Gündem
  • 11.3.2008 12:20

ERDOĞAN, SOSYAL GÜVENLİK YASASI’NIN BAŞLAMA TARİHİNİ AÇIKLADI

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, TBMM gündeminde bulunan Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Yasa Tasarısını değerlendirirken, "Bir çok meselede
olduğu gibi çözümsüzlüğü çözüm gibi gösterenler, ucuz popülizme teşebbüs
etmesinler. Konuyu istismar aracı haline getirmek isteyenler, realite
ile yüzleşmek zorundadır" dedi.

Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanununda değişiklik öngören yasa tasarısına değindi.

Erdoğan, "Toplumun huzur ve mutluluğunu esas alan diğer sosyal
politikalar gibi Sosyal Güvenlik Reformu ile ilgili düzenlemenin de
toplumun huzurunu, mutluluğunu esas aldığını" kaydetti.

Söz konusu tasarının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunundan geçtiğini,
yakında TBMM Genel Kurulu gündemine geleceğini ifade eden Erdoğan, çok
boyutlu reformun en geniş anlamda toplumun katılımını, sosyal tarafların
katılımını zorunlu kıldığını vurguladı.

Erdoğan, Ekonomik ve Sosyal Konseyin 3 Ocak 2008'de yayınladığı
bildiride açık çağrıda bulunduğunu hatırlatarak, "(Tasarı
kanunlaşıncaya kadar bütün kesimlerin görüş ve önerilerine kapımız
ardına kadar açıktır) dedik. Bu çağrımız halen geçerlidir. Hangi kurumun
olmazsa olmazları neler ise bize bildirin dedik" dedi.

Meselenin bütün boyutlarıyla işçi, işveren ve emekli örgütlerinin
temsilcileriyle tartışıldığını, dün akşam bu kuruluşlardan birinin
temsilcisinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile de
görüştüğünü kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bir çok meselede olduğu gibi çözümsüzlüğü çözüm gibi gösterenler ucuz
popülizme teşebbüs etmesinler. Kimseyi itham etmek kastıyla söylemiyorum
ancak bu konuyu bir istismar aracı haline getirmek isteyenler realite
ile yüzleşmek zorundadır, sorumluluk altında değerlendirmelerini yapmak
durumundadırlar. Çünkü bu ülke hepimizin, bu sorunları hep birlikte
çözeceğiz. Burada, kalkıp da 'acaba ben bundan nasıl bir siyasi rant
elde edebilirim, acaba ben bunu kendim için nasıl bir siyasi ranta
dönüştürürüm' gibi basit hesaplar içine girmesinler. Bu, döner
kendilerini vurur, bunu bilsinler. Uzun sürmez, kanun çıksın, uygulama
başlasın, bunların hepsi yerli yerine oturacaktır. Bunu da söyleyeyim,
bu konuda kendimize güveniyoruz. Çünkü samimiyetle bu kanunu düzenledik
ve yaptık. Bizim bütün arzumuz, eşitsizliklerin mümkün olabildiği kadar
giderilebilmesidir. Bu toplumun geleceğini, bu milletin uzun vadeli
çıkarlarını düşünmek, toplumu bir bütün olarak algılayabilmek sadece
Hükümetin değil, kamusal faaliyet gösteren her kurum ve kuruluşun da
görevidir."
Kendi iktidarına kadar bütün sendikaların en güçlü talebinin, sosyal
güvenlik kurumlarının birleştirilmesi, tek çatı altında toplanması
olduğuna işaret eden Erdoğan, SSK, BAĞKUR ve Emekli Sandığının 5502
sayılı kanunla 16 Mayıs 2006 tarihinde birleştiğini ve tek çatı altında
toplandığını söyledi. Erdoğan, "Pratikte henüz aşamadığımız sorunlar
var. Ancak, bu ideal gerçekleşti. Bunu kim yaptı, AK Parti iktidarı
yaptı" diye konuştu.

