KAYNAK : İK...
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Siyasette boşluk bırakırsanız bazı kurumlar o boşluğu doldurur. Türkiye'de de zaman zaman bazı kurumlar bu boşluğu doldurmuştur'' dedi.
Erdoğan, Dünya Ekonomik Forumu toplantılarının ''Avrupa Yolundaki Engellere'' başlıklı toplantısına katıldı.
Toplantıda Erdoğan'a, ''Almanya, Ama Nereye'' adlı Alman şiiri anımsatılarak, ''Avrupa, Ama Nereye. Türkiye neden Avrupa Birliği'ne (AB) alınmalı?'' sorusu yöneltildi. Erdoğan, AB'ye mekansal bir bütünlük diye bakılmaması gerektiğini ifade ederek, buna Güney Kıbrıs'ın AB'ye alınmasını örnek gösterdi.
AB'ye bir medeniyetler bütünleşmesi olarak bakılmasında fayda gördüğünü kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa ve Asya arasında önemli bir köprü görevini üstlendiğini söyledi.
Türkiye'ye 2004 Aralık'ı için müzakere tarihi verildiğini hatırlatan Erdoğan, bu sürecin kısaltılabileceğine olan inancını dile getirdi.
Türkiye'nin AB serüveninin 43 yıl önce başladığını, bugün müzakere tarihi verilen pekçok ülkeden daha ileri adımlar atıldığını kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin AB üyeliği ile bir medeniyetler buluşmasının başarılabileceğini ifade etti.
Foruma katılan Avrupa Parlamentosu Başkanı Pat Cox da, Avrupa'da Osmanlı medeniyetinin izlerini görmenin mümkün olduğunu belirterek, Türkiye'nin aslında Avrupa'ya yabancı olmadığını söyledi.
Daha sonra, Erdoğan'a Türkiye'nin ''İslami bir ülke'' olduğu ifade edilerek, ''ordunun nihai kararı verdiği'' dile getirildi ve bunu değerlendirmesi istendi. AK Parti Genel Başkanı Erdoğan da, 2002 Aralık'ında Kopenhag sürecinde gerçekleştirdiği temaslarda AB'ye katılması halinde İslam kültürü ile demokrasinin bütünleşmesi açısından Türkiye'nin iyi bir model olacağını dile getirdiklerini anlattı.
''ORDUNUN FARKLI VE MÜSTESNA BİR YERİ VAR''
AB'nin bir değerler birliği olduğu görüşünü yineleyen Erdoğan, ordu ile ilgili görüşlerini aktardı. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda ordunun farklı ve müstesna bir yerinin olduğunu kaydeden Recep Tayyip Erdoğan, ''Siyasette boşluk bırakırsanız bazı kurumlar o boşluğu doldurur. Zaman zaman da bazı kurumlar o boşluğu Türkiye'de doldurmuştur'' dedi.
Erdoğan, Türkiye'de son yılların en güçlü parlamentosunun yapılan son seçimlerde kurulduğunu anımsatarak, Türkiye'de nihai kararı siyasi iradenin verdiğini söyledi. Erdoğan, gerek ordunun gerekse siyasi iradenin alanlarının Anayasa ile belirlendiğini kaydetti.
Siyasi iradenin en üst makam olduğunu anlatan Erdoğan, ordunun ise ona bağlı anayasal kuruluşlardan biri olduğunu dile getirdi. Erdoğan, orduyu AB'ye karşı gibi göstermenin yanlış olduğuna işaret ederek, ''Bazı takıntılar var gibi geliyor bana... Son 20 ay içinde Türkiye'de gerekli yasal değişiklikler, emsal ülkelere göre fazlasıyla yapılmıştır. Bunu Türkiye, iktidarıyla, muhalefetiyle yapmıştır'' diye konuştu.
''SALDIRI SANAYİİ''...
Erdoğan, dünyada savunma sanayii adı altında ''saldırı sanayiinin'' olduğunu, pekçok ülkenin de bütçelerinin önemli bir bölümünü ''kan ve ölüm için harcadığını'' belirterek, ''Bu konuda ne yapacağız? Her ülke bütçesinin büyük bir bölümünü savunma sanayii adı altında saldırı sanayiine harcıyor. Kimse, kitle imha silahlarının kaldırılması ve yokedilmesi için uğraşmıyor'' dedi.
Erdoğan, daha sonra katılımcıların sorularını yanıtladı. Bir katılımcı, Türkiye'nin Irak'ın sınır komşusu olduğunu hatırlatarak, ''Irak tehlikeli bir ülke midir size göre? ABD'nin bu konudaki tezlerine katılıyor musunuz?'' şeklinde bir soru yöneltti. Erdoğan'a, ''Sayın Başbakan'' diye hitap eden bu katılımcıya Erdoğan, kendisinin AK Parti Genel Başkanı olduğunu söyledi.
Körfez Savaşı'nda Türkiye'nin ciddi bir bedel ödediğini belirten Erdoğan, Körfez Savaşı nedeniyle doğu ve güneydoğu bölgelerinde terörün arttığını, onbinlerce Türk insanının kaybedildiğini, 100 milyar dolar civarında da ekonomik bir zararın sözkonusu olduğunu anlattı. Bu bedeli Türkiye'nin bir kez daha ödemek istemediğini kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Biz, Irak konusuna dinsel açıdan yaklaşmıyoruz. Evrensel hukuk açısından yaklaşıyoruz. Barışın küreselleşmesini istiyoruz. Türkiye, üzerine düşen barışçı yolla bu sorunun çözülmesini istemektedir. Biz, bütün otoriter, totaliter sistemlere karşıyız. Demokratik, laik hukuk devletlerinden yanayız.
Irak'taki son gelişmeleri halkımıza anlatamayız. Biz, AK Parti olarak Birleşmiş Milletler (BM) silah denetçilerinin vereceği raporu önemsiyoruz. BM Güvenlik Konseyi'nin kararı bizim için önem arzediyor. Aksi halde, bunu milletimize anlatmak mümkün değildir. Nihai kararı parlamentomuz verecektir. Temennimiz odur ki; bu, barışla son bulsun. Dünya da biz de artık kan ve ölüm istemiyoruz.'' Erdoğan, bir başka katılımcının ''Kitle imha silahlarının imha edilmesini söylerken ABD'yi mi kastettiniz?'' sorusu üzerine de, ''Bu konudaki tüm devletleri kastediyorum. ABD de buna dahil. Büyük devlet, küçük devlet diye ayırt edemezsiniz. Ne Saddam'ın, ne de bir başkasının vereceği karar bizim için önemlidir. Önemli olan, BM'nin vereceği karardır'' dedi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:12
