Gündem
  • 28.1.2008 19:35

"HAYATIMDA İLK GENELEVİ İSTANBUL'DA GÖRDÜM"

Dünyanın değişik coğrafyalarında 60 yıllık arama sonucunda babasının mezarını İsrail'de bulmasını anlatan "Benim Babam" adlı kitabında hayatının önemli anlarını dile getiren Jirinovski, kitabında Türkiye'de yaşadığı 8 aylık bir döneme de geniş şekilde yer ayırdı.

Eski SSCB döneminde 1969 yılında Dış Ekonomik İlişkiler Komitesi aracılığıyla tercüman sıfatıyla Türkiye'ye gittiğini belirten Jirinovski, ilk önce Ankara ve İstanbul'u gezip dolaştığını ve daha sonra Bandırma'ya yerleşerek keyifli bir hayat sürdüğünü anlatıyor.

Jirinovski, kitabında Türkiye'deki anılarıyla ilgili, "Boş zamanlarda çocuk ve gençlerle irtibat kuruyor ve üniversitede öğrendiğim Türkçe'yi pratikte de geliştirmeğe çalışıyordum. Fakat benim gençlerle olan samimi dostluk ilişkilerim ve sık sık Amerikan askeri birliği yakınlığında bulunmam, Türk istihbaratçılarınca casusluk şeklinde algılanmış.

Gözaltına alınarak komünist propagandası yapma suçundan yargılanmaya başlandım. Ellerindeki tek delil ise, gençlere Sovyet rozetleri dağıtmam idi.

Bandırma Emniyet Müdürü zaten 30 yıllık görevi boyunca bir tek casus bile yakalamadan emekliye ayrılacağının üzüntüsünü yaşadığı bir dönemde beni yakaladıkları için duyduğu mutluluğu bana açıkça itiraf etmişti. Sovyetler Birliği Konsolosluğu'nun müdahalesi sayesinde mahkemenin yapılmasına rağmen 20 yıllık hapis cezasından kurtuldum" ifadelerine yer veriyor.

Gözaltında bulunduğu günlerde de sanki tatildeymiş gibi keyifli bir hayat yaşadığını; kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerinin kendisi için restorandan getirildiğini anlatan Jirinovski, hapis günleri anısını, "Benimle aynı koğuşta adam öldürme, uyuşturucu ticareti, hırsızlık ve trafik kurallarını ihlal suçlarından 4 tutuklu daha bulunuyordu. Bunları ilk günden itibaren kendi idarem altına alarak üst yataklara kovdum" sözleriyle sürdürdü.


Hayatındaki ilk darbeyi 17 günlük hapis cezası dolayısıyla Moskova'ya geri gönderilmekle yaşadığını belirten Jirinovski, Türkiye'de kaldığı 8 aylık dönemde kazandığı parayla Zaporojets marka bir Rus otomobili satın aldığını, Türkiye'deki görev süresinin 1-2 ay daha uzun sürmesi durumunda daha iyi bir araba alabileceğini, ancak bu şansını kullanamadığını ifade etti.

Kitapta toplam 12 sayfa yer tutan Türkiye anılarında, 1969 yılında İstanbul ve Ankara'daki gençlik hayatına da geniş yer ayıran Jirinovski, "Büyük kentlerde genç erkekler, kızlarla tanışamamanın sıkıntısını yaşıyorlardı. Kırsal kesimlerde ise gençler, ebeveynlerinin önerdiği kızlarla evleniyordu. Hayatımda ilk kez İstanbul'da bir genelev gördüm. Tüm bunlar o dönemdeki Sovyet yaşamımıza aykırı şeylerdi" diyor.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 14:08

İLGİLİ HABERLER