-"BU DA NEREDEN ÇIKTI HAVASINDA FİKİR YÜRÜTÜYORLAR"-

Norm ve standart birliğini sağlamaya dönük 5510 sayılı yasanın Anayasa
Mahkemesinin bazı hükümlerini iptal etmesi nedeniyle yürürlüğe
girmediğine dikkati çeken Erdoğan, şimdi iptal gerekçelerini de
karşılayan norm ve standart birliği amacını gözeten yeni bir tasarı
hazırladıklarını ve Meclisin gündemine getirdiklerini anlattı.

Mevzuatı birleştirerek farklı sosyal güvenlik kurumları şemsiyesi
altındaki vatandaşları gerçek anlamda "ortak bir şemsiye" altına
almayı amaçladıklarını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birileri sanki düne kadar öyle bir sorun yokmuş gibi, 'bu da nereden
çıktı?' havasında fikir yürütüyor. Çalışma Bakanımız öncelikle Üçlü
Danışma Kurulunda bütün sosyal taraflara ayrıntılı olarak bilgi verdi.

Ardından siyasi partilerimizin grupları bilgilendirildi. Keza,
üniversitelerimizin görüşleri alındı. Alınan görüş ve öneriler büyük
ölçüde tasarıya yansıtıldı. Kuşkusuz realite, Türkiye'nin imkan ve
kaynakları ölçüsünde bir karar almayı da zorunlu kılıyor."

-"DÜNDEN BUGÜN GÖRÜLEBİLSEYDİ..."-

Erdoğan, düzenlemenin ne getirdiği, hangi toplumsal kesimleri ne ölçüde
etkilediği konusunda bilgi verirken, "Sosyal devlet ilkesinin gereği
olarak, bu düzenlemeyle emeklilik koşulları ve maaş hesapları işçi,
memur ve esnaf için eşitleniyor. Herkes, farklı hukuk düzenlemelerine
tabi olmaktan çıkarılıyor ve bir eşitlik ilkesi getiriliyor. Bu bir
mecburiyettir, bu bir zorunluluktur. Ekonominin realitesi de bunu
gerektiriyor" diye konuştu.

Sosyal güvenlik sistemiyle ilgili kararların en az 40-50 yıllık
perspektiflerle hazırlanmak zorunda olduğuna işaret eden Erdoğan, bunun,
işin tabiatı gereği olduğunu vurguladı.

Erdoğan, "Bakınız içim üzülerek ifade ediyorum. Bundan 39 sene önce
1969'da, gelecekle ilgili, Türkiye'nin geleceğiyle ilgili yapılan yanlış
bir öngörü, bugün önümüzde açık olarak duruyor. 1991'de bu açık 300
milyar YTL idi. 10 binde 5 iken, bugün bu açık Gayri Safi Milli
Hasılamızın yaklaşık yüzde 4'ü seviyesine yükselmiştir. Dünden bugün
görülebilseydi, bu böyle olmayacaktı. Ama bugün aynı yanlışı devam
ettiremeyiz. Geleceği doğru hesaplamak ve doğru planlamak zorundayız"
dedi.

-"2028'DEN SONRA GEÇERLİ OLACAK"-

Yaptıklarının, temelde çalışma hayatını, çalışma barışını esas alan bir
düzenleme olduğunu ifade eden Erdoğan, bugünü ve yarınlarını güvenceye
alan bir düzenleme yapıldığını kaydetti.

Çalışanları sistemin içinde tutmaya dönük düzenleme yaptıklarını
belirten Erdoğan, "Prim ödeme gün sayısının 7 binden 9 bine
çıkarılmasına itiraz edenler, bu uygulamanın bundan 20 yıl sonra 2028'de
ilk defa işe girecek olanlar için olduğunu söylemiyorlar. Herkes de
zannediyor ki hemen Resmi Gazetede yayınlandığında uygulamaya girecek...

Hayır. Bakın bu, 2028'de ilk defa işe girenleri ilgilendiriyor. Sanki
bugün çalışanları ilgilendiriyormuş gibi bir hava estiriyorlar" diye
konuştu.

-"BAĞKUR'DA BASAMAK SİSTEMİNİ KALDIRIYORUZ"-

Erdoğan, yeni düzenlemenin BAĞKUR, SSK ve Emekli Sandığı mensuplarına
neler getirdiği konusunda ise şu bilgileri verdi:
"BAĞKUR'da basamak sistemini kaldırıyoruz. Ödenen prim miktarı ve gün
sayısı emekli maaşlarına doğrudan yansıyacaktır. BAĞKUR'da basamak
sistemini kaldırıyoruz ki benim vatandaşımın kazancı artmadan primleri
artmasın. Önce kazancı artacak sonra primi... Basamak sistemi yerine,
esnafımızın ve çiftçimizin beyan ettiği kazanç oranı üzerinden prim
alınacaktır. Ne beyan ediyorsa onun üzerinden. Ayrıca, prim oranları
yüzde 40'tan yüzde 33.5'e kadar düşüyor. BAĞKUR'lular için ilk kez,
SSK'lılar gibi geçici iş göremezlik ödeneği öngörüyoruz. İş kazası
geçiren bir esnafımız raporlu olduğu sürece Sosyal Güvenlik Kurumundan
geliriyle orantılı olarak ücretini alacaktır. Mevcut sistemde 1 gün dahi
prim borcu varsa vatandaşımız sağlık hizmetinden yararlanamıyor. Bunu
esnafımız çok iyi biliyor. Biz bu süreyi 30 güne çıkarıyoruz.

Dolayısıyla 30 günden aşağı prim borcu olan BAĞKUR'lu, sağlık
hizmetinden yararlanabilecek."
BAĞKUR, SSK ya da Emekli Sandığı mensuplarının olduğu gibi 18 yaşına
kadar bütün çocukların hiçbir şart aranmaksızın sağlık hizmetinden
yararlanabilme hakkına kavuştuğunu anlatan Erdoğan, "Her doğan bir defa
sosyal güvenceye sahip. İşte sosyal hukuk devleti budur. Çalışanların,
emeklilerin, dul ve yetimlerin bu yasayla hak kaybına uğradığını
şimdiden iddia etmek hakkaniyete uygun mudur?" diye sordu.

-"SENDİKALAR BUNU NİYE KONUŞMUYORSUNUZ?"-

Erdoğan, tarımda çalışanlar ve köy muhtarlarına ilk kez asgari ücretin
yarısı kadar gelir beyan edebilme imkanı getirdiklerini belirterek,
SSK'lı işçiler ve bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin sağlık
hizmetlerinden yararlanma süresini 90 günden 30 güne indirdiklerini
söyledi.

Sendika yöneticilerine seslenen Erdoğan, "Sendikalar bunu niye
konuşmuyorsunuz. Soruyorum sendikalarımızın değerli yöneticilerine; Bu
talep sendikalarımızın yıllar yılı her platformda eleştirdiği bir
mesele, bir sorun değil miydi?" dedi.

Erdoğan, emzirme ödeneğini 50 YTL'den 203 YTL'ye, cenaze ödeneğini 242
YTL'den 608 YTL'ye çıkardıklarını bildirerek, "Bunları niye
görmüyorsunuz? Bunlar para değil mi?" diye sordu.

İşverenlerin işçilere verdiği ayni yardımlardan prim kesilmeyeceğini,
hem emeği hem alın terini korumaya aldıklarını hem de üretici kesimleri
güvenceye aldıklarını anlatan Erdoğan, yine ilk kez, yurt dışı
müteahhitlik hizmetlerinde işverenlerin rekabet gücünü olumsuz
etkilemeyecek şekilde, işçileri de mağdur etmeyecek şekilde
sigortalılıklarını yeniden düzenlenme imkanı verdiklerini söyledi.

Erdoğan, "tamamlayıcı sigortalar" olan bireysel emeklilik ve özel
sağlık sigortalarını teşvik eden düzenlemeler getirdiklerini de ifade
etti.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 13:06

İLGİLİ HABERLER