
İsrail'in gözaltına aldığı Sumud'un kadın aktivisleri : Askerler özel bölgemizi elledi, taciz etti
İsrail tarafından alıkonulan ve diplomatik girişimler sonucu Türkiye'ye getirilen 137 aktiviste İsrail'in yaptığı insanlık dışı uygulamalar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma dosyasına girdi. Aktivistler ifadelerinde, İsrail'in barbarlığını anlattı. Çıplak arama yapılıp ters kelepçe takılan aktivistler, psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldıklarını söyledi. İngiliz kadın aktivist, tacize uğradığını ifade etti.
İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulan Küresel Sumud Filosu'nda yer alan ve Türkiye'nin girişimiyle İstanbul'a getirilen aktivistler, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın İsrail'e yönelik başlattığı soruşturma kapsamında ifade verdi. İsrail'in uluslararası mahkemelerde yargılanması için şikayetçi olan 36'sı Türk, 23'ü Malezyalı toplam 137 aktivist İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda sağlık kontrolünden geçirildi. Aktivistlerin fiziksel ve ruhsal durumları titizlikle incelendi.
Tıbbi şikayeti olanlar ve sağlık sorunu bulunanlar sağlık kurumlarına sevk edildi. Adli Tıp Kurumu'nda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunda görevli 10 Cumhuriyet Savcısı tarafından tercümanlar eşliğinde aktivistlerin ifadeleri de alındı. Aktivistler, ifadelerinde İsrail'in aktivistlere yaptığı insanlık dışı muameleler soruşturma dosyasına girdi. İşte aktivistlerin ifadelerinde anlattıkları müdahale yaşandı. Herkesin ellerini kelepçeleyip üst üste koydular.
Gemiden çıkarılıp göç merkezine götürüldük. 20 saat boyunca ellerimiz ve gözlerimiz bağlı bekletildik. Bu süreçte tuvalet, yemek gibi ihtiyaçlarımız karşılanmadı. Kafese konularak cezaevine götürüldük. 3.5 saatlik bir yolculuktu. Uyumayalım diye sürekli coplarla kafeslere vurdular. İki gün boyunca uyutmadılar. Çıplak arama yaptılar.
'ÖZEL BÖLGEME ELLERİYLE VURDULAR'
İngiltere'de Biyolojist olan aktivist Evie Rose Snedker (26): İngiltere'den Barcelona'ya uçakla gittim. Adara gemisiyle yola çıktım. Gemimizi kuşatıp bizi Aştod limanına götürdüler. Kafamızı bastırıp bizi yere baktırdılar. Üzerimizdeki takı ve bütün kişisel eşyaları aldılar. Ayağıma vurarak fiziki şiddet uyguladılar. Pasaportumu ve saatimi aldılar. Kelepçeyi o kadar çok sıktılar ki bileklerimiz yaralandı. Kadın asker, kolyemi çekip aldı. Saçımı çekerek, saçımdaki tokaya kadar aldılar. Arama yaparken özel bölgelerimi insan onuruna yakışmayacak şekilde dokunarak açmaya çalıştılar. Özel bölgeme elleriyle vurdular. Bizi cezaevine götürüp 2 gün boyunca burada ne su ne yemek verdiler. Tuvalete gitmemize engel oldular. Ben o dönemde regl oldum. Bana kadın pedi dahi vermediler. 5 kişilik odada 15 kişi kalıyordu. Bizi İstanbul'da çok iyi karşıladılar. Türk yetkilileri tarafından gösterilen ilgi ve alakadan dolayı çok memnunum.
'DİPÇİKLERLE VURUP, PARAMIZI GASP ETTİLER'
Faslı Yazar Ayoub Habraoui (29): Tunus'tan Dar Yasin isimli gemiyle yola çıktık. Korsan gibi bizi rehin aldıktan sonra başıma silahın lazeriyle işaretleyerek gemideki herkesin teslim olmasını istediler. Bizi limana çıkardıklarında diz çöküp, silahların dipçikleriyle sırtımıza vurdular. Nakap bölgesindeki cezaevinde 3 gün kaldım. Su vermediler. 2 saatte bir köpek ve silahlarla baskın yaptılar. Üzerimdeki 300 doları yağmaladılar. İsrail devletinin, uluslararası hukuk tarafından ceza mahkemelerinde yargılanmaları için şikayetçiyim.
'20 SAAT GÖZÜMÜZ BAĞLI BEKLEDİK'
Tunuslu denizci Abdallah Messaoudi (28): İtalya Sicilya'dan Der Yesin Mali gemisiyle yola çıktım. Gazze'ye 70 mil mesafede ilk müdahale yaşandı. Herkesin ellerini kelepçeleyip üst üste koydular. Gemiden çıkarılıp göç merkezine götürüldük. 20 saat boyunca ellerimiz ve gözlerimiz bağlı bekletildik. Bu süreçte tuvalet, yemek gibi ihtiyaçlarımız karşılanmadı. Kafese konularak cezaevine götürüldük. 3.5 saatlik bir yolculuktu. Uyumayalım diye sürekli coplarla kafeslere vurdular. İki gün boyunca uyutmadılar. Çıplak arama yaptılar.
