlayamadı" diye konuştu. Millettin bugün doğru kararı vereceğini ve onun da DYP'nin tek başına iktidar olması olduğuna işaret eden DYP lideri, bugün kiminle ortak olabilecekleri konusunda bir tercihleri olmadığını, ancak Refahyol hükümetine bir demokratik zorlama olarak girdiklerinin altını çizdi. Çiller merkez sağda birleşmenin önemini de vurguladı. DYP lideri, TBMM'nin son zamanlarda çalışamaması ve en son dün Uyum Yasaları'nın görüşmelerinin kesintiye uğraması yönündeki bir soruya verdiği cevap ise şöyle oldu: "Meclis çalıştığı zaman millete çok zarar verdi. Meclis çok çalışıyor diye herkes övünüp duruyor. Birileri dışarıdan bir şey söylüyor, Meclis'te fason çalışan atölye gibi, milletin zararına ne varsa çıkarıyor. Uyum Yasaları için AB yolunda hep yapıcı olduk olmaya da devam edeceğiz. Kısa vadedilerin akla yakın olanına, tümüne, bize anlatıldığı ölçüde, bir çok şeyi gözü kapalı evet diyoruz. Ama meclise geldiğinde katkılarımızı söyleyeceğiz. Bu katkılar engelleme değil. Yapıcı muhalefet dedikleri cinsten. Belki eklemelerimiz olabilir. Ama durdurmamız olmaz. Ama bu 350 milletvekiliyle Türkiye en büyük küçülmeyi yaşadı. Hiçbir kalıcı reform yok. İrtica adına kurulan bu hükümet Sayın Genelkurmay Başkanı'nın dediği gibi irticanın da yükseldiği gibi, bir dönemi yaşattı Türkiye'ye. Onların ağzından ifade ediyorum". Çiller, seçim takvimi konusundaki bir soruya da "Ne kadar önceyse o kadar iyi. Milletin de tahammülü kalmadı. Her geçen yıl daha da kötüye gitmiştir: Bu doktorla devam ettiğiniz müddetçe bu yataktan kalkmanız mümkün değil. Şu doktoru değiştiriverin" dedi. DYP lideri, Kardemir ile ilgili bir soruyu cevaplandırırken de, Kardemir'in Türkiye'nin sorununun iktisadi değil yönetim sorunu olduğunun göstergesi olduğunu ifade etti. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:55

İLGİLİ HABERLER