'DRONLA BOMBALI SALDIRI YAPTILAR'
Türk Doktor Haşmet Yazıcı (44): İtalya Sicilya'dan Taigete isimli yelkenli ile yola çıktık. Gemimize dronla bombalı saldırı yapıldı. Yelkenimiz yandı. Komandolar teknemize baskın yaparak, limana getirdi. Başımızda bekleyen kadın güvenlik görevlisi, 'Pis Türkler zaten pis kokuyorsunuz' dedi. Bu alanda İsrail Güvenlik Bakanı Ben Gvir bulunuyordu. Polisler onun emriyle hareket ediyordu. Bize 3 kağıt önerdiler. Birincisi '72 saat içinde çıkmak istiyorum'. İkincisi ise İsrail'e izinsiz girmemiz ile ilgili bir belgeyi imzalatmaya çalıştılar. Üçüncüsü ise İbranice bir evraktı bu kağıtları imzalamadım.
'TUVALET ÇEŞMESİNDEN SU İÇİRDİLER'
Sosyal medya içerik üreticisi Mesut Çakar (33): Aştod limanına vardığımızda bizi onlarca asker gülerek bekliyordu. Sıcak asfalt üzerinde secde pozisyonunda başımız yerde ters kelepçeyle 1 saat bekletildik. Gemimizde bulunan arkadaşımız Mustafa Çakmakçı'nın kolunu kırdılar. Hapishanede su vermediler. Tuvalet çeşmesinden su içtik. Avustralyalı Ebubekir arkadaşımızı sorguda darp ettiler. Astım hastalarına ilaç vermediler.
'NAMAZ KILMAMA İZİN VERMEDİLER'
Televizyon sunucusu ve yazar Bekir Develi (50): Australe isimli tekneyle Gazze'ye yardım için yola çıktık. 3-4 gün alıkonuldum. Su vermediler, aç bırakıldım. Tuvalete dahi izin yoktu. Arkadan kelepçelediler. Parmaklarıma kan gitmediğini, bileğimi hissetmedim. Ellerim morardı. Sırtımda ve vücudumda morluklar var. 4 gün su içmedik. Namaz kılmaya çalıştığımızda da bize müdahale ediyorlardı. Tekneye sayısız drone saldırısı yaptılar. Botlarla tekneyi batırmaya çalıştılar. Bütün eşyalarım gasp edildi."
'KAFESE KOYDULAR, UYUTMADILAR'
Suudi Arabistan Mekanik Mühendisi Abdullah Yonuıs Mohammad Ghabbash (54): İspanya Barcelona'dan Alma adlı gemiyle Gazze'ye hareket ettik. Hayvanları bile içinde durmayacağı kafese koydular. Cezaevinde uyutmadılar, insani ihtiyaçlarımıza da karşılamadılar.
İNGİLİZ AKTİVİST: 'BUNLAR İNSAN DEĞİL'
İstanbul'a getirilen Küresel Sumud Filosu katılımcısı İngiliz aktivist Sarah Wilkinson, "Son üç günde başımıza gelenlerden öğrendim ki İsrailliler insan değil. Elleri var, yüzleri var ama onlar bizden değiller. Onlar canavar" dedi. Türkiye'ye hayran olduğunu da kaydeden Wilkinson, "Bize yapılan karşılama beni ağlattı. İnşallah bir dahaki sefere Gazze'ye gideceğiz" diye konuştu.
'KAĞITTAN KAPLANI GÖRDÜK VE GELDİK'
Aktivistlerden Ayçin Kantoğlu, İsrail'i kastederek, "Kağıttan bir kaplanı gördük ve geldik. Korkmuyoruz onlardan. Son derece ahlaksızca işler yaptılar. Bizi yani kadın mahkumları koydukları yere büyük bir bez pankart hazırlatmışlar. Üzerine Gazze'nin son halini bastırmışlar. 'Gazze'ye hoş geldiniz' yazmışlar, bu kadar ahlaksızca bir işti. Adeta suçlarını üzerlerinde taşıyorlar. Çıplak arama da yapıldı, her şeyi çıkardılar. Hemen hemen her kontrol noktasında defalarca arandık. Ağzımızın içine, dişlerimizin arasına baktılar" dedi.
İSVEÇLİ AKTİVİST GRETA'YA ALÇAK MUAMELE
İsveçli çevre aktivisti Greta Thunberg, Gazze'ye insani yardım taşıyan Küresel Sumud Filosu'na katıldıktan sonra İsrail tarafından gözaltına alındı. İsveç Dışişleri Bakanlığı'na iletilen yazışmalara göre Thunberg, böceklerle dolu bir hücrede tutuldu ve sert muameleye maruz kaldı. İngiliz The Guardian gazetesine konuşan bazı filo katılımcıları, Thunberg'in bazı bayrakları tutmaya zorlanarak fotoğraflandığını kaydetti. Türk aktivist Ersin Çelik, Thunberg'in saçlarından sürüklendiğini, dövüldüğünü ve İsrail bayrağını öpmeye zorlandığını anlattı. İtalyan gazeteci Lorenzo D'Agostino da Thunberg'in bayrakla sarılı şekilde teşhir edildiğini aktardı.
İŞTE İSRAİL'İN AKTİVİSTLERE YAPTIKLARI
Çıplak arama.
20 saat gözü bağlı tutulma.
Hayvanlar gibi kafese konulma.
Arama bahanesiyle taciz.
Para ve bütün eşyaların gaspı.
Yiyeceksiz ve susuz bırakma.
İlaç vermeme.
SABAH GAZETESİ
Güncellenme Tarihi : 6.10.2025 11